Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/5625 E. 2022/6996 K. 13.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5625
KARAR NO : 2022/6996
KARAR TARİHİ : 13.10.2022

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.11.2021 tarih ve 2021/751 E. – 2021/790 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.05.2022 tarih ve 2022/671 E- 2022/880 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirketin ticari ilişkiden dolayı alacaklı olduğu Gençler Döviz Ticaret A.Ş. aleyhine icra takibi başlattığını, takip eden süreçte vekilliğini yürüttükleri şirket hakkında 02.02.2018 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile Berr Akaryakıt Ticaret A.Ş.’nin tasfiyesine karar verildiğini, tasfiye memurunun … olduğunu, icra takibinde borçlu şirket aleyhine yapılan sorgulamaların neticesiz ve alacağın sürüncemede kalması sebebiyle takibin atıl konumuna düştüğü ve tasfiye işlemlerinde takibe konu alacağın sehven dikkate alınmayarak dağıtım dışı kaldığını, müvekkili …’ün alacaklı şirket olan Berr Akaryakıt Ticaret A.Ş’nin vekillik görevini üstlendiğini, şirketin tasfiyesine ilişkin kendisine bilgi verilmediğinden takip işlemlerinin devam ettirildiğini, borçlu şirket merkezinde fiili haciz yapıldığını, akabinde müvekkili tarafından yapılan işlemlerin iptali amacıyla şikayet yoluna başvurulduğunu, müvekkili şirketin tasfiye edildiğinin bu dosyadan anlaşıldığını, müvekkili …’ün vekillik görevinden dolayı başlattığı dava ve icra dosyalarından karşı vekalet ücreti hakkı olduğunu, şirketten alacağı olduğunu, bu nedenle dava açmada hukuki yararının bulunduğunu, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre, tüzel kişiliği ortadan kalkan şirketin taraf ehliyeti bulunmadığı, taraf ehliyeti HMK’nın 114/1-d madde ve fıkrası uyarınca dava şartı olup, sonradan giderilebilir bir dava şartı da olmadığı, diğer davacının ihyayı talep etme konusunda gerekli vekaletnameye sahip olmadığı gibi, mevcut şartlar itibariyle de vekaletnamesinin bulunmaması sebebiyle hukuki yararı bulunmadığı, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/342 Esas 2017/416 Karar sayılı ilamında vekalet ücreti asil lehine hükmedildiği gibi, bu dava dosyası ve dayanılan diğer takip dosyalarında vekalet ücretine hak kazandığı ve ödenmediğine dair mahkememize sunulmuş bir sözleşme bulunmadığı gibi; davacının vakıaları ileri sürüş tarzı itibariyle tasfiye edilen şirket ile aralarındaki sözleşmeye dayalı olarak hak kazandığını ileri sürdüğü vekalet ücreti nedeniyle açacağı davaya esas olmak üzere ihya talebinin bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nın 115/2 madde ve fıkrası uyarınca davacı şirket bakımından davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, kararı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı davacılardan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 13/10/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, 6102 sayılı TTK 547 maddesine dayalı Ek Tasfiye istemine ilişkindir.
Davacı … kendi adına açtığı davada, tasfiye edilen Berr Akaryakıt Tic. A.Ş. vekili olarak takip ettiği dava ve icra takiplerinde müvekkili şirket lehine vekalet ücretlerine hükmedildiğini, 1136 sayılı Yasa’nın 164 maddesi gereğince hükmolunan vekalet ücretlerinin avukata ait olduğunu, müvekkili şirketin tasfiye edilmesi nedeniyle hakkı olan vekalet ücretini tahsil edemediğini bildirerek TTK 547 maddesi gereğince şirketin ek tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
Dairenin 25.09.2013 gün ve 13652 E. 16500 K. sayılı kararında da ifade edildiği üzere TTK 547 maddesine dayalı ek tasfiye davaları yazılı yargılama usulüne tabidir.
6100 sayılı HMK 118-316 maddelerinde de yazılı yargılama usulü ile ilgili hükümler getirilmiş olup 6100 sayılı HMK 371/4 maddesinde de “karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin bulunması” bozma sebepleri arasında sayılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince HMK 118-316 maddelerinde düzenlenen yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler gözardı edilerek yazılı şekilde tensiben hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, davacı …’ün istinaf kanun yolu başvurusu da yazılı şekilde esastan red edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, HMK 118-316 maddesi hükümlerinin tamamen ihlal edilerek tensiben yazılı şekilde Bölge Adliye Mahkemesince de davacı …’ün istinaf kanun yolu başvurusunun reddi HMK 371/4 maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
Davacı …’ün esas yönünden temyizine gelince;
Kabule göre de, davacı … ek tasfiyesine karar verilmesi istenilen şirketi, bir kısım dava ve icra takiplerinden vekil olarak temsil etmiş, bu dosyalarda şirket yararına vekalet ücretlerine hükmedilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu 164 maddesi gereğince, hükmedilen vekalet ücretleri şirkete ait olmayıp, davacı avukata aittir.
Davacı … şirket tarafından, hak ettiği vekalet ücretinin kendisine ödenmediğini iddia ederek şirket aleyhine dava açmak üzere şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi istemiştir.
Davacı …’ün bu nedenle şirketin ek tasfiyesini istemekte hukuki yararının bulunduğu izahtan varestedir.
İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde davacının hukuki yararının bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesinin de istinaf kanun yolu başvurusunun esastan red etmesi doğru değildir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekirken, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın onanmasına karşıyım.