Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/533 E. 2023/3201 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/533
KARAR NO : 2023/3201
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1793 Esas, 2021/1340 Karar
HÜKÜM : Asıl dava ret, karşı dava kısmen kabul, birleşen dava kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2015/101 E., 2018/326 K.
BİRLEŞEN DAVA : Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/344 E.

Taraflar arasındaki asıl faydalı modele tecavüzün önlenmesi ve tazminat, karşı tazminat ve birleşen faydalı modelin hükümsüzlüğü davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı-birleşen davalının başvurusunun esastan reddine, davalı-karşı davacı-birleşen davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı-birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. ASIL DAVA VE CEVAP
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin yatırım yaptığı araştırma ve geliştirme faaliyetleri neticesinde mekikli paralel sarım teknikleri içeren iplik sarma makinası için Türk Patent Enstitüsü (TPMK) nezdinde patent başvurusunda bulunduğunu, 21.04.2014 tarihinde ilgili bültende patent başvurusunun ilan edildiğini, ilan edilen patent başvurusunun 6 aylık itiraz süresinin 21.10.2014 tarihinde dolduğunu, ilan süresi içerisinde herhangi bir itiraz yapılmadığını, davalı şirketin müvekkilinin patent başvurusu yapmış olduğu makinelerin aynını çok küçük görsel değişiklikler yapmak suretiyle ürettiğini, davalı şirket tarafından üretilen ve piyasaya sunulan makinaların hem müvekkilinin patent hakkına tecavüz teşkil ettiğini, hem de haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek müvekkilinin patent başvurusu yapılmış ve ilan edilmiş makinalarına yönelik haksız rekabet teşkil eden her türlü fiillerinin durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, mevcut veya ileride ortaya çıkması muhtemel patent tecavüzü durumunun önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, hükmün masrafları davalı taraftan alınmak suretiyle 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (551 sayılı KHK) 147 nci maddesi uyarınca gazetede ilan edilmesine, 10.000,00 TL manevi, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, cevap dilekçesinde; karşı davanın ve birleşen davanın reddini istemiştir.

II. KARŞI DAVA VE CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili dava dilekçesinde; davacı- karşı davalı şirketin açmış olduğu davaya dayanak buluşun yeni olmadığını, patentlenebilirlik kriterlerini haiz olmadığını, buna rağmen sırf müvekkili şirketin zarara uğraması ve müşterileri nezdinde itibarının kaybı için müvekkili aleyhinde ihtiyati tedbir kararı alarak infaz ettiğini, davacı-karşı davalının almış olduğu ihtiyati tedbir nedeniyle müvekkilinin büyük kayıplara uğradığını ileri sürerek karşı davanın kabulü ile müvekkilinin uğramış olduğu 30.000,00 TL maddi, 20.000,00 manevi zararın ihtiyati tedbir kararının infaz edildiği tarihten itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, cevap dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiştir.

III. BİRLEŞEN DAVA
Davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde; davalı adına tescilli 2013/14065 numaralı faydalı model belgesinin yenilik vasfına haiz olmadığını, tekniği bilinen durumdan öte bir ürünün söz konusu olmadığını ileri sürerek davalı adına tescilli faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

IV. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporları ile asıl davaya konu faydalı modelin yenilik unsuru taşımadığı, öncesinde bilinen bir modele ait olduğu tespit edildiğinden, hukuki korumadan faydalanamayacağı, bu haliyle davalı eylemlerinin haksız rekabet oluşturmayacağı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davacı aleyhine ihtiyati tedbire hükmedildiği, ancak bu ihtiyati tedbir kararının mahkemenin 14.02.2015 tarihli ara kararı ile kaldırıldığı, ihtiyati tedbir kararının uygulanma süresinin 30.01.2015 ile 14.02.2015 tarihleri arasında olduğu, bu 15 günlük süre zarfında ihtiyati tedbir kararı üretimin durdurulmasına yönelik olduğundan karşı davacı aleyhine maddi ve manevi zararlar doğurduğunun aşikar olduğu, maddi zararların tespiti için karşı davacı taraftan ticari defterlerinin sunulmasının istendiği, ancak verilen sürede bilirkişi raporlarında talep edilen belgeler dosyaya sunulmadığından maddi tazminat hesabının yaptırılamadığı, dolayısıyla da maddi zararın ispatlanamadığı, karşı davacı tarafın ticari itibarının ihtiyati tedbir nedeniyle sarsılması, üretimin durdurulması nedeniyle müşteri potansiyelinin azalması ve verilen teslimata dair sözlerin yerine getirilmemesi sebebiyle manevi zararın oluştuğu gerekçesiyle karşı davanın kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın kabulü ile davalı … Sanayii ve Ticaret A.Ş. adına tescilli 2013/14065 tescil numaralı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

V. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Asıl davada davacı-karşı davalı, birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin eksik inceleme sonucu usul ve yasaya aykırı karar verdiğini, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, mahkemece, bilirkişi heyetinin, 20.02.2018 tarih ve 1 nolu ara karara aykırı olarak oluşturulduğunu, ara kararda açıkça, “dosyanın 1 marka patent vekili, 1 Gaziantep Üniversitesinde görevli akademisyen makine mühendisi bilirkişiye tevdiine” karar verildiğini, dava konusu ihtilafı çözüme kavuşturacak olan bilirkişinin makine mühendisi bilirkişi olduğunu, oysa dosyanın tevdii edildiği makine mühendisi bilirkişinin CV’si incelendiğinde akademisyen olmadığını, iştigal alanının ağırlıklı olarak ısıtma, soğutma ve iklimlendirme sistemleri ile ilgili olduğunu, bilirkişinin mahkemeye beyan ettiği CV’sinde ne tekstil makinaları ne de iplik makinalarının uzmanlık alanında bulunmadığını, makine mühendisi bilirkişinin dava konusu makinalar konusunda uzman olmadığının tanzim edilen rapordan da açıkça anlaşıldığını, mahkemenin gerekçe olarak yazdığı metinde tarafların iddia ve savunmalarının hukuki nitelendirilmesinin hangi hukuk kurallarının uygulanacağının tespitinin yapılmadığını, delillerin ve hangi delile ne sebeple üstünlük tanındığının tartışılmadığını, sadece hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna atıfta bulunulduğunu, öncelikle hükümsüzlük davasının tefriki ile ardından hükümsüzlüğe ilişkin davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, müvekkiline ait faydalı model belgesi yönünden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı dava ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Asıl davada davalı-karşı davacı, birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline maddi zararının ispatı için ticari defter ve kayıtlarını sunmak üzere hiçbir zaman süre verilmediğini, mahkemenin atıf yapmış olduğu bilirkişinin 06.10.2016 tarihli ön raporunun 4 üncü bendinde söz konusu kayıt ve belgelerin davacı …Ş.’nin maddi zararının hesaplanabilmesi için dosyaya sunulmasının istenildiğini, müvekkili davalı-karşı davacı açısından herhangi bir zararın hesabı için bir kayıt sunulmasının istenmediğini, müvekkilinin davacının tutumu nedeni ile uğradığı ve ispat edebildiği tek zararının avukatı ile yapmış olduğu avukatlık sözleşmelerinde belirtilen 15.000,00 TL + 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL’lik tutar olduğunu, mahkemece toplam 25.000,00 TL’nin muhik maddi tazminat olarak karara bağlanması gerekirken aksi yöndeki kararın açık bir şekilde hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davacı-karşı davalının buluşunun yeni olmadığının Türk Patent Enstitüsünün araştırma raporu ile ortaya çıktığını ve bu hususun davacı-karşı davalıya da tebliğ edildiğini, bu kapsamda davacı-karşı davalının kötüniyetinin de sabit olduğunu, kötüniyeti sabit olan davacı-karşı davalının haksız olarak ihtiyati tedbir kararını alarak infazı ile müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının maddi tazminata yönelik kısmının kaldırarak davacı-karşı davalı-birleşen dava davalısının tutum ve davranışları nedeni ile müvekkilinin açmak ve takip etmek zorunda olduğu davaların takipleri nedeni ile ödemek zorunda kaldığı asıl dava bakımından 15.000,00 TL, birleşen dava bakımından 10.000,00 TL avukatlık ücretlerinin toplamı olan 25.000,00 TL’nin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri kapsamında müvekkilinin maddi tazminat istemi için hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporları ile davacı-karşı davalı adına tescilli faydalı modelin, endüstriyel tasarımın dava dışı kişiler adına tescilli tasarımlara nazaran yenilik unsuru taşımadığı tespit edildiğinden, mahkemece asıl davada davacının faydalı modele tecavüzün önlenmesi talebinin reddine ve birleşen davada davalı … San. ve Tic. A.Ş. adına tescilli faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacı-karşı davalı-birleşen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-karşı davacı-birleşen davada davacı vekilinin, müvekkili şirketin asıl ve birleşen davalar için ödediği vekalet ücretinin muhik tazminat olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürdüğü, davacının haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle uğramış olabileceği zararların ihtiyati tedbir nedeniyle üretim ve satış yapılamaması vs. gibi doğrudan uğranılacak zararlar olup davacının faydalı modele tecavüzün önlenmesi ve faydalı modelin hükümsüzlüğüne ilişkin davalar yönünden yapmış olduğu giderlerin haksız ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından kaynaklanan zararlar kapsamında kabul edilemeyeceği, söz konusu vekalet ücretleri, o davalara ilişkin olarak verilen kararlarda aleyhine hüküm verilen tarafa yükletileceğinden davacı vekilinin müvekkili şirketin asıl ve birleşen davalar için ödediği vekalet ücretinin muhik tazminat olarak belirlenmesi gerektiği yönündeki talebinin yerinde görülmediği, ancak, yerel mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere davacının ihtiyati tedbir nedeniyle maddi zarara uğradığının açık olduğu, bu nedenle 6098 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi gereğince muhik bir tazminata hükmedilmesi gerektiği, somut olayın özellikleri ve tedbirin uygulandığı süre dikkate alınarak asıl davada davalı-karşı davacı, birleşen davada davacı lehine 10.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle asıl davada davalı-karşı davacı, birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, asıl davanın reddine, haksız ihtiyati tedbir uygulanmasından kaynaklanan zararın tahsiline yönelik karşı davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminatın tedbir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulüne, davalı …Ş. adına kayıtlı 2013/14065 tescil nolu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı-birleşen davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl davacı-karşı davalı-birleşen davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl dava, faydalı modele tecavüzün önlenmesi ve tazminat, karşı dava haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili, birleşen dava ise faydalı modelin hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 551 sayılı KHK’nın 147 nci maddesi, 6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davacı-karşı davalı-birleşen davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.