YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6146
KARAR NO : 2023/507
KARAR TARİHİ : 24.01.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM :Kısmen kabul
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili ile fer’i müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili ile fer’i müdahil vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının …z’da yapmayı taahhüt ettiği enerji santrali ekipmanlarının nakliyesi için davalı … nezdinde nakliyat emtia sigorta poliçesi düzenlendiğini, nakliyesi yapılan türbinlerden bir tanesinin 14.12.2006 tarihinde indirme sırasında temele düşerek hasarlandığını, hasar ihbarına rağmen hasar bedelinin ödenmediğini, hasarlı türbinin onarım masraflarının davacı firmaca karşılandığını iddia ederek 1.501.100,24 USD ve 292.153,50 Euro’nun 07.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek dövize verilen en yüksek faizi ile 29.610,26 TL’nin ise aynı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı … tarafından düzenlenen “Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi”nde sigortalının … Energo Prdoductian Association, sigorta ettirenin ise Çalık Enerji San. Tic. A.Ş. olduğunu, bu sebeple davacının öncelikle aktif husumet ehliyetine sahip olduğunu belgelendirmesi gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen poliçenin özel şartlarında DPS’nin kendisi tarafından ya da onların tayin edeceği Surveyor tarafından tüm yükleme, boşaltma, aktarma operasyonlarına nezaret etmek üzere eksper gönderileceğinin sigortalı veya sigorta ettirenin eksperin vereceği tavsiyeleri yerine getireceğinin taahhüt edildiğini, bu şartın ihlal edildiğini, türbinlerin önceden hazırlanan bir temele indirilmesinin sigortacılık tekniğinde montaj işi olduğunu, normal bir düzeye indirmekle belli bir temele monte etmek arasında operasyon riski ve uzmanlığı açısından bir fark bulunmadığını, bu nedenle hasarın montaj poliçesini yapan sigorta şirketinden talep edilmesinin gerektiğini, dolayısıyla hasarın nakliyat emtia sigorta teminatı dışında bulunduğunu, ayrıca malın taşımasını yapan Panalpina Central Asioce’ye herhangi bir hukuki girişimde bulunulmadığını, dava veya icra takibi de yapılmayarak zamanaşımı süresinin dolmasına sebebiyet verildiğini, böylece rücu hakkının ortadan kalktığını, istenilen miktarın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Fer’i müdahil vekili, davalının sigorta poliçesi ile üstlenmiş olduğu riskleri reasürans teminatı altına almak amacıyla Londra’da mukim ve müvekkili tarafından temsil edilen bir grup sigorta reasürans şirketi ile reasürans sözleşmesi yaptığını, müvekkillerinin davaya konu nakliyat sigorta riskinin reasürörleri olduğunu, davacı tarafın emtia üzerindeki menfaatini ispat edemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre türbinin lowbed araçtan indirilmesinden sonra taşımanın/boşaltmanın bitmediği, türbinin kurulacağı/montajlanacağı beton temele taşınması/boşaltılması işinin de bulunduğu, bu nedenle taşıma sözleşmesinin 3. ve 4. maddesinde açıkça belirlenen koordinatlara boşaltma istifleme hükmünün konulduğu, davacı şirket mühendislerinin hazırladığı tutanakta, rayların altı beton bloklarla beslenmiş durumda hidrolik pistonla itilerek beton temel üzerine kaydırılan türbinin temel ankrajı üzerinden 60 cm yükseklikte alttan hidrolik krikolarla desteklenmiş ve yine alttan beton bloklarla desteklenen kayıcı raylar üzerinde durmakta iken türbinin nakliyesi ve beton temel üzerine yere konulmasından sorumlu Anatolia ve Panalpina firmalarının sorumlu ekibi tarafından işleme devam edildiği, krikolardan kayan türbinin beton temel kaide üzerinden beton boşluk üzerine devrilerek hasarlandığının açıklandığı, böylece taşıma/boşaltmanın sona ermediği, hasar verici eylemin taşıma/boşaltma sırasında oluştuğu, davalı Güneş Sigorta A.Ş.’nin hasarın oluştuğu sırada sigorta poliçe teminatı nedeniyle sorumluluğunun devam ettiği, meydana gelen zararın sigorta teminatı kapsamında olduğu, 03.12.2009 ve 10.02.2011 tarihli raporlardaki tazminat hesaplarının hükme esas alınabileceği gerekçesiyle 1.230.969,32 USD’nin 07.12.2007 davalı temerrüt tarihinden itibaren devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile, 268.153,50 Euro’nun 07.12.2007 davalının temerrüt tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile 29.609,30 TL’nin 07.12.2007 davalı temerrüt tarihinden itibaren ticari (TCMB’nin kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı) faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile fer’i müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Yargıtay Kararı
Dairenin 08.06.2022 tarih, 2021/5409 E. ve 2022/4598 K. sayılı kararının (1) numaralı bendi ile davalı vekilinin diğer ve ferî müdahil vekilinin tüm temyiz itirazları red edilmiş, (2) numaralı bendi ile davalı tarafın, davacının emtia hasarı gerçekleştikten sonra taşıyıcı Panalpına firmasından tahsilatta bulunduğu ayrıca firmadan aldığı teminat mektubunu nakde çevirdiği bu şekilde zararını taşıyıcı firmadan tahsil ettiğinin iddia ettiği, 18.11.2011 havale tarihli bilirkişi ek raporunda da heyete mali bilirkişi iştirak ettirilerek söz konusu sebepsiz zenginleşme iddialarının açıklığa kavuşturulması gerektiği ifade edilmiş ise de mahkemece bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, davalının söz konusu iddialarının değerlendirilmesi ve davacının taşıyıcı firmadan tahsil ettiği yahut taşıyıcıya yapması gereken ödemelerden uhdesinde tutup ödemediği tutarlar ve taşıma sözleşmesi kapsamında alınan teminat mektubunun davacı tarafça nakde çevrilip çevrilmediğinin tespiti ile işbu davada mahsubu gereken bir ödeme olup olmadığının değerlendirmesi gerektiğinden eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı hükmün davalı Güneş Sigorta A.Ş. yararına bozulması gerektiğine işaret edilerek hükmün bozulmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile fer’i müdahil vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1.Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; tahkim kararının dikkate alınmamasının usule aykırı olduğunu, tahkim kararı kuvvetli delil hükmünde olduğundan aynı nitelikte bir delil sunulmadığı halde aksi yönde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleşen tahkim kurulu kararına göre de nakliyat sözleşmesindeki “teslim” ile sigorta poliçesindeki “tahliye” arasındaki farklı kabul ve mutabakatın, sigorta poliçesinin kapsamı ve davalı müvekkili şirketin aleyhine yorumlanamayacağını, Yargıtay bozma ilamındaki çoğunluk görüşündeki, hasarın nakliye aşamasında meydana geldiğine ilişkin kararın, dosya içerisindeki delillerle çeliştiğini, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporları ve tahkim kurulu kararında kaza sebebiyle oluşan hasarın türbinin nakliyesi ve indirilmesi esnasında değil, montajı esnasında meydana geldiği, poliçe kapsamında olmadığı sonucuna varıldığını, Yargıtay bozma ilamındaki çoğunluk görüşü ile hukukta ikilik meydana getirildiğini, Yargıtay bozma ilamındaki çoğunluk görüşünün tarafsızlığını kaybettiğine dair itirazlarıyla birlikte, çelişkili ve eksiklikleri giderilmemiş bilirkişi raporuna dayandığından, Yargıtay bozma ilamındaki karşı oy görüşü doğrultusunda kararın düzeltilmesi gerektiğini, Mahkemenin suç teşkil eden bir eylemi görmezden gelerek, sektörel bilirkişinin kanaati doğrultusunda karar vermesinin, mahkemenin de tarafsız olmadığını gösterdiğini, Yargıtay çoğunluk görüşünde davacının, sigorta poliçesinde açıkça yazmasına rağmen boşaltma sırasında surveyor bulundurmayarak poliçe şartını yerine getirmemesi ile meydana gelen hasar arasında illiyet bağı bulunmadığı gerçeğini değerlendirmediğini, kusur tespiti yapılmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamındaki gerekçenin, sadece davacının sebepsiz zenginleşme iddiasına ilişkin olup Yargıtay bozma ilamında karşı oy gerekçesinde de belirtildiği üzere, boşaltma işleminden sonra meydana gelen hasardan müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olmadığını ve zararın tazminini müvekkil sigorta şirketinden talep edemeyeceğini belirterek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5409 E. ve 2022/4598 K. sayılı kararının, Yargıtay bozma ilamındaki karşı oyda belirtilen gerekçeler doğrultusunda düzeltilmesini istemiştir.
2. Fer’i müdahil vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının sadece çoğunluk üyelerin yer vermiş olduğu şekilde sadece sebepsiz zenginleşmenin araştırılmamasından dolayı yapılan eksik incelemeden dolayı değil, maddi olaya ilişkin daha önceden kesinleşmiş olan tahkim kararı uyarınca kökten bozulması gerektiğini, açıkça görüleceği üzere Tahkim Kurulunun 14.12.2006 tarihinde meydana gelen türbin hasarının emtia reasürans poliçesi kapsamında istenemeyeceğine karar verdiğini, 30.11.2020 tarihli bilirkişi raporunun hukuki değerlendirme kısmında da konunun açıklığa kavuşturulduğunu, çoğunluk görüşü ile usuli müktesep hakkın da ihlal edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin usul ve esas yönünden hukuka aykırı olan çoğunluk üyelerinin vermiş olduğu bozma kararının gerekçesinin sadece davacının sebepsiz zenginleşme iddiasına ilişkin olup kesinleşen tahkim kararının hiç değerlendirilmemiş olduğunu, davanın, Yargıtay bozma kararının karşı oy gerekçesinde detaylıca açıklandığı üzere boşaltma işleminden sonra meydana gelen hasardan dolayı davalı … şirketinin sorumlu olmadığı ve zarar tazmininin davalı … şirketinden talep edilemeyeceği nedeniyle bozulması gerektiğini belirterek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/5409 E. ve 2022/4598 K. sayılı kararının Yargıtay Bozma ilamındaki karşı oy gerekçesi çerçevesinde düzeltilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
1. Dava, davacı şirketin Türkmenistan’da yapacağı enerji santralinin ekipmanlarından bir türbinin meydana gelen kaza neticesinde hasarlanması sonucunda davacı yanca karşılanan hasar bedelinin emtia reasürans poliçesi sigortacısı davalı şirketten tahsili istemine ilişkindir.
2. Uyuşmazlık; taşıma/nakliyenin nerede bittiği, montaj/kurulumun nerede başladığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.
2. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1283 üncü ile 1299 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı vekili ile ferî müdahil vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekili ile fer’i müdahil vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,
Aşağıda yazılı bakiye 206,80 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 1.581,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dairemizin 08.06.2022 tarih, 2021/5409 E. ve 2022/4598 K. sayılı kararında yer alan muhalefet görüşlerimi aynen muhafaza ettiğimden, Daire çoğunluğunun davalı vekili ile fer’i müdahil vekilinin karar düzeltme istemlerinin reddine dair görüşlerine iştirak etmiyorum.