Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/612 E. 2023/3823 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/612
KARAR NO : 2023/3823
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/175 Esas, 2021/1541 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
( Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla )
SAYISI : 2017/314 E. 2018/347 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait şirket ile davalı şirket arasında 10.11.2015 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, davalının sözleşme ile belirlenmiş yükümlülüklerini ihlal ettiğini, bu sebeple doğmuş 50.928 dolar zarar, 100.00 dolar cezai şart ve davalının yaptığı rezervasyon iptalleri nedeniyle doğmuş 41.500 dolar zararın tazmini için icra takibi başlatıldığını, davalının takip borçlusu My Dream Hotel’in tüzel kişiliğinin bulunmadığı ve sözleşmeyi imzalayan Mehmet Akif Turan’ın şirkete temsil yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini, ancak taraflar arasındaki daha önce imzalanmış sözleşmelerde olduğu gibi sözleşmenin otel müdürü tarafından imzalandığını, davalının Akif Turan’ın şirketi temsili bakımından icazeti bulunduğunu, davalının vergi kaydı ve şirket kaşesinde “My Dream Otel” işletme ismi de bulunduğundan bu şekilde borçlu isminin yazıldığını, davalının müvekkilinin davacı sıfatının bulunmadığına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığını, zira şirket hisselerinin 3 üncü kişiye devri sonrasında davalıdan olan şirket alacağının müvekkili tarafından devralındığını, buna ilişkin teminat sözleşmesi düzenlendiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davada taraf sıfatının bulunmadığını, sözleşmede imzası bulunan kişinin şirketi yetkilisi olmadığını, sözleşmede belirlenen cezai şartın fahiş olduğunu ve bu hükmün genel işlem şartı niteliğinde olduğunu, davacının dilekçesi ile talep ettiği zararları ispat etmesi gerektiğini belirterek açılan davanın reddine ve davacının % 20 tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile dava dışı … arasında yetkilisi ve sahibi olduğu FTS Tur. Tic. Ltd. Şti. şirketinin hisselerinin devrine ilişkin yazılı hisse devir sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 5 inci maddesi ile davalı şirket ile FTS Tur. Tic. Ltd. Ştd. arasındaki ticari ilişkiden doğmuş alacak ve hakların davacıya ait olacağının kararlaştırıldığı, davalı Karova şirketine karşı davalarda tüm hak ve sorumluluğun davacıya ait olacağının belirlendiği, davacı tarafından devredilen FTS Tur. Tic. Ltd. Ştd.’nin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu, tarafı olduğu sözleşmelerden doğan tüm menfaat ve sorumluluğun şirkete ait olacağı, şirket pay sahiplerinin üçüncü kişilerle olan bu tür sözleşmelere dayalı olarak hak ileri süremeyeceği, şirket hisselerini devralan kişinin şirket hak ve menfaatlerini taraf olarak devretme yetkisi olmadığı, davacının davada taraf sıfatı bulunmadığı, davacı tarafın dava açma ve takip başlatma sıfatı bulunmadığı, davalıya karşı başlatılan icra takibinde kötü niyetli olduğu gerekçesiyle açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı tarafın dava konusunun % 20’si oranında icra inkar-kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ve şirket hisselerini devralan …’ın temlik sözleşmesini FTS Şirketi adına yapmaya yetkili olduklarını, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi ile dava ve takip konusu alacağın müvekkiline devredildiğini, temlik sözleşmesinin geçerli olduğunu, sözleşmenin 5 inci maddesi ile alacağın temlik edildiğini, kendilerine ek süre verilmeden davanın aktif husumetten reddedildiğini, savunma haklarının kısıtlandığını, ayrıca dava konusu alacağın dayanağı olan acentelik sözleşmesinde acenta olarak müvekkili yer aldığından ve acenta olarak tüm hizmetleri bizzat yaptığından aktif husumet ehliyetinin olduğunu, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddedilmiş olması nedeniyle kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının takip yapma sıfatı ve ehliyeti bulunmadığı, usulüne uygun yapılmış takip bulunmadığı, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesinin doğru olduğu, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş ise de davacı taraf hisse devir sözleşmesi ile birlikte hisseyi devralan ve aynı zamanda şirketin tek ortağı olan …’ın davalıdan olan alacakları kendisine temlik etmesine güvenerek takip yaptığı, takipte kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, dava açma ehliyeti bulunmadığından aktif husumet yokluğundan davanın reddine, koşullar oluşmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının yetkilisi olduğu şirketin taraf olduğu sözleşmeden kaynaklanan alacak sebebiyle başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gerek hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İtirazın iptali davasında husumet takip dosyasındaki taraflara ait olup itirazın iptali davasının ön şartı usulüne uygun (mesmu) takibin bulunmasıdır. Mahkemece ve istinaf mahkemesince her ne kadar davanın aktif husumetten reddine karar verilmiş ise de, işbu dosyayı icra takip dosyasında alacaklı görünen davacı açtığından aktif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Ancak istinaf mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere dava konusu sözleşmenin davacının temsilci olarak hareket ettiği şirket tarafından imzalandığı, davacının davalıya karşı takip yapma sıfatı ve ehliyeti olmadığı, davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı hususları dikkate alındığında itirazın iptali davasının ön şartı olan usulüne uygun takip şartının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde davanın bu nedenle reddi gerekirken, aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan ret kararının bu gerekçe ile onanması gerekmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının değişik gerekçe ile düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının değişik gerekçe ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.