YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5017
KARAR NO : 2023/4753
KARAR TARİHİ : 07.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2018/422 Esas, 2022/108 Karar
HÜKÜM : Davalı … yönünden davanın kabulü; davalı … yönünden hüküm tesisine yer olmadığı
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın davalı … yönünden davanın kabulüne, davalı … yönünden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 59.950,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin dava dışı …’dan aldıkları borç para karşılığında boş senet verdiklerini, borcun ödenmesine rağmen senedin iade edilmediğini, davalı …’den alınan borç para karşılığında da senet verdiklerini, borcun ödendiğini, davalının iade ettiği senedin davalıya verilen senet olmadığını anladıklarını, müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takibine konu senedin dava dışı …’a verilen senet olduğunu, konu hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek müvekkillerinin takip nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1-Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalılar aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın 30.05.2011 tarihli temliknameyle …’a temlik edildiğini, davalının pasif husumetinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2- Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davada ispat yükünün davacılarda olduğunu, davacıların para alınması karşılığı verilen bononun geri alınmadığını iddia ettiğini, davacıların ceza soruşturmasında ve dava dilekçesinde birbiriyle çelişen beyanlarının olduğunu, davacıların iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğunu savunarak davanın reddini ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 09.06.2015 tarih, 2011/255 E. ve 2015/415 K. sayılı kararı ile incelenen ceza dosyaları ve tanık beyanlarına göre icra takibinin dayanağı olan senedin davacılar tarafından davalı …’nin akrabası olan …’dan alınan borç karşılığı verilen senet olduğu, borcun ödenmesine rağmen senedin iade edilmeyerek lehtar kısmına davalı …’nin ismi yazılarak icra takibine konulduğu, anılan davalının ekonomik durumunun iyi olmadığı, takibe konu alacağın dava tarihinden önce dava dışı …’ın kardeşine temlik edilmesinin de davacı iddialarını doğruladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
1.Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 21.04.2016 tarih, 2015/15951 E. ve 2016/6981 K. sayılı kararıyla dava tarihinden önce 30.05.2011 tarihinde dava konusu icra takibine konu alacak davalı … tarafından …’a temlik edildiği, davalı …’nin icra takibinde alacaklı sıfatı bulunmadığından icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebiyle açılan davada da pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, Mahkemece, davanın tarafı olmadığı halde dahili davalı olarak gösterilen … aleyhine hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu, kabul şekline göre de, davacı taraf, boş olan senedin sonradan doldurulduğu, borcun ödendiği iddiası ile iş bu menfi tespit davasını açtığı, anılan iddia karşısında ispat yükünün davacıda olduğu, Mahkemece davacının varsa yazılı delilleri üzerinde durulup değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken tanık beyanlarına üstünlük tanınarak yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğuna işaret edilerek Mahkeme kararı bozulmuş, davacılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 19.04.2018 tarih, 2016/17005 E. ve 2018/2209 K sayılı kararıyla Hatay 3. İcra Dairesinin 2008/3608 E. sayılı takip dosyasında, davalılardan … davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip başlattığı, bu dosyada takip konusu yaptığı alacağını 30.05.2011 tarihinde diğer davalı …’a temlik ettiği, takip dosyasında veya dava dosyasında temlikin dava tarihinden önce davacılara bildirildiğine dair bir veri bulunmadığı, eldeki dava davalı …’ye karşı 02.06.2011 tarihinde açıldığı, davalı … vekilinin alacağın temlik edildiğini bildirir şekilde cevap dilekçesi sunmasından sonra, davacılar vekilince sunulan 31.10.2011 tarihli dilekçe ile davanın temlik alan …’a karşı devam ettirilmesi istenildiği, davacılar vekilinin işbu dilekçesinin 6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca maddi hataya dayalı taraf değişikliği olarak kabul edilip, yargılamaya yalnızca davalı … hakkında devam edilmesi ve onun hakkında bir hüküm kurulması gerektiği, kabule göre ise, takip ve dava konusu bono nakden kaydını taşıdığı, davacılar dava konusu bononun alınan borç para karşılığı tanzim edildiğini iddia ettiği, bononun lehtarı ve dava konusu alacağı temlik eden … ise 06.06.2010 tarihinde poliste ve 30.06.2011 tarihinde Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/171 E. sayılı dava dosyasında vermiş olduğu ifadesinde işbu dava konusu bononun düzenlenme sebebine ilişkin beyanlarda bulunduğu, Mahkemece dava konusu bononun lehtarı adı geçen …’nin işbu beyanlarının bononun ihdas nedeninin talili niteliğinde olup olmadığı yönünden değerlendirilip, buna göre ispat yükü belirlenerek, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerektiğine işaret edilerek Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 21.04.2016 tarih, 2015/15951 E. ve 2016/6981 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak, hükmün açıklanan değişik sebeplerle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip ve dava konusu bono nakden kaydını taşıdığı, davacılar dava konusu bononun alınan borç para karşılığı tanzim edildiğini iddia ettiği, bononun lehtarı ve dava konusu alacağı temlik eden … ise 06.06.2010 tarihinde poliste ve 30.06.2011 tarihinde Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/171 E. sayılı dava dosyasında vermiş olduğu ifadesinde işbu dava konusu bononun düzenlenme sebebinin tohum ve gübre alışverişinden kaynaklandığını beyan ettiği, üzerinde “nakden” ibaresi yer almasına rağmen, davalı tarafça senedin mal karşılığı nedeniyle düzenlendiği savunulduğundan, bu savunma ile birlikte davalının senet metnini talil etmiş olduğu, alacağın varlığını ve dayandığı temel ilişkinin senettekinden farklı olduğunu iddia eden alacaklı davalı tarafın, kendi dayanağı olan senetteki sebepten ayrılarak başka bir iddia ortaya atması nedeniyle ispat yükünün yer değiştirdiği, davalı senet metnini talil ettiği için ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, davalı tarafça davacıya mal verilmesi karşılığında bono düzenlendiği iddia edilmiş ise de davaya konu senedin Ertuğrul Kayıboyu Çırçır ve Prese Tekstil Ticaret Ltd. Şti.’nin ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı, taraflar arasında süregelen ticari ilişki mevcut olduğundan yalnızca davaya konu senede ilişkin davacı tarafa tohum ve gübre teslim edildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın davalı … yönünden kabulüne icra takip dosyasının dayanağı olan bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, diğer davalı … hakkında hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; …’nin 06.06.2010 tarihinde poliste ve 30.06.2011 tarihinde Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/171 E. sayılı dava dosyasında vermiş olduğu ifadesinde işbu dava konusu bononun düzenlenme sebebine ilişkin beyanları, dava konusu bononun ihdas nedeninin talili niteliğinde olmadığını ve ispat yükünün davalıya geçmediğini, dava dilekçesinde, ceza dosyasında ve vergi müfettişlerine verilen beyanların tamamında davacı borçlular borç para aldıklarını ve fakat ödediklerini ısrarla vurguladığını, davacılar temel ilişkinin ve ticari ilişkinin hiç doğmadığını ve taraflar arasında borç ilişkisinin bulunmadığını değil, temel ilişkinin var olduğunu ve bu temel ilişkinin para ilişkisi olduğunu ileri sürdüğünü ve sonuç olarak da bu para ilişkisinden kaynaklanan borcun ise ödendiğini iddia ettiğini, bu durumda artık ispat yükü ödeme yaptığını ileri süren davacılara ait olduğunu, davacıların şikayet dilekçesindeki beyanları, soruşturma sırasındaki beyanları, davacılar aleyhine iftira suçundan dolayı açılan davadaki beyanları dikkate alındığında dava konusu bonunun lehtara hiç verilmediğine dair iddialarının gerçeğe aykırılığını ikrar ettiklerini ve sırf bu sebeplerle ispat yükünün davacılarda olduğunu, bilirkişi tarafından düzenlenen 17.10.2021 tarihli bilirkişi raporundaki sonuçlara göre; Ertuğrul Kayıboyu Çırçır ve Prese Tekstil Ticaret Ltd. Şti’nin ticari defter ve kayıtlarında icra takibine konu edilen senedin kaydına rastlanılmamış olması, senedin takip ve tahsil edilemeyeceği ve geçersiz olduğu anlamına gelmeyeceğini, her aşamada farklı beyan ve ifadelerde bulunan ve çıkar çatışması sebebiyle birden fazla kez birbiriyle çelişen bir çok beyanda bulunan …’nin bu beyanlarının, şirkette oluşan çıkar çatışması sebebiyle hükme esas alınması hukuki güvenliğe uygun olmadığını, zira şirket ortağı olan ve sorunlu olarak şirketten ayrılan …’nin sonraki birbiriyle çelişen davranış ve beyanları sebebiyle ispat yükünün davalıya geçmeyeceğini, gerekçeli kararda yer alan “…taraflar arasında süregelen ticari ilişki mevcut olduğundan yalnızca davaya konu senede ilişkin davacı tarafa tohum ve gübre teslim edildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı kanaati hasıl olduğu…” şeklindeki gerekçede de hukuki isabet bulunmadığını, bilirkişi raporunda da ve yine vergi müfettişleri tarafından düzenlenen vergi tekniği raporunda da, taraflar arasındaki tohum ve gübre alışverişine ilişkin kayıtlar net olarak yer aldığını, bilirkişi raporunda somut olarak saptanan mal alışverişi Mahkeme tarafından değerlendirilmediğini ve hukuka aykırı olarak davanın kabulüne karar verildiğini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacıların icra takibine dayanak teşkil eden bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 19.04.2018 tarih, 2016/17005 E. ve 2018/2209 K. sayılı karar düzeltmesi incelemesi sonucunda verilen bozma ilamında “Hatay 3. İcra Dairesi’nin 2008/3608 esas sayılı takip dosyasında, davalılardan … davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip başlatmış, iş bu dosyada takip konusu yaptığı alacağını 30.05.2011 tarihinde diğer davalı …’a temlik etmiştir. Takip dosyasında veya dava dosyasında temlikin dava tarihinden önce davacılara bildirildiğine dair bir veri bulunmamaktadır. Eldeki dava davalı …’ye karşı 02.06.2011 tarihinde açılmış, davalı … vekilinin alacağın temlik edildiğini bildirir şekilde cevap dilekçesi sunmasından sonra, davacılar vekilince sunulan 31.10.2011 tarihli dilekçe ile davanın temlik alan …’a karşı devam ettirilmesi istenilmiştir. Davacılar vekilinin iş bu dilekçesinin HMK.’nun 124. maddesinin 3. fıkrası uyarınca maddi hataya dayalı taraf değişikliği olarak kabul edilip, yargılamaya yalnızca davalı … hakkında devam edilmesi ve onun hakkında bir hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece her iki davalı hakkında yargılamaya devam edilmesi doğru görülmemiştir.” denilerek bozma yapılmıştır. Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen davalı … hakkında yargılamaya devam edilip her iki davalı hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3.Dava konusu takibin dayanağı bonoda davacı … avalisttir. 6100 sayılı Kanun’un 778 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki düzenleme sebebiyle bonolar hakkında da uygulanacağı kabul edilen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 702 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.” hükmünü amirdir.
4.Somut uyuşmazlık bakımından avalist olduğu ve tahhüdünün geçerli olduğu anlaşılan davacı …’nin senedin bedelsiz kaldığı yönündeki iddiası asıl borçluya ait şahsi defi niteliğinde olduğundan bedelsizliğe yönelik defiyi hamil olan davalıya karşı ileri süremeyeceği kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu davalı … yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,2. Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.