Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/5085 E. 2022/6726 K. 06.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5085
KARAR NO : 2022/6726
KARAR TARİHİ : 06.10.2022

MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.10.2019 tarih ve 2014/2167 E. – 2019/1099 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 07.12.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan muhtelif dikey şişe soğutma tesisi emtiasının İtalya’dan Türkiye’ye davalı tarafça taşındığını, varma yerinde emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, hasar bedelinin müvekkilince sigorta ettirene ödendiğini, oluşan zarardan davalı taşıyıcının sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 73.000 Euro’nun tahsil tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin yokluğunda hasar tespitinin yapıldığını, istenilen miktarın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davacı … tarafından sigorta teminatı altına alınan emtianın davalı tarafça İtalya’dan, Türkiye’ye taşınması sırasında meydana gelen kaza sonucunda hasara uğradığı, kazanan meydana gelmesinde taşımayı gerçekleştiren araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, ancak olayın oluşunda kasıt ve kötü niyetinin dosya kapsamı itibariyle tespit edilemediği, dolayısıyla davalı taşıyıcının meydana gelen zararda sınırlı sorumlu olduğu, bu halde taşıyıcının sorumluluğunun tespitinde taşınan makinenin 28 çeşit ve 131 adet parçasının değiştirilmesinin hasarın giderilmesi için yeterli olduğu, dolayısıyla makinenin kısmen hasarlandığı, ziyaa uğrayan yani eksilen kısmını brüt ağırlığın hesabında dikkate alınması gerektiği, bu hususun tespiti için yazılan yazılara verilen cevaplarda tam olarak bir belirleme yapılamadığı, dava dışı şirketler tarafından bildirilmiş ise de; fatura içeriği emtiaların brüt ağırlığının 340 KG olduğunun belirtildiği, CMR 23. maddesi kapsamında ispat yükünün sorumluluğunu sınırlamak isteyen taşımacıya ait olduğu, ancak davalı taşımacı tarafından bu miktarın tespitine yönelik bir delil sunulmadığı, dolayısıyla toplanan deliller kapsamında karar verilmesi gerektiği bu kapsamda raporda belirtildiği şekilde karar tarihindeki kur üzerinden yapılan hesaplamada 08/10/2019 tarihinde güncel kura göre yapılan hesaplamada 8,33 ÖÇH * 340 Brüt Ağırlık = 2.832,20 ÖÇH karşılığının 7,8430 TRY/SDR karşılığının 22.212,95 TL olduğu, dava dilekçesinde Euro yabancı para cinsinin tahsil tarihindeki TL karşılığının dava tarihinden itibaren yabancı paralara uygulanan en yüksek faizi ile tahsili talep edildiğinden belirlenen bu tutarın Euro cinsinde yabancı paranın dava tarihindeki TL karşılığı olan 1.761,485 (satış efektif kuru) üzerinden yapılan hesaplamada söz konusu tutarın Euro karşılığının 12.610,35 Euro (22.212,95 *1.761,485=) olduğu belirlendiğinden davanın kısmen kabulü ile 12.610,35 Euro’nun tahsil tarihindeki Türk lirası karşılığının dava tarihinden itibaren yıllık %5 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Dava, nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan emtianın karayolu ile taşındığı sırada hasara uğradığı iddiasına dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
CMR Konvansiyonu’nun 23/7 maddesinde “Bu sözleşmede belirtilen hesap birimi, uluslararası para fonunca tarif edildiği gibi Özel Çekme Hakkı (SDR)dır. Bu anlaşmanın 3. sayılı fıkrada belirtilen meblağı olayla ilgilenen mahkemenin bulunduğu Devletin ulusal parasına, karar tarihinde veya taraflar arasında mutabık kalınan tarihte cari kur değeri üzerinden tahvil edilecektir” denilmektedir.
Bu itibarla mahkemece karar tarihi güncel SDR kuru esas alınmak suretiyle hesaplama yapılması isabetli ise de, bulunan sınırlı sorumluluk miktarının (22.212,95 TL) yine karar tarihi kur esas alınmak suretiyle Euro’ya çevrilmesi ve bulunacak bu tutara hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hesaplamada dava tarihindeki kurun dikkate alınması doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bzoulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 06/10/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Dava, davacıya Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı muhtelif emtianın, davalı tarafından taşınması sırasında hasar görmesi nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın davalı taşıyıcıdan tahsili istemine ilişkindir.

Davacı, sigortalısına 30.04.2003 tarihinde 73.000 Euro ödeyerek 09.10.2003 tarihinde mülga 6762 sayılı TTK 1301 maddesine istinaden eldeki davayı açmıştır.
Yerel mahkemece, bozma ilamına uyularak, SDR kuru 10.05.2018 tarihi itibariyle hesaplanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,
Davalı vekilinin, temyizi üzerine karar yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Davanın niteliği itibariyle, SDR kurunun 10.05.2018 tarihi itibariyle esas alınmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
CMR Konvansiyonunun 23/7 maddesi “Bu sözleşmede belirtilen hesap birimi, uluslararası para fonunca tarif edildiği gibi Özel Çekme Hakkı (SDR)dır. Bu anlaşmanın 3. sayılı fıkrada belirtilen meblağı olayla ilgilenen mahkemenin bulunduğu Devletin ulusal parasına, karar tarihinde veya taraflar arasında mutabık kalınan tarihte cari kur değeri üzerinden tahvil edilecektir” hükmünü taşımaktadır.
CMR Konvansiyonu gönderici ile taşımacı arasındaki taşıma ilişkisine ilişkin hükümleri muhtevi olup, davacı …, göndericinin zararını tazmin ederek mülga TTK 1301 maddesine göre eldeki davayı açmıştır.
Sigorta şirketinin, sigortalısına ödediği tazminattan fazla bir tazminat ve hak talep edemeyeceği sigorta hukukunun genel kurallarındandır.
Göndericinin zararı, davacı … şirketince 30.04.2003 tarihinde tazmin edilmiş olup, sigorta şirketinin açtığı davanın niteliği de gözönüne alındığında tazminat hesabı SDR kurunun bu tarihteki rayiçler esas alınmak suretiyle yapılmalıdır.
Çoğunluğun kabulünde olduğu gibi SDR hesabında 10.05.2018 tarihinin esas alınması durumunda, sigortalısına 2003 yılında ödeme yapan sigorta şirketi, 10.05.2018 tarihine kadar geçen sürede SDR kurundaki artışlar kadar sebepsiz zenginleşecektir.
Sayın çoğunluğun kabul şekli Sigorta Hukuku ilkelerine aykırı olduğundan, yerel mahkeme kararının yazılı gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.