Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/507 E. 2023/3185 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/507
KARAR NO : 2023/3185
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1222 Esas, 2021/1367 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
(Denizcilik ve İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2016/274 E., 2019/76 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili, duruşma istemsiz olarak davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 23.05.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat….. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının aleyhlerine icra takibi başlattığını, davalının haksız ve kötü niyetli takibinin kesinleştiğini, menfi tespit davası açma zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünü 2014/10087 E. sayılı takip nedeniyle 17.720,62 euro (53.780,30 TL), 26.320,44 GBP (114.362,30 TL) borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline, takip kötü niyetli yapılmış olmakla davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkumiyetine, yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Link Denizcilik ve Taşımacılık Ticaret Limited Şirketi’nin iştigal konusunun, “freight forwarder” (taşıma işleri komisyoncusu) olarak emtiaların uluslararası taşınması işlerinin organizasyonunu yapmaktan ibaret olduğunu, somut olayda da müvekkilinin davacıya hizmet verdiğini, müvekkili Link Denizcilik tarafından verilen hizmetlerin bedellerinin, Nakon Dış Ticaret tarafından 17.720,62 euro ve 26.320,44 GBP tutarlarında eksik ödendiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi Yargıtay ve doktrin görüşleri, ticari örf ve adet uyarınca, davacı Nakon Dış Ticaret tarafından TL cinsinden yapılan ödemeler dikkate alındığında; davacı Nakon Dış Ticaret’ in, müvekkili davalı Link Denizcilikle 17.720,62 euro ve 26.320,44 GBP tutarlarında borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu uyuşmazlığın, davalı tarafından ifa edilen taşıma işlemleri neticesinde yapılan ödemelerin TL olması ve faturaların döviz cinsinden düzenlenmesi sebebi ile ödeme tarihleri ile fatura tarihleri arasındaki kur farkından oluştuğu, davacı tarafın icra dosyası nedeniyle borçlu olmadığı iddiasıyla işbu menfi tespit davasını açtığı, taraflar arasında taşıma işi ve düzenlenen faturalar konusunda ihtilaf bulunmadığı, her iki tarafın ticari defterlerinin düzenlenen navlun faturaları bakımından birbiri ile uyumlu olduğu, ihtilafın ödemelerin TL olması ve faturaların döviz cinsinden düzenlenmesi sebebi ile ödeme tarihleri ile fatura tarihleri arasındaki kur farkından oluştuğu, davalı yanın davacı yana keşide ettiği uluslararası navlun hizmet bedeli faturalarını yabancı para birimleri cinsinden düzenleyerek yürürlükte yasal mevzuata uygun olarak faturanın alt kısmında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurlarını dikkate almak suretiyle TL karşılığını belirttiği, bu anlamda faturalardan doğan alacağın ilgili yabancı para cinsine göre tahsil edileceği yönündeki iradesini yansıtmış göründüğü, kaldı ki tarafların usulune uygun tutulmuş ticari defterleri incelendiğinde, taraflar arasında yabancı para biriminden borçlanmaya ilişkin ticari geleneklerinin de olduğu, davacı tarafından verilen çeklerin ise kendi hesaplarında takastan mahsup edildiği, davacının davalıya takibe konu kur farkı yönünden borçlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmaması nedeni ile TL olarak verilmiş olan çeklerin ister ciro edilmiş olsun, isterse olmasın, çek tahsilat makbuzları tarihi itibariyle tahsilat makbuzunda belirtilen çek bedelinin yabancı para birimi karşılığı tutar üzerinden borcun ödenmiş kabul edilmesi gerektiğini, TL olarak keşide edilmiş vadeli çeki tahsil amacıyla almış olan davalı tarafın vade gününe kadar olan kur riskini bilerek kabul ettiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki ilişkide kararlaştırılan bedelin yabancı para cinsinden olduğu, davalının alacağının tahsili için davacı tarafından verilen TL cinsinden düzenlenen çekleri teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemeyeceği gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile davacının Bakırköy 3. İcra Müdürlüğünün 2014/10087 E. sayılı takip dosyasındaki alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının takipte kötü niyeti sabit görülmediğinden davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibinde bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kötü niyet tazminatının reddine ilişkin kısmının bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının düzenlemiş olduğu çeklerin ifa yerine değil ifa uğruna edim niteliğinde olduğunu, 6098 sayılı Kanun 99 uncu maddesinin açık bulunduğunu, Yargıtay uygulamaları ve doktrinin de aynı yönde olduğu, meydana gelen kur farkından davacının sorumluluğu olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hukuki niteliği itibariyle, kur farkı alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine konu alacak nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun 99 uncu maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin bir diğerinden alınarak, yek diğerine verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden taraflara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.