Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/601 E. 2023/3974 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/601
KARAR NO : 2023/3974
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1324 Esas, 2021/1249 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Doğubayazıt 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2016/226 E., 2018/215 K.

Taraflar arasındaki Genel Kurul Toplantısının yoklukla malul olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Uygun Döviz Hizmetleri AŞ’nin ortağı iken 15.07.2014 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı ile müvekkilinden habersiz müvekkilinin bu şirketteki ortaklığının sona erdirildiğini, her ne kadar 15.07.2015 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Tutanağında tüm hisselerin toplantıda temsil edildiği toplantı tutanağında yazılmış ise de, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, zira paydaşlardan habersiz paydaşlara herhangi bir bildirim ve çağrı yapılmadan kanuna aykırı bir şekilde olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, yine olağanüstü genel kurul toplantısı yapılabilmesi için oluşturulan hazirun listesininde sahte imzalarla tanzim edildiğini, sahte imzalarda hazirun listesi tanzim edilerek (çağrı ya da bildirim yapılmadan) olağanüstü genel kurul toplantısı yapılarak bu toplantıda alınan kararın Doğubayazıt Ticaret Odasına ibraz edilerek müvekkilinin payının müvekkilden habersiz bir şekilde devredildiğini, kaldı ki yönetim kurulunca 08.07.2014 tarihinde alınan kararla 15.07.2015 tarihinde olağanüstü genel kurulun toplanacağı kararı alındığını, yönetim kurulunca alınan bu olağanüstü genel kurul toplantı kararında toplantı gündeminin ortaklara bildirilmesininde kararının alındığını, ancak bu kararın kağıt üzerinde kaldığını, bu kararın hiç bir şekilde paydaşlara bildirilmediğini, müvekkilinin olağanüstü genel kuruldan haberdar olmadığını, iddia ederek davalı şirketin 15.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların baştan beri yoklukla malul bulunduğunun tespitiyle iptal edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı şirketin ortağı olduğu, yokluk iddiasına konu 15.07.2014 tarihli olaganüstü genel kurul kararında bütün ortakların hisselerinin Mehmet Rahim Tayfur’a devrettiği, bu karar ile davacının şirket ortaklığından çıktığı, bu nedenle işbu davada davacının hukuki yararının bulunduğu, 15.07.2014 tarihli olaganüstü genel kurul toplantısının çağrısız olarak yapıldığı, dava konusu 15.07.2014 tarihli olaganüstü genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinde davacıya atfen atılı imzanın davacıya ait olmadığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalı şirketin, çağrısız olarak yapılmış olan genel kurul olduğu ve davalı şirketin ortaklarından davacının dava konusu genel kurul toplantısına katılmadığı, buna göre hukuki anlamda bir genel kurul olmadığı alınan kararların genel kurul kararı niteliği taşımadığından yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı şirketin 15.07.2014 tarihli olağanüstü genel kuruldaki kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un (6102 sayılı Kanun) 418 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 15.07.2014 tarihli toplantının yasaya uygun olarak yapıldığını, alınan kararın da yasaya uygun olduğunu, yapılan toplantının davacı tarafından bilindiğini, şirketin kurulduğu dönemde birden fazla ortak olduğunu, davacının sadece şekil şartlarının yeri bulması için şirkete ortak yapıldığını, bu nedenle davacının toplantılara katılmadığını, sadece alınan kararları öğrenmekle yetindiğini, müvekkili ile davacı arasında yaşanan başka anlaşmazlıklardan ötürü davacının işbu davayı açtığını, davacının hakkını kötüye kullandığını, yapılan toplantı ve alınan kararların geçerli olduğunu, mahkemece davacının iddiaları ışığında salt imza üzerine inceleme yapıldığını ve yazılı şekilde hüküm kurulduğunu, mahkeme tarafından sahte imza atıldığının saptanması halinde bu durumun şirket ortakları arasında güven ortamını ortadan kaldıracak nitelikte olup olmadığı ve fesih için haklı nedenin oluşup oluşmadığı hakkında hiçbir inceleme yapılmadığını, davada hukuki ve maddi olayların özelliği dikkate alınarak iddianın haklı sebep teşkil edip etmeyeceğinin irdelenmesinin gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, hazirun cetvelinde davacıya atfen atılmış olan imzanın, davacının eli ürünü olmadığı kesin olarak tespit edildiği, dava konusu 15.07.2014 tarihli genel kurulda hazır bulunanlar listesinde davacıya atfen atılı imzanın davacıya ait olmadığı belirlendiği, davalı şirketin ortaklarından davacının dava konusu genel kurul toplantısına katılmadığının sabit olduğu, davalı şirketin, çağrısız olarak yapılmış olan 15.07.2014 tarihli genel kurulu, hukuki anlamda bir genel kurul olmayıp alınan kararlar da genel kurul kararı niteliği taşımadığından yok hükmünde kararlardan olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı şirketin 15/07/2014 tarihli genel kurul toplantısı ve bu toplantıda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Kanun’un 416 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.