Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/5125 E. 2023/4875 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5125
KARAR NO : 2023/4875
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/142 Esas, 2021/978 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalı arasında 12.09.1995 tarihli işleticilik anlaşmasının imzalandığını, anlaşma devam ederken Rekabet Kurulu’nun 12.03.2009 tarihli duyurusu ile sözleşme ilişkisinin sona erdiğini, anlaşmanın üçüncü maddesine göre davacının davalıya alınan demirbaşların teminatı olmak üzere Z0041362 çek numaralı ve bila bedelli çeki ve Z0041363 numaralı bila bedelli çeki verdiğini, davacının sözleşmenin sona ermesi nedeniyle malzeme ve demirbaşların alınabileceğini davalıya ilettiğini, ancak davalının demirbaşları almadığını, buna rağmen ekine demirbaşları malları ekleyerek davacıya yönelik fatura tanzim ettiğini, davacının da bu faturaya itiraz ettiğini, ihtara rağmen davalı tarafından malzeme ve demirbaşların istasyondan teslim alınmadığını, üstelik Z0041362 numaralı çekin faturaya karşılık gelecek şekilde 21.759,96 TL bedelle doldurularak bankaya ibraz edildiğini, diğer çekin de halen davalının yedinde bulunduğunu, halbuki davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, davalının anılan ihtarlara rağmen davacıdan demirbaş ve malzemeleri teslim almadığını, davalı tarafından demirbaş ve malzemelere denk düzenlenen faturaya da itiraz edildiğini ileri sürerek Z0041362 ve Z0041363 numaralı iki adet çekten doyalı borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona erdiğini, müvekkili tarafından davacıya sağlanan bir kısım demirbaş ve sabit nitelikteki yatırımın davacı nezdinde kaldığını, sözleşme uyarınca davalının bu emtiayı iade etmesi gerektiğini, 23.02.2011 tarihli tutanakla davacının teslim etmediği demirbaşların belirlendiğini, bunun üzerine davacı tarafından borcun ödenmesini teminen 17.12.2012 keşide tarihli, 21.759,96 TL tutarlı çekin keşide edildiğini, davacının çekin boş olarak verildiği ve iradesine aykırı olarak doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istamiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 03.03.2016 tarih, 2014/668 E. ve 2016/203 K. sayılı kararı ile yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre çekin davalı tarafından ihtilaflı demirbaş faturasına uygun olarak doldurulduğu kanaatine varıldığı, davacının davalıya iade etmesi gereken demirbaş bedelinin 18.465,82 TL olduğu, bu durumda davacının davalıya bu tutarda borcunun mevcut olduğunun ve çek bedelinin 18.465,82 TL’lik kısmını ödemesi gerektiği, diğer çek yönünden ise bu çekin tamamen boş olduğu, davalının bu çekle ilgili bir alacak talebinin bulunmadığı, davacının bu çek yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 15.11.2018 tarih, 2016/20218 E. ve 2018/5833 K. sayılı kararıyla; “…Dava menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davalarında tarafların haklılık durumunun dava tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir. Davalı tarafından davacıya verilen demirbaşların davalıya iade edildiği iddia edilmiş, yine taraflar arasında düzenlenen tutanaklarda da teslim edilen mallar belirtilmiştir. Davacı tutanak içeriğini kabul etmediğini belirtmiş ise de somut olarak gerekçelerini sunmamıştır. Tutanak tarihinden sonra düzenlenen faturada belirtilen değer üzerinden de söz konusu çek keşide edilmiştir. Bu durumda mahkemece fatura tarihi itibariyle davacı tarafından davalıya faturada belirtilen demirbaşların hangilerinin iade edildiği, hangilerinin iade edilmediği tespit edilerek davacının davaya konu çekten dolayı ne kadar borçlu olduğunun tespit edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26.10.20212 tarih, 2020/142 E. ve 2021/978 K. sayılı kararı ile davacının ticari defterlerinde, davalıya herhangi bir borç kaydının bulunmadığı, davalı tarafından düzenlenen 30.12.2011 tarihli, 21.759,96 TL bedelli faturanın süresinde itiraz edilerek iade edildiği, bayilik dönemindeki cari hesap ilişkisinin sıfırlanmış olduğu, ayrıca davaya konu çeklerin verilmesini gerektiren herhangi bir borç kaydının bulunmadığı, davalının defterlerinde, 30.12.2011 tarihli fatura nedeniyle 21.759,96 TL bakiye alacak kaydının olduğu, bu faturaya karşı davacı tarafın süresinde itirazda bulunduğu, davaya konu çekin 21.759,96 TL bedelli fatura için davacı tarafından keşide edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, çeklerin herhangi bir borç için davalıya verildiğine dair davacı defterlerinde kayıt olmadığı, davalının faturasına itiraz edildiği, davaya konu çekin davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı tüm bu tespitlere göre, davaya konu çekin davalıya, bayilik sözleşmesinin başlangıcında verilen teminat çeki olduğu, bu çekin davalı tarafından ihtilaflı demirbaş faturasına uygun olarak doldurulduğu kanaatine varıldığı, Yargıtay bozma ilamı sonrası bu hususun kesinleştiği dikkate alındığında, bozma ilamında belirtildiği şekliyle teminat fonksiyonunun gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulduğu, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında davacı tarafından davalıya teslim edilmeyen demirbaş bedellerinin 10.125,94 TL olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin “Alat ve Vasıtalar” başlıklı üçüncü maddesi dikkate alındığında davacının sadece sözleşme kapsamındaki demirbaşları iade ile yükümlü olduğu, demirbaşların montaj, işçilik ve hizmet bedelleri yönünden iade yükümlülüğünün bulunmadığı, bu durumda davacının davalıya 10.125,94 TL tutarda borcunun mevcut olduğu ve devam ettiği, çek bedelinin 10.125,94 TL’lik kısmını ödemesi gerektiği, bu kısım için menfi tespit talebinin haklı olmadığı, aşan kısım olan 11.634,02 TL için menfi tespit talebinin haklı olduğu kanaatine varıldığı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibe konu edilen, 21.759,96 TL tutarlı çek nedeniyle davacının bu çek nedeniyle davalıya 11.634,02‬TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin menfi tespit talebinin reddine, davacı yönünden Mahkememizin 2014/668 E. ve 2016/203 K. sayılı ilamı 15.11.2018 tarihli Yargıtay 19. HD. 2016/20218 E. 2018/5833 K. sayılı bozma ilamı dışında kalmış olup kesinleştiğinden, Mahkememizin 2014/668 Esas 2016/203 Karar sayılı kararı ile verilen “2-Davaya konu olup tarihi ve miktarı bulunmayan, Z0041362 çek numaralı çekin, çek vasfını kazanmadığı, davalınında bu çekle ilgili bir alacak talebinin bulunmadığı, davacının çek yönünden dava açmakla hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, bu çekle ilgili talebin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,3-Tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin yasal koşullar oluşmadığından reddine,” hükümleri yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildi.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
a. Davalıya demirbaşların teslimine hazır olunduğunun belirtilmesine rağmen davalı tarafından söküm maliyeti nedeniyle demirbaşların teslim alınmadığını, davacının bu konuda kusurunun bulunmadığını, 23.02.2011 tarihli tutanağın bir çok kısmında kazıntı, silintilerin olduğunu, faturaya da itiraz edildiğini, bu belgelere dayanılamayacağını,

b.Boş teminat çekinin doldurulması ve tedavüle konulması nedeniyle davalının kötü niyetli olduğunu,

c.Sözleşmenin Rekabet Kurulunun ilanı ile sona erdiğini, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle çeklerin hükümsüz hale geldiğini,

d. Teminat çeklerinin kambiyo vasfını taşımadığını savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
a. Bozma ilamına göre çekin teminat çeki olmadığının sabit hale geldiğini, 21.759,96 TL bedelli çekin aynı bedelli faturanın ödenmesini temine düzenlendiğini,

b. Keşif yapılarak demirbaşların iade edilip edilmediğinin incelenmesinin doğru olmadığını, teslimin tutanağa göre değerlendirilmesinin gerektiğini, ayrıca davacının ihtarnamede ve dava dilekçesinde demirbaşların istasyonda olduğunu belirttiğini ve teslim etmediğini ikrar ettiğini,

c. Hükme esas bilirkişi raporundaki demirbaşların montaj, işçilik ve hizmet bedellerinin iade yükümlülüğü kapsamında olmadığının tespitinin doğru olmadığını, bu bedelleri de ödemesinin gerektiğini,

d. Alacağa geç kavuşulması nedeniyle tazminata hükmedilmemesinin de doğru olmadığını savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iki adet çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72 inci maddesi

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ve katılma yoluyla davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ve katılma yoluyla davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.