Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/5782 E. 2023/5517 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5782
KARAR NO : 2023/5517
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM : Davanın reddi

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacı şirketin, Axa Sigorta A.Ş. ve Anadolu Sigorta A.Ş’nin acentesi olduğunu, davalının ise davacı ile imzaladığı sözleşmeye istinaden komisyon paylaşım esasına göre davacı şirket ile çalıştığını, Fenerbahçe Orduevi Şubesi içinde sigorta ürünü satışı görevini 2002-2011 yılları arasında yaptığını, 2010 yılında davacı şirket tarafından geriye dönük denetleme kapsamında davalının davacı şirket hesaplarına intikal ettirmediği 47.343,85 TL poliçe bedellerinin bulunduğunun tespit edildiğini, davalıya bu bedeli ödemesi için ihtarname çekildiğini, davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı ile yapılan sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, toplamda 91.605,51 TL’ye artırmıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında 2002 yılında yapılan sözleşmenin yenilenerek fesih tarihine kadar devam ettiğini, davalının sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, bu sebeple sözleşmesinin 9 yıl süre ile yenilendiğini, zira yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya eksik yerine getiren kişilerin sözleşmelerinin davacı tarafça yenilenmediğini, her ay gerçekleştirilen üretim miktarı ve yapılan ödemelerin taraflarca mutabakata bağlandığını, tutanakların ibra belgesi niteliğinde olduğunu, geriye doğru borç çıkarılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın bilgisayar sistemlerini ve programlarını yenilediğini, hesap ve kayıtları yeni sisteme aktarırken pek çok yanlış işlemler yaptığını, davacının sürekli olarak farklı borç miktarı belirlediğini, muhasebeci ile yapılan çalışmalar sonucunda pek çok yanlış hesap yapıldığını tespit ettiklerini, 100.000,00 TL’lik yanlış bulunması üzerine bu kez borç miktarının 47.000,00 TL’ye düşürüldüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 10.12.2015 tarih, … sayılı kararı ile tüm dosya kapsamına göre davacının dosyaya ibraz ettiği belgeler ile dijital ortamda tutulan kayıtlar arasında farklılık bulunduğu, davacı tarafça tutulan kayıtların davalının borç miktarını tespite yeterli olmadığı, taraflar arasında davadan önce yapılan mutabakat çalışmaları esnasında davacı şirketçe davalının borcuna dair bulunan miktarların 100.000,00 TL gibi önemli sayılacak miktarda bedelde değişiklik yapılmak suretiyle farklı tarihlerde farklı borç miktarları çıkartıldığı, davacı kayıtlarının düzenli olmadığı, davalının borcunu tespit etmeye yeterli olmadığı, davacının alacak iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 26.03.2018 tarih, …sayılı kararıyla; “…Bu durumda, bilirkişi kurulu raporunun sonuca varmaya elverişli bulunmaması halinde, mahkemece yapılacak iş, yeniden atanacak uzman bilirkişiler marifetiyle davalı partajından üretilen poliçelerin davadışı sigorta şirketi kayıtları üzerinde yaptırılacak inceleme ile saptanması, davacı kayıtları ile karşılaştırılması, primleri ödenmeyen poliçeler varsa davadışı sigorta şirketi tarafından bu poliçeler ile ilgili ne gibi bir işlem yapıldığının belirlenmesi, davalının davacı kayıtlarında yer alan ödemeleri ve davacı tarafından davalıya yapılması gerekli ödemeler de gözetilerek, dava tarihi itibariyle davacının varsa bir alacağının denetime açık biçimde hesaplatılması, raporun taraflara tebliği ile gerekirse her bir kalem bakımından beyanlarının alınması, karşı çıktıkları hususlar varsa bu yolda ibraz olunan delil ve karşı delillerin değerlendirilmesi suretiyle varsa rapordaki eksikliklerin giderilmesi, HMK’nın 146. maddesi çerçevesinde davanın yeterince aydınlığa kavuşturulması suretiyle tahkikata son verilerek varılacak sonuç dairesinde hüküm kurulmasından ibarettir.

Şu halde, eksik inceleme, yetersiz ve olaya uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.,” gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan bilirkişi raporuna göre dava dışı Axa Sigorta A.Ş kayıtlarına göre, 70947 nolu tali acente Fenerbahçe Orduevi Şubesi (Şube Yetkilisi davalı …) tarafından 3.339.513,00 TL brüt sigorta primi tahakkuk ettirildiği, 182.787,00 TL prim iptalinden sonra net prim tahakkukunun 3.156.726,00 TL olduğu, 3.339.513,00 TL brüt prim üzerinden 468.171,00 TL komisyon hesaplandığı,182.787,00 TL tutarında poliçenin iptali ile bu tutara isabet eden 26.355,00 TL komisyon tutarının tenzilinden sonra net komisyon tutarının 441.816,00 TL olduğu, dolayısıyla sigorta şirketi kayıtlarına göre davalının toplam 3.156.726,00 TL tutarında prim tahakkuk ettirdiği, davacı kayıtları ve beyanlarına göre ise davalının 3.160.293,82 TL ödemeyi davacıya yaptığının görüldüğü, bu duruma göre davalının davacıya borcu bulunmadığının tespit edildiği, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek bilirkişi raporu aldırıldığından davacı vekilinin itirazlarına itibar edilmediği, davalı tarafın yargılama boyunca defter ibrazında bulunulmaması ve davacının kayıtlarının da düzensiz olduğunun dosyada aldırılan bilirkişi raporları ile sabit olması ile iptal olunan poliçe tutarları da nazara alındığında dava dışı sigorta şirketi kayıtlarına itibar edildiğinde davalının davacıya acentelik sözleşmesi uyarınca tahsili gerekli prim borcu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
1. Mahkeme kararının eksik gerekçe ile kurulduğunu, bozma ilamı sonrasında alınan kök ve ek raporların tartışılmadığını, 18.08.2020 tarihli raporun göz önüne alınmadığını,

2. Mahkemece eksik araştırma yapıldığını, bozma öncesinde alınan 24.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve bozma ilamı sonrasında alınan 18.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda davalının davacıya borcunun olduğunun belirtildiğini, davanın bu raporlara göre kabulünün gerektiğini,

3.Delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü,

4. İspat külfetinde hataya düşüldüğünü, davalının borcunun olduğunun raporlarla kanıtlandığını, artık davalının borcunu ödediğini ispatlaması gerektiğini savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafından müşterilerden tahsil edilmesine rağmen davacıya ödenmediği iddia olunan sigorta primlerinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 146 ıncı maddesi

3. Değerlendirme
Dava, davalı tarafından tahsil edilmesine rağmen davacıya ödenmediği ileri sürülen sigorta primlerinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma ilamı sonrasında alınan bila tarihli ilk bilirkişi raporunda davalı şirketin kayıtlarının sunulmadığı, bu nedenle dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemenin sonucunda dijital kayıtları ile davacı evraklarının birbirini doğrulamadığı, davacı yasal defter kayıtlarının davalı ile olan borç alacak ilişkisini ortaya koyamadığı belirtilmiş, alınan bilirkişi ek raporunda ise davalının kayıtları sunulmadığından incelenemediği, dava dışı Axa Sigorta kayıtları, davacının yasal defter kayıtları, banka kayıtları ve dijital kayıtlar üzerinde yapılan incelemede davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 91.601,75 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, başka bir bilirkişi heyetinden alınan 21.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda ise davalı kayıtları ve hesap dökümleri sunulmadığından bir inceleme yapılamadığı belirtilmiş, alınan ikinci bilirkişi ek raporunda ise dosyadaki bilgi ve belgelere göre kök raporda belirtildiği gibi bir tespitin yapılamadığı belirtilmiştir.

Ne var ki hükme esas alınan son bilirkişi raporu ve ek raporunda bozma öncesi alınan bilirkişi raporları değerlendirilmediği gibi, bozma sonrasında alınan iki bilirkişi raporu arasında bulunan çelişki de giderilmemiş, bozma öncesi ve sonrasında alınan iki bilirkişi raporunda davalının davacıya 91.601,75 TL borcu olduğu tespitine neden itibar edilmediği, ne sebeple bozma sonrası alınan en son bilirkişi raporu ve ek raporunun benimsendiği açıklanmamıştır.

Mahkemece birbirini doğrulamayan bilirkişi raporları nedeniyle başka bir heyetten çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınması gerekirken yalnızca alınan son bilirkişi raporu ve ek raporuna göre hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Mahkemece raporlara ilişkin her iki tarafın ciddi itirazlarını karşılayacak, çelişkileri giderecek yeni bir heyetten rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.