Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/6280 E. 2023/4963 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6280
KARAR NO : 2023/4963
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/24 Esas, 2022/1017 Karar
HÜKÜM : Asıl ve birleşen davaların kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2009/10 E., 2020/287 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu senedin açığa atılmış bulunan 4 imza üzerine elle doldurulmak suretiyle 500.000,00 TL’lik kambiyo senedi olarak hazırlandığını, müvekkilin davalıdan hiçbir şekilde 500.000,00 TL almadığı gibi böyle bir senet de imzalamadığını, davalının kooperatif yetkilisi olması sebebiyle resmi bir işte kullanmak üzere müvekkille beraber arkadaşlarının açığa imzası alınmış olduğunu, davalı hakkında Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde sahte senet tanzim etmek ve dolandırıcılıktan dolayı şikayette bulunulduğunu, müvekkilin anılan nedenlerle gerek imza incelemesi yapılarak gerekse hile yolu ile ilgili belgenin ele geçirilmiş olmasına binaen sahte olarak düzenlenmiş bulunan senedin iptaline ve müvekkilin borçlu olmadığının tespitini, davalının kötü niyetli olması sebebiyle alacağın %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin açığa atılan imzasının bulunduğu belgenin üzeri sonradan doldurulmak suretiyle kambiyo senedi vasfı kazandırılmaya çalışılan adi yazılı belgeye dayalı müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini davalıdan hiçbir şekilde 500.00,00 YTL almadığı gibi böyle bir senette imzalamadığını, davalının kooperatif yetkilisi olması sebebiyle resmi bir işte kullanmak üzere müvekkille beraber arkadaşlarının açığa imzası alınmış olduğunu, davalının sıkışınca bunu kambiyo senedi haline getirdiğini, davalı hakkında Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde sahte senet tanzim etmek ve dolandırıcılıktan dolayı şikayette bulunulduğunu, müvekkilinin davalıdan bu miktarda bir borç almadığı gibi davalının da ekonomik durumunun ve sosyal statüsünün buna elverişli olmadığını belirterek sahte olarak düzenlenmiş bulunan senedin iptaline ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olması sebebiyle alacağın %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde, davacıların tüm iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, bono altındaki imzanın davacılara ait olduğunu, takip dosyası olan 2008/5254 E. sayılı dosyada takibe konu senedin bir kambiyo senedi olduğunu, bir bonoda bulunması gereken zorunlu şartları taşıdığını bildirerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının… Konut Yapı Kooperatifi yetkilisi olduğu, davacıların şirket ile birlikte ihalelere girdikleri, davalının davacılardan aldığı A4 kağıdına el yazısı ile tanzim edilmiş, tanzim tarihi 14.08.2008, vade tarihi 30.11.2008 olan 500.000,00 TL’lik kombiyo senedi ile … ve …’ye karşı kombiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yaptığı, Çankırı İcra Müdürlüğünde takip başlattığı, davalının bu senedi sahte olarak oluşturması nedeniyle Çankırı Ağır Ceza Mahkemesinin (2011/106 Eski Esas) 2019/64 E. ve 2019/156 karar sayılı dosyası ile mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2020/853 E. ve 2020/8617 K. sayılı ilamı ile onanması suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından, davacının davaya konu Çankırı İcra Müdürlüğünün 2008/5254 E. sayılı takip dosyası ile davalı tarafından takibe konan bono nedeniyle davacıların borçlu olmadığı, davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu davaya konu takibin 2008 yılında yapıldığı, menfi tespit davasının da 2009 yılında açılmış olmasına, söz konusu tarihte 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesinin beşinci fıkrasına göre kötü niyet tazminatnın %40’dan az olamayacağı hükmüne göre; asıl ve birleşen dava yönünden takip konusu alacağın %40’ı olan tazminatın davalıdan ayrı ayrı alınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kötü niyet tazminatının 02.07.2012 tarihinde %40 ‘lık oranın %20 şeklinde değiştirildiğini, bu hususun göz önüne alınmadığını, senedin tek senet olup her ne kadar iki borçlu var ise de açılan davanın tek olduğunu, bu nedenle aynı dosya üzerinden ayrı ayrı icra inkar tazminatı takdirinin hatalı olduğunu, senetteki imzalarında davacılara ait olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı alacaklı tarafından, davacıların başvuru borçlusu olduğu tek bir bonoya dayalı olarak her iki davacı hakkında tek bir icra takibine geçilmiş olduğu anlaşılmakla bu durumda, isabetli olarak birleştirilip görülen işbu davada, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı kanun) 724 üncü maddesinin birinci fıkrası gözetildiğinde müteselsil takip borçluları olan davacılar lehine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun)169 uncu maddesi çerçevesinde tek bir kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerekirken, her bir davacı için ayrı ayrı tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp kararın bu yönden kaldırılması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davalarda bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.