Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/575 E. 2023/3718 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/575
KARAR NO : 2023/3718
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/207 Esas, 2021/1505 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/44 E., 2018/456 K.

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin ortakları olan müvekkillerine, şirketin Olağan Genel Kurulunun 06.11.2017 tarihinde olacağı yönünde davetiye gönderilmiş ise de, ikinci bir davetiye ile toplantının 15.11.2017 olarak belirtilmesinin şirket yönetiminin iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, müvekkili … aynı zamanda yönetim kurulunda yer aldığından, toplantı öncesi Karşıyaka 3. Noterliğinin 06.10.2017 tarihli ihtarnamesi ile şirket bilançolarını ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve inceleme talep ettiğini, ancak kendisine bilançolar ile yanıt verilmediğini, iyi niyet kurallarına aykırı olarak yapılan bu işlemin şirketin durumunu takip etme olanağı bulamayan müvekkili bilgilenme hakkından mahrum bırakıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 437 nci maddesinde bilgi alma ve inceleme hakkının düzenlendiğini, bu madde hükmüne göre talepte bulunulduğunu, yasaya açıkça aykırı işlem yapan davalı şirketin objektif iyi niyet kurallarına uygun davranmadan Olağan Genel Kurul yapmasının da kanuna aykırı olduğunu, 15.11.2017 tarihli Genel Kurulunu yönetmek üzere divan başkanı olarak …’ ün seçildiğini, Genel Kurulu yönetmek üzere seçilen divan başkanının tarafsız olması gerektiğini, ancak divan başkanının tarafsız davranmadığını, toplantıyı tarafsız yönetmediğini, toplantı tutanaklarında da yazdığı gibi ortaklardan … ile … arasındaki tartışmaya taraf olarak ve kendisi dışında kişilerin tartışmasına “dava hakkımız saklıdır” şeklinde bir beyanda bulunarak ve bunu da toplantı tutanağına yazdırarak tarafsızlığını ihlal ettiğini, iyi niyet kurallarına aykırı bu durumun genel kurulunun kanuna aykırılığını da gösterdiğini, genel kurula katılma yetkisi olmayan Yeminli Mali Müşavir … ve Muhasebeci …isimli kişileri, tarafsız olması gereken Divan Başkanının toplantıya kattığını, ayrıca genel kurula katılma yetkisi olmayan …’ nın söz alarak “ daha önce de her iki tarafla görüşülerek uzlaştırma çabasında oldum. Ben taraf değil uzlaşmacı kimliğimle buradayım siz beni bundan sonra tanıyacaksınız ” şeklinde beyanda bulunduğunu, 6102 sayılı Kanun’un 446 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki düzenlemeye göre yetkisiz kişilerin genel kurula katılmasının iptal sebebi olduğunu, 28.11.2012 tarihli Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 21 inci maddesinde vekâletnamedeki şekil şartlarının düzenlendiğini, Genel Kurul Toplantı tutanağında vekaletnamelerin usulüne uygun olup olmadıklarının tespiti yoluna gidilmediğini, vekaletnamelerin usulüne uygun olmamasının toplantı Divan Başkanının taraflı tutumu değerlendirildiğinde mümkün olduğunu, incelenmesi ve usulüne uygun olmayan vekaletnameler ile yapılan temsiliyet sebebi ile genel kurulun iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davalı şirketin 15.11.2017 tarihli Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın, niteliğinin ne olduğunu bilmediği genel kurul toplantısını iyi niyetten uzak şekilde tamamen yargısal denetimden kurtulmak maksadıyla iptal ettirme çabası içerisine girdiğini, zira, derdest 2017/453 E. sayılı dosya ile davacılardan … aleyhine sorumluluk davası ikame edildiğini, iptali istenen genel kurul kararının ise bu dava dosyasına sunulmak üzere usulüne uygun şekilde alındığını, davacı tarafça genel kurul tarihinin kötü niyetli olarak 06.11.2017 tarihinden 15.11.2017 tarihine alındığını iddia etmişse de ilk kararlaştırılan olağanüstü genel kurul tarihinin 06.10.2017 olduğunu, ayrıca ilanlı olarak olağanüstü genel kurulun yapılabilmesi için gereken ilan süresinden önce ilgili yönetim kurulu karar örneği Menemen Ticaret Sicil Müdürlüğüne 18.09.2017 tarihinde sunularak ilan bedelinin de aynı tarihte Türkiye Odalar Borsalar Birliği hesabına yatırıldığını ancak; 28.09.2017 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü tarafından müvekkile gönderilen bilgi yazısında; “Yayımlanmak üzere 25.09.2017 tarihinde müdürlüğe intikal eden genel kurul çağrı ilanının incelendiği ve 6102 sayılı Kanun’un 414 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince genel kurulu toplantıya çağırma ilanının 2 haftalık sürenin yetersiz olması sebebiyle iade edildiği…” belirtildiğini ve başvuru tarihinden 6 gün sonra 25.09.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, sicil müdürlüğünün ilan işlemlerine geç başlaması nedeniyle ilan başvurularının red edildiğini, davacılardan … 20.02.2017 tarihli olağan genel kurul öncesine kadar müvekkil şirketin “münferiden imzaya yetkili” yönetim kurulu başkanı olup, işbu tarihten sonra yeni yönetime sadece 2016 yılına ait tasdikli yevmiye, kebir defterlerini teslim ettiğini, 2012, 2013, 2014, 2015 yılları ve 2017 yılının Ocak ve Şubat aylarına ilişkin olarak ise “tasdiksiz defter suretleri” yeni yönetime ve yeni muhasebeye teslim edilmediğini, dolayısıyla, kendisinden defalarca sözlü, yazılı ve 15.11.2017 tarihli olağanüstü genel kurulda talep edilmesine rağmen davacının yedinde tuttuğu ve hala yeni yönetime teslim etmediği tasdikli defterler olduğu göz önüne alındığında davacının kendisine bilançoların inceletilmediğine ilişkin beyanlarının tezatlık oluşturduğunu, ayrıca 2017 yılı tasdikli defterleri hala davacı yedinde bulunduğundan 2017 yılına ilişkin iş ve işlemler bilgisayar ortamında tutulduğunu, kaldı ki, 15.11.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağının 8 inci maddesinin 4, 5 ve 6 ncı paragraflarında da bu hususa değinilmiş olup, toplantı başkanı … şirkette tek çalışan kişi olan …’in yurtdışında olması ve Türkiye’ye 14.11.2017 akşamı giriş yapması nedeniyle ihtarnamenin tebliğ alınamadığını ve bu ihtarnameden toplantı esnasında bilgileri olduğunu söylediğini, ihtarname fotokopisinin divan başkanı … tarafından toplantı esnasında teslim alındığını ve gerekli bilgilendirmelerin en kısa sürede yapılacağı ayrıca ihtarnamede talep edilen onaylı defterlerin yeni yönetime teslim edilmediğinden …’a ibrazının mümkün olmadığının belirtildiğini, gerek olağanüstü genel kurul toplantısı öncesinde gerekse sonrasında yeni yönetimin yedinde bulunan tasdikli ve tasdiksiz defterler şirket merkezinde bulunmakla birlikte tüm ortakların incelemesine açık bulundurulduğunu, davacıların hiçbirinin şirket merkezine gelerek defter ve belgeleri incelemediğini,defterlerin inceletilmediği iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bu yönde bir iddiası var ise 6102 sayılı Kanun’un 437 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca pay sahiplerine tanınan yasal haklarını neden kullanmadığı sorusu önem arz ettiğini, hakkında sorumluluk davası devam eden davacı … ve kardeşleri olan diğer davacıların beyanlarının dava sürecini uzatma maksatlı olup, gerçeklere aykırı olduğunu, Divan Başkanının olağanüstü genel kurul esnasında gündemde yer alan konuların tarafsız ve ayrıntılı bir şekilde, açık ve anlaşılır bir yöntemle aktararak ve pay sahiplerine eşit şartlar altında düşüncelerini açıklama ve soru sorma imkanı vererek sağlıklı bir tartışma ortamı yaratmaya çalıştığını, ancak, olağanüstü toplantı tutanağının son üç paragrafında da görüleceği üzere … hakkında sorumluluk davası açılması yönünde oy çokluğu ile alınan karar kardeşleri ile diğer pay sahipleri arasında gerginliğe neden olduğunu, şirket müdürü …’in maruz kaldığı hakaretler nedeniyle dava hakkının saklı olduğunu söylemesi üzerine Divan Başkanı …ün davacı …’ın hoş olmayan sözlerini ve …’in dava hakkımı saklı tutuyorum şeklindeki beyanını tutanağa geçmesini sağladığını, ancak, davacılar dava dilekçesi ile sanki dava hakkını saklı tutan …’müş gibi aksettirerek Mahkemede taraflı davranıldığı kanısını uyandırmaya çalıştıklarını, Divan Başkanının görevleri arasında toplantı sırasında konuşma hakkını kötüye kullananların sözlerinin kesilmesi veya toplantının huzurunu bozanların toplantıdan çıkarılmasını genel kurulun onayına sunmanın da yer aldığını, Divan Başkanının toplantı gündeminde bulunan başlıkların önemi nedeniyle tüm paydaşların toplantıda kalmasını ve oy kullanmasını tercih ederek, paydaşları sakinleştirdiğini, toplantının devamını ve tüm beyanların tutanağa geçmesini sağladığını, Divan Başkanının toplantı esnasında hakaret ederek toplantının düzenini bozan ve huzursuzluk çıkartan davacıların toplantıdan çıkartılması yönünde oylama yapmamış olmasının dahi tüm paydaşlara tarafsız şekilde yaklaştığının kanıtı olduğunu, Yeminli Mali Müşavir … ve Serbest Muhasebeci …’ın çalışanı …’nın şirkete mali danışmanlık ve mali müşavirlik hizmeti verdiklerini, toplantı sırasında şirketin mali durumu hakkında ortakların sorularını yanıtlamak üzere davet edildiklerini, oy kullanmadıklarını, sorumluluk davası ikame edilmeden hemen önce kendilerinin şirket adına ortaklarla görüşme sağlayarak uzlaşma zemini yaratmaya çalıştıklarını, genel kurul sonunda … vekilinin mali müşavir ve muhasebecinin toplantıda bulunmamaları gerektiğine dair beyanları üzerineYeminli Mali Müşavir … her zaman tarafları uzlaştırmacı kimliği ile toplantıda bulunduğunu beyan ettiğini, dava konusu genel kurulda şirketin sözleşmeli mali danışmanları olarak gündemdeki maddelere ilişkin ortaklarca soru sorulması halinde cevap vermeleri için hazır bulundurulduklarını genel kurulun iptalinin istenebileceği halleri açıkça sayıldığını, oy kullanmadıklarından iptal istenemeyeceğini, tüm ortakların geçerli vekaletnameler ile temsil edildiğini, vekaletnamelerin hukuka uygunluğunun tespit edilmediği iddia edilse de toplantı tutanağının 3 üncü paragrafında paydaşların hangi paylar oranında asaleten ve vekâleten temsil edildiği açıkça belirtildiğini, ayrıca, hazirun cetvelinde de aynı hususların belirtildiğini, davacıyı temsilen toplantıya katılan …toplantı esnasında tüm vekâletnameleri ayrıntılı olarak incelemesine rağmen herhangi bir itirazda bulunmadığını, buna ilişkin tutanağa şerh düşülmesini de talep etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplantı ilanının Ticaret Sicil Memurluğunca zamanında yayınlanamadığı, bu nedenle 06.11.2017 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan toplantının 15.11.2017 tarihine kaydırıldığı, zorunlu bir durumun söz konusu olduğu, ertelenen tarihin şirket ortaklarına bildirildiği ve ortakların tamamının toplantıya katılmasının sağlandığı, bu yönden bir usulsüzlük bulunmadığı, 6102 sayılı Kanun’un 437 nci maddesine göre yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu ile denetleme raporlarının, yönetim kurulunun kar dağıtım önerisini genel kurul toplantı tarihinden en az 15 gün önce pay sahiplerinin incelemesi için şirket merkezinde hazır bulundurması gerektiği ve pay sahiplerinin gider tablosu ile bilançonun birer suretinin verilmesini istemi haklarının bulunduğu, davacılardan …’ın şirket merkezinde inceleme yapmak yerine ihtarname ile yönetim kurulundan hesap ve faaliyetler hakkında bilgi istediği, ihtarnamede ileri sürülen talep kanuna uygun olduğu varsayılsa dahi istekleri karşılanamayan ve bilgi edinemeyen ortak tabiatıyla faaliyet ve hesapların ibrasında sağlıklı bir sonuca varamayacak yönetim kurulunun ibra edilmemesi veya ibranın geriye bırakılmasını isteyebileceği ve bu durumda, ibra ile ilgili olmayan kararların iptalinin istenmesinin mümkün olduğu, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısı gündeminde ibra bulunmadığından ihtarnameye şirket tarafından cevap verilmemesinin olağanüstü olarak gerçekleştirilen genel kurul toplantısında alınan kararlar arasında bağlantı kurulamayacağından, bu yönden ileri sürülen itirazların yersiz olduğu, divan başkanlarının tarafsız hareket etmesi gerektiği, Yönetim kurulu başkanının görüşlerini açıklaması, taraflı davrandığı anlamına gelmeyeceği, Muhalif gruba söz vermemesi ve kendilerini ifade etme haklarını engellemesi halinde divan başkanının tarafsız davranmadığından bahsedilebileceği, oysa toplantı tutanağında da yazıldığı üzere davacılara da söz verildiği, özellikle … vekilinin, dava dilekçesinde bahsedilen hususları genel kurulda dile getirdiği ve sorular sorduğu, tüm soruların cevaplandırıldığı, … ve …’nın, pay sahiplerinden mali konularda gelebilecek sorulara, muhasebe tekniği açısından cevap verebilmek üzere genel kurulda hazır bulundukları, oylamalara katılmadıkları, …’nın hangi amaçla toplantı salonunda bulunduğunu açıklamasının genel kurulun sonucunu etkilediği anlamına gelmeyeceği, davacıların Divan Bşakanının tarafsızlığıyla ilgili iddiaların kabul edilmediği, vekaletnamede-temsil belgesinde pay sahibinin adı, hisse tutarı, temsilcinin adı soyadı, şirketin adı ve toplantı tarihinin yer aldığı ve anılan yönetmeliğin 21 inci maddesinde öngörülen tüm şartları taşıdığı, vekaletnameler ile ilgili iddiaların da yersiz olduğu, olağanüstü genel kurul toplantı tutanağının 1 inci maddesi toplantı başkanlığı ve tutanak yazmanlığının seçimine ilişkin olup, anılan toplantıda toplantı başkanlığına … ve yazmanlığa Ali Kos oybirliği ile seçildiği, toplantıda hazır olan davacılar karara muhalefet etmediklerinden iptal şartlarının oluşmadığı, gündemin 2 nci maddesinin genel kurul toplantı tutanağını genel kurul adına imzalamak üzere toplantı başkanlığına yetki verilmesine ilişkin olduğu, bu karar oybirliği ile alındığından iptal şartlarının oluşmadığı, gündemin 3 üncü maddesi davacı …’ın yönetim kurulu üyeliğinden azline; gündemin 6 ncı maddesinin davacı … hakkında hukuki sorumluluk davası açılmasına ilişkin olup, davacıların muhalefeti ile oy çokluğu ile karar verildiği, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, zarar gerçekleşmiş ise kusurunun bulunup bulunmadığı, vs. hususlar sorumluluk davasının konusu olduğundan, yargılama yapılmaksızın bu hususların tespiti mümkün olmadığından anılan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan bahsedilemeyeceğinden, bu kararın iptal şartlarının oluşmadığı, gündemin 4 üncü maddesi …’tan boşalan yönetim kurulu üyeliğine B grubu hissedarlar arasından 2 aday gösterilmesi gerekirken 221.130 adet hisse sahibi … vekili …herhangi bir aday gösterilmeyeceğini belirtmiş olup yönetim kurulunun devamlılığını sağlamak amacıyla şirket ana sözleşmesinin ilgili (11 ve 12) maddelerinin tadil edilmesine karar verildiği şeklinde olup, karar oybirliği ile tesis edildiğinden, olumsuz oy kullanılması ve muhalefet şerhinin zapta geçirilmesi şartları gerçekleşmediği için bu kararın iptal edilemeyeceği, gündemin 5 inci maddesi ile; 4 üncü gündem maddesi ile alınan karara bağlı olarak şirket ana sözleşmesinin 11 ve 12 nci maddesinin zabıt ekinde yer alan metinde belirtildiği şekilde değiştirilmesine ve yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile … ve…’ın seçilmesine oy çokluğu ile karar verildiği, bu karara karşı davacılar olumsuz oy kullanmış iseler de muhalefet şerhini zapta geçirmemeleri ve bununla birlikte ana sözleşmenin değiştirilmiş şekli ile 11 ve 12 nci madde hükümlerinin ve yönetim kurulu seçiminin kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yönde bulunmadığı, gündemin 7 nci maddesi ile, şirkete ait arsanın kat karşılığı verilmesi veya satışı hakkında yönetim kuruluna yetki verilmesine oy çokluğu ile karar verilmiş ve anılan karara davacılar muhalif kalarak muhalefetlerini zapta geçirildiği, arsanın satışı ya da kat karşılığı verilmesi her halükarda davalı şirketin dolayısıyla pay sahiplerinin aleyhine değil lehine bir durum doğurduğu, öte yandan, satışı ya da kat karşılığı verilmesine konu taşınmaz arsa niteliğinde olup, şirketin işletme konusunu yerine getirmesini engelleyecek sonucu doğurduğu hususu iddia ve ispat edilemediği, bu durumda, anılan kararın kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan bahsedilemeyeceği, gündemin 8 inci maddesi, kararlara ve tutanağa karşı toplantıya katılan pay sahiplerinin bir şerh veya itirazları olup olmadığına yönelik olup, bu madde ile tesis edilmiş bir karar bulunmadığı, bu nedenlerle davacıların davalarında haklı olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; genel kurul kararının iptal edilebilirlik şartlarının 6102 sayılı Kanun’un 445 inci maddesinde düzenlendiğini, kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığın arandığını, toplantı davetinin usulsüz olması, genel kurula katılma hakkını kazanmış ortakların genel kurula alınmaması, yetkisiz kimselerin genel kurul toplantısına katılmaları gibi hallerde genel kurul kararları iptal edilebileceğini, ancak usulsüz davet tek başına, iptal sebebi olmayıp, alınan kararın da yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunun ispat edilmesi gerektiğini, genel kurul toplantısı boyunca divan başkanı …ün tarafsızlığını koruyamadığını, görüşlerini belirtmesinin tarafsızlık ile ilişkilendirilemeyeceği belirtilmişse de, divan başkanının, … ile… arasındaki tartışmaya taraf olduğunu ve kendisi dışındaki iki kişinin tartışmasına “dava hakkımız saklıdır” beyanında bulunarak ve bunu tutanağa geçirerek tarafsızlığının ihlalini ortaya koyduğunu, müvekkil …’ın şirket merkezinde inceleme yapmak yerine, noter kanalı ile bilgi istemiş olması durumunu eleştirel bir biçimde ele alındığını, şu ya da bu sebeple müvekkil bilgi edinme hakkını, hukuka uygun olarak bu yol ile kullanmak istediğini, ancak bu durum engellenerek kendisine bilgi verilmediğini, ihtarname ile incelenmek istenilen belgeler arasında illiyet bağı mevcut olduğunu, finansal tablolar, yıllık faafiyet raporu ile denetleme raporları gibi genel kurul üyelerinin bilgilenme hakları olan hususlar, yönetim kurulu üyelerinin görevden azli ile doğrudan ilintili olduğunu, müvekkili …’ın savunma imkanı dahi olmadan aynı genel kurul kararı ile görevinden azledildiğini, genel kurula yetkisiz kişilerin katılması kanuna aykırı olduğundan iptal sebebi olduğunu, mali danışmanlık yapmaktan ziyade bir taraf ve dürüstlük kuralına aykırı hal ve davranışlar içersinde genel kurula katıldıklarını, nitekim mali danışman … tutanakta da yazdığı üzere “ Beni bundan sonra tanıyacaksınız” diyerek müvekkilleri adeta tehdit ve taciz edici tutumunu ortaya koyduğunu, tanık …nın ifadesinin değerlendirilmediğini, genel kurul toplantısına katılmak bilirkişinin yorumladığı gibi sadece oy kullanmaktan ibaret olmayıp toplantıya ve kararlara oy kullanmadan da etki edilebileceği dolayısı ile katılınabileceği aşikar olduğu, genel kurul kararı ile pay sahibinin müktesep hakkı ihlal edilmiş ise toplantıya katılsın veya katılmasın, katılıp muhalefet şerhini tutanağa yazdırmamış olsa bile iptal davası açma hakkı bulunduğunu, ilgili kanun lafzı ve amacına dayanarak mühalefet şerhi yazdırılmayan kararlar dahi olmak üzere genel kurul kararlarının iptalini talep edebileceklerini, 3, 6 ve 7 numaralı kararlar dışındaki kararların iptalini isteyemeyeceklerinin kabulünün haksız olduğunu, nitekim ortada 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık içeren bir genel kurul toplantısı ve yetkisiz kişilerin bu toplantıya katılımı ve etkisinin mevcut olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konul genel kurul toplantısına, davacılardan …, … ve …’ın bizzat, davacı … adına vekilinin toplantıya katıldığı, hazirun listesi incelendiğinde, hissedarlardan … ile ……’ın, genel kurul toplantısında vekaleten temsil edildikleri, vekaletnamelerin yönetmelikteki şartlara haiz oldukları, davacıların ileri sürdüğü iddialarıyla ve butlan sebeplerinin varlığı yönünden resen yapılan inceleme neticesinde; toplantı ilanının Ticaret Sicil Memurluğunca zamanında yayınlanamadığından, 06.11.2017 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan toplantının 15.11.2017 tarihine kaydırıldığı, ertelenen tarihin şirket ortaklarına bildirildiği ve ortakların tamamının toplantıya katılmasının sağlandığından şirket ortaklarına iki ayrı davetiye gönderilerek farklı tarihlerde genel kurul toplantısı yapılacağının bildirilmesinde, usulsüz bir çağrı durumunun bulunmadığı, davalı şirketin mali konularda danışmanlığını yapan Yeminli Mali Müşavir ile Muhasebecinin genel kurul toplantısına ortak kabul edilerek katılmadıkları, şirket ortaklarının bilgilendirilmesi amacıyla toplantı salonunda bulundukları, yaşanan tartışmanın alınan kararlara ve oylamaya bir etkisinin bulunmadığı ve ortak olmayan bu kişilerin oylamaya dahil edilmediğinden yetkisiz kişilerin toplantıya katılarak oy kullanma durumu söz konusu olmadığından, iptal ve butlan sebebinin oluşmadığı, divan başkanının muhalif gruba da söz vererek sorulan hususları tutanağa geçirdiği ve tarafsız davranmadığına ilişkin bir husus bulunmadığı, divan başkanının tarafsız davranarak alınan kararlara bir etkisinin bulunduğu da davacı tarafça ispatlanamadığı, alınan kararların, toplantı ve karar nisabına uygun olarak alınması, iyi niyete ve dürüstlüğe, yasa ve ana sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaması nedeniyle iptal ve butlan şartları oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık,davalı şirketin 15.11.2017 taritili Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ve 309 uncu maddesi, 6102 sayılı Kanun’un 437 nci maddesi ile 445 inci maddesi ve 446 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri, 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi, Anonim Şirketlerin Genet Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 21 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.