YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5724
KARAR NO : 2023/5622
KARAR TARİHİ : 05.10.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/743 Esas, 2022/825 Karar
HÜKÜM : Kısmen Kabul
MAHKEMESİ: Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabuüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2014/29502, 2011/107928, 2010/39505, 2009/23984, 2008/11717, 2005/42074, 2011/107925 sayılı ve “…”, “mdç …”, “monda çanta”, “… çanta kemer+şekil”, “… çanta kemer sanayi ve ticaret ltd.şti.”, “mdç …”, “… çanta kemer” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile benzer nitelikteki “salt…+şekil” ibaresini 35/01, 02, 03, 04, 05 sınıflarda marka olarak tescil ettirmek üzere TPMK’e başvurduğunu, 2015/108907 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine, müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 2017-M-775 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.05.2018 tarih ve 2017/133 E., 2018/180 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TPMK vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.06.2020 tarih ve 2019/177 E., 2020/510 K. sayılı kararıyla; davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 02.03.2022 tarih ve 2020/7103 E., 2022/1437 K. sayılı kararıyla davacıya ait “… Çanta” markasının özellikle 35.sınıfın 18.sınıfa özgülenmiş hali bakımından İlk Derece Mahkemesince de isabetle değerlendirildiği üzere, tanınmışlığı ve kullanım yoluyla ayırtediciliği bulunduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,davacıya ait “… Çanta” markasının, 18. sınıf malların satışına özgü 35. sınıf perakendecilik hizmetleri yönünden kullanım yoluyla ayırt ediciliği bulunmakta olup, iltibas değerlendirmesinde bu durumun gözetilmesi gerektiği, buna göre, davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresi, dava konusu marka başvurusunda da asli unsur olarak kullanıldığı, davacı markaları 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden, kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığından, bu hizmetler yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmaktadır. O halde, sayılan hizmetler yönünden YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü koşulları gerçekleşmiş olup, Dairemizce bu yönde hüküm kurulmuş, sayılan hizmetler dışında kalan hizmetler yönünden ise Dairemizin önceki kararına yönelik bir bozma yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TPMK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle; markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, diğer davalının başvuru markasında itiraz markalarıyla kıyaslanamayacak derecede farklı şekil unsuru ve renk kombinasyonu bulunduğunu, davacının itiraz markalarının hiçbirisinde yer almayan “salt” gibi sözcük/ibarenin mevcut olduğunu, ihtilaf konusu markalarda ortak unsur şeklinde yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, dava konusu YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu, belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakeme Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı TPMK vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.