YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/58
KARAR NO : 2023/3423
KARAR TARİHİ : 31.05.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/938 Esas, 2021/1069 Karar
HÜKÜM : Dava ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/635 E. 2020/95 K.
Taraflar arasındaki şube tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin Vadişehir Ender 33 Odunpazarı/Eskişehir adresinde iş yeri bulunduğunu, davalı şirketin merkez adresine ve Eskişehir faaliyet adresine ayrı ayrı şube tescili için davet yazıları gönderildiğini, davalının şube tescil başvurusunda bulunmadığını belirterek davalının Vadişehir Ender 33 Odunpazarı Eskişehir adresinde bulunan iş yerinin şube olarak Eskişehir Ticaret Siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin iddia ettiği gibi şube ya da bağımsız bir işletmenin söz konusu olmadığını, müvekkilinin özel okullara yemek hizmeti verdiğini, okullarla yaptığı sözleşme gereğince okul bünyesinde yemek üretmekte olduğunu, özel okul bünyesinde müvekkilinin çalışanlarınca yemek hazırlandığını, bağımsız bir şube olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu iş yerinde yemek üretimi, dağıtımı ve satışının gerçekleştirildiği, sağlanan bu beslenme hizmeti karşılığında okula fatura kesildiği ve karşılığında tahsilat yapıldığı, işyerinin kendi nam ve hesabına ticari ilişki kurduğu, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu (5174 sayılı Kanun) ile Ticaret Sicil Yönetmeliğinde öngörülen sicile şube tescil koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen hizmet karşılığı dava dışı şirketle sözleşmenin genel merkez tarafından yapıldığını, faturaların müvekkili şirket merkezi tarafından kesildiğini, hizmet verilen yerde herhangi bir kira sözleşmesi, elektrik ya da genel gider faturaları bulunmadığını, dava dışı şirket ile yapılan sözleşme gereğince okul içinde yemek yapım hizmeti verildiğini, genel giderlerin dava dışı okul tarafından yapıldığını, çalışanların müvekkilinin merkezine bağlı olduğunu, şirketi temsile yetkili herhangi bir çalışan bulunmadığını, bir iş yerinin şube olup olmadığının kendi başına merkez adına hukuki işlemler yapabilmesine göre belirlenebileceğini, yemek hizmeti verilirken şube açılışı yapılmasının gerekmediğini, verilen hizmete karşılık alınan malzeme ya da hizmete ilişkin sözleşmeler yapılmadığını, tüm yönetim hakkının merkezde olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şube olarak tescili talep edilen iş yerinin davalının tarafı olduğu yemek hizmeti sözleşmesindeki yemek hizmeti ediminin ifası dışında başka bir faaliyeti olmadığı, üretilen yemeğin sözleşmenin tarafı olan eğitim kurumu dışında başka bir şahıs veya şirkete satışının yapılmadığı, herhangi bir ticari ilişki kurmadığı, muhasebesinin İstanbul’daki merkez muhasebe birimi tarafından yürütüldüğü, faturaların düzenlenme ve tahsilat işlemlerinin merkez tarafından yapıldığı, iş yerinin şube tescil koşullarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesince esas alınan Yargıtay kararının halen derdest olduğunu, İstinaf mahkemesi kararında işyerinde sözleşme yapılan okula satış yapıldığı beyan edilerek davanın reddine karar verildiğini ancak yemek sözleşmesi okulla değil, her kayıt sırasında bizzat veli ile yapıldığını, sözleşmenin yalnızca okul ile yapıldığına dair bir belge de bulunmadığını, okul kayıt ücreti yanında yemek ücreti ayrıca veli tarafından ödenerek yemek şirketi hesabına geçtiğini, davalı şirketin okul öğrencilerine ve kadrosuna hizmet verdiğini, yapılan faaliyetin tek bir sözleşmeye bağlanmış olması ve bu sözleşme ile ücretin tek seferde ödenmesi iş yerinin şube olmadığını ispatlar mahiyette olmadığını, öğrencinin okuldan ayrılması halinde de hizmet sona erdiğinden iadenin davalı şirket tarafından yapıldığını, şubenin tanımı yapılan Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 118 inci maddesi uyarınca bir iş yerinin şube sayılabilmesi için tek başına sınai veya ticari faaliyet yapabilme koşulu aramakla birlikte satış mağazalarını koşulsuz şube sayıldığını iş yerinin tüketici ile bağımsız olarak temas kurmaya devam ettiğini, Eskişehir Tepebaşı Belediyesinden iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı olduğunu, tüzel kişiliği, kendi muhasebesi ve sermayesi bulunmayan bir iş yerinde personel muhasebe kayıtlarının merkezde tutulmasının olağan olduğunu, işe alım, iş yerinde mağaza müdürünün görüştüğü ve onay verdiği kişiyle yapıldığını, merkezden sadece işe giriş bildirgeleri yapıldığını, şubenin dış ilişkilerde merkez adına hareket eden bir müdürünün bulunması kendi başına faaliyetin yürütüldüğünü açıkça ortaya koyduğundan kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 33 üncü maddesine dayalı şube tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6102 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.