Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/4966 E. 2022/6481 K. 29.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4966
KARAR NO : 2022/6481
KARAR TARİHİ : 29.09.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25/11/2021 tarih ve 2021/780 E. – 2021/797 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı TMSF vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin yönetim ve icra kurulu üyesi, nakit akış koordinatörü, yönetim kurulu üyesi, finansman müdürü ve muhasebe direktörü olan davalıların 2002 yılı Eylül, Ekim ve Kasım aylarında dava dışı Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Ufuk İlkiz’e avans şeklinde usulsüz olarak kaynak aktardıklarını iddia ederek tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla verdikleri zararın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava dosyasının, asıl davadan ayrılma nedeninin görev hususunun ele alınması zorunluluğu olduğu, celp edilen SGK kayıtları, sicil müdürlüğü kayıtları, yine bu deliller ile uyumlu davalı savunmaları ve bu savunmalara esas belgeler karşısında dava konusu eylemin gerçekleştiği tarih itibariyle bu dosyanın davalıları olan ve davacı şirket bünyesinde hizmet akdi ile görev yapan …, ………ile davacı şirket arasındaki ilişkinin eylem tarihi itibariyle, yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi hükmü nedeniyle iş mahkemesinin görev alanı dahilinde bulunduğu, öte yandan işçi sıfatı olduğu anlaşılan bu kişiler aleyhine açılan dava yönünden ise, dava tarihinde yürürlükte olan HUMK hükümleri uyarınca tüm davalılar yönünden asliye ticaret mahkemesi ile kıyaslandığında özel mahkeme durumundaki iş mahkemesinin görevli bulunduğu, konuyla ilgili gerek doktrin gerek Yargıtay uygulaması ve gerekse yukarıda belirtilen gerekçeler karşısında mahkemenin görevli bulunmadığı, açılan davada dava tarihi itibariyle tüm davalılar yönünden iş mahkemesinin özel görevli mahkeme olarak bu davaya bakmakta görevli olduğu, hüküm verilen dava dosyasındaki söz konusu birleştirme kararının, usul hukuku tekniği ve HMK sistematiği açısından görevsizlik kararı verilmesine engel olmadığı, aynı davacının, aynı hukuki nedene dayalı olarak, aynı görev süresi içinde işçi sıfatıyla çalışan kişilerin şirkette yönetim kurulu ve denetim kurulu üyesi olan kişilerle birlikte davalı olmaları durumunda bu tip davaların iş mahkemesinde görülmesi gerektiği noktasında gerek doktrin gerek Yargıtay uygulaması çerçevesinde kararlar oluşturulduğu halde, mahkemenin bu dosyasında aynı davacı, aynı neden ve aynı görev süresi içinde işçi sıfatıyla çalışan kişilerin aynı şirkette yönetim kurulu ve denetim kurulu olan kişilerle birlikte davalı olmaları karşısında, mahkemedeki bu dosyada dahi iş mahkemesinin görevli olmadığını kabul etmeyi gerektirir haklı ve makul herhangi bir hukuki neden bulunmadığı, mahkemelerin tarafları, konusu ve sebepleri aynı veya benzer nitelikteki dosyalarda haklı ve makul bir neden olmadığı sürece farklı ve çelişkili uygulamalara sebebiyet vermesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yerleşik uygulamaları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlaline de yol açacağı, bu yönden ihlalin oluşmaması açısından görevsizlik kararı verilirken bu hususun dahi ayrıca dikkate alındığı, HMK m.114 hükmünde belirtilen görev hususunun dava şartı olup HMK m. 115 hükmü uyarınca davanın her aşamasında ele alınması mümkün olan hususlardan olmakla konuyla ilgili Yargıtay uygulaması dahi dikkate alınarak dosya üzerinden hüküm oluşturulduğu gerekçesiyle HMK m.114/f.1 ve HMK m.115 hükmü uyarınca mahkemenin görevli olmaması karşısında, davanın dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, talep halinde dava dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davacı şirketin yönetim kurulu üyesi, icra komitesi üyesi ve çalışanları olduğu ileri sürülen davalıların şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davanın ilk açılışında İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılama neticesinde 28/12/2011 tarih, 2011/36 esas ve 2011/121 karar sayılı karar ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden ve ıslah edilen 389.335,32 TL’nin ise ıslah tarihi olan 26/09/2008 tarihinden itibaren davalılar …, … ve ….. yönünden kabulü ile yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, işbu karar davacı vekili ile davalılar …,…… vekilleri tarafından temyiz edilmiş, davalı … vekilinin temyiz isteminin süreden reddine dair mahkemece ek karar verilmiş, ek karar da anılan davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 03/06/2014 tarih, 2014/2082 esas ve 2014/10376 karar sayılı kararının (1) numaralı bendi ile davalı … vekili ile davacı vekilinin davalılar ……. ve …’a yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, (2) numaralı bendi ile davalılardan …’nun davacı şirketin yönetim kurulu üyesi, 2. derece A grubu imza yetkilisi ve ayrıca icra komitesi üyesi olduğu belirlenerek yine bu bentte açıklanan gerekçelerle hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiş, (3) numaralı bendi ile davalı …’in icra komitesi üyesi ve davacı şirketi temsil yetkisi olduğu belirlenerek yine bu bentte açıklanan gerekçelerle hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizin işbu ilamına karşı davacı vekili ile davalı … vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Dairemizin 05/05/2015 tarih, 2014/17827 esas ve 2015/6331 karar sayılı kararının (1) numaralı bendi ile Mahkemenin 22/05/2012 tarih ve 2011/36-121 sayılı ek kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle bu ek kararın bozularak kaldırılmasına, davalı … vekilinin, asıl karara yönelik temyiz istemiyle ilgili eski hale getirme isteminin incelenmesine geçilmesine karar verilmiş, (2) numaralı bendi ile davalı … vekilinin eski hale getirme isteminin kabulü ile mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmiş, (3) numaralı bendi ile davalı …’nün davacı şirketin yönetim kurulu üyesi ve 2. derece A grubu imza yetkilisi olduğu belirlenerek yine bu bentte açıklanan gerekçelerle hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiş, (4) numaralı bendi ile davacı TMSF vekilinin karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, Dairemizin 17/03/2016 tarih, 2016/2127 esas ve 2016/2993 karar sayılı kararı ile de davacı TMSF vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir. Bu aşamadan sonra dava İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/445 esasını almış, akabinde işbu dosyanın İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/386 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, birleştirme üzerine yargılamaya 2007/386 esas sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmuş, yargılama devam ederken mahkemece birleşen 2016/445 esas sayılı dava dosyasında dava şartları açısından görev hususunun değerlendirilmesi bakımından HMK’nın 167 maddesi hükmü uyarınca 24.06.2021 tarihinde ayırma kararı verilmiş, ayırma kararı üzerine bu defa dosya İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/780 esasını almış ve bu esas üzerinden davanın dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, talep halinde dava dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, işbu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece eldeki davanın dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, talep halinde dava dosyasının görevli İstanbul İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ise de, hakkında verilen hükümler bozulan davalılar……. ve …’nun davacı şirkette hangi sıfatla görev yaptıklarıyukarıda açıklandığı şekilde Dairemizin 03/06/2014 tarih, 2014/2082 esas ve 2014/10376 karar sayılı kararında ve 05/05/2015 tarih, 2014/17827 esas ve 2015/6331 karar sayılı kararında belirtilmiş, hakkında red kararı verilen davalılar ….. ve … hakkındaki hükümler de kesinleşmiştir. Açıklanan bu çerçeve içinde Dairemiz bozma ilamları içeriği uyarınca somut uyuşmazlığı çözmekte asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözden kaçırılarak yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde iş mahkemesinin görevli olduğu yönünde tesis edilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı TMSF vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.