Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/531 E. 2023/3743 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/531
KARAR NO : 2023/3743
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/320 Esas, 2021/2036 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/ 212 E., 2020/474 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketten sandalye ve mobilya sipariş ettiğini ve bu siparişe istinaden davalıya toplam tutarı 237.400,00 TL olan beş adet çeki avans olarak verdiğini, davalının sipariş edilen malları göndermemesi sebebiyle çeklerin bedelsiz hale geldiğini ancak davalının buna rağmen çekleri iade etmeyip üçüncü kişilere ciro ederek tedavüle soktuğunu, davaya konu çeklerden; 30.09.2018 keşide tarihli, 37.400,00 TL bedelli çekin, yetkili hamili tarafından ibrazı üzerine keşidecisi … tarafından 01.10.2018 tarihinde ödendiğini, 25.03.2019 keşide tarihli, 50.000,00 TL bedelli çekin ise yetkili hamili tarafından müvekkili aleyhine takibe konu edildiğini ve müvekkilinin hamile icra tehdidi altında toplam 64.813,03 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, diğer çeklerin ise henüz müvekkiline karşı takibe konu edilmediğini ancak müvekkilinin bu çekler nedeniyle icra takibine muhatap olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davaya konu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davaya konu çekler nedeniyle icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı toplam 102.213,03 TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çeklerin, kambiyo vasfını haiz olup taraflar arasındaki temel ilişkiden bağımsız olduğunu, davalının kambiyo vasfına haiz çeklerden dolayı alacaklı olduğunu kanıtlamak zorunda olmadığını, dolayısı ile kambiyo senedinden alacaklı olduğu sabit olan davalıya ayrıca ispat sorumluluğu yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davaya konu çeklerin avans olarak verildiğini ispatladığı, bu durumda, davalının avans olarak aldığı çeklerin toplam tutarı kadar mal gönderdiğini ispat etmesi gerektiği, davalının, dosya kapsamındaki delillerle; 30.09.2018 keşide tarihli, 37.400,00 TL bedelli çekin karşılığı olan malı davacıya gönderdiğini ispatladığı ancak diğer çeklerin karşılığı olan malları gönderdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının bilgileri hüküm fıkrasında gösterilen davaya konu 4 adet çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 25.03.2019 keşide tarihli, 50.000,00 TL bedelli çek sebebiyle icra tehdidi altında yaptığı 64.813,03 TL ödemenin davalıdan istirdadına, 30.09.2018 keşide tarihli, 37.400,00 TL bedelli çek hakkındaki menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince, 15.10.2019 tarihli celsede istirdat talebine ilişkin davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verildiğini ve akabinde de istirdat davasının arabuluculuğa başvurulmadığından bahisle usulden reddedildiğini, İlk Derece Mahkemesince, istirdat talebine ilişkin davanın tefrik edildiği gözden kaçırılarak işbu dava kapsamında istirdada karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı tarafça, dava konusu çeklerin ön ödeme olarak verildiğine ilişkin yazılı delil sunulmadığını, kambiyo senetlerinde gösterilen alacağın alacaklısının, alacaklı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek olmadığını, kambiyo senedinin, temel ilişkiden bağımsız olduğunu, davalının aleyhine açılan davanın niteliği gereği; ticari defterlerindeki kayıtlar esas alınarak kurulan hüküm usule aykırı olduğunu, bir tarafa çek verilmesinin, satışın peşin satış olduğu, edimlerin aynı anda ifa edildiği ve malın da teslim edildiğinin kabulünü gerektirdiğini, davanın niteliği gereği ticari defterlerin incelenmemesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin tüm davalı vekilinin ise sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ancak İlk Derece Mahkemesince, 15.10.2019 tarihli celsede, istirdat talebine ilişkin davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine ve akabinde de istirdat davasının usulden reddine karar verilmesine rağmen işbu davada da istirdat talebine ilişkin olarak mükerrer bir şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin başvurusun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulüne, davacının hüküm fıkrasında bilgilerine yer verilen davaya konu 4 adet çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince, davanın tamamıyla kabulüne karar verildiğini ancak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş gibi müvekkili aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedildiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 inci maddesi

3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemesince, yazılı şekilde İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesine rağmen hüküm fıkrasını kendi içerisinde çelişkili hale getirecek şekilde ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş gibi kabul ve red edilen miktar ve oranlardan bahsedilerek davacı aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.