Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/496 E. 2023/3184 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/496
KARAR NO : 2023/3184
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1409 Esas, 2021/1603 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/6 E., 2021/362 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanı kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. .Duruşma için belirlenen 23.05.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 19.04.2017 tarihinde davalıdan 215.603,69 TL bedel ile araç satın aldığını, aracın 2 yıl garanti kapsamında olduğunu, aracı aldıktan sonra arıza meydana geldiğini, aracın servise götürüldüğünü, servis tarafından garanti kapsamında onarıldığını ve fakat daha sonra aynı ve farklı sorunlar ortaya çıkması sonucu aracın 22 kez daha servise gittiğini, araçta meydana gelen arazılardan dolayı davacının mağduriyet yaşadığını ileri sürerek gizli ayıp mevcut olan aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilerek davacıya teslimine, bu mümkün olmadığı takdirde satın alma tarihinden itibaren işleyecek olan faizle beraber aracın satın alma bedeli olan 10.000,00 TL’nin (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla) davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu aracın ticari taksi olarak kullanılması nedeniyle davanın görevsizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğini, davacı tarafın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü nitelikteki 30 günlük ayıp ihbar yükümlülüğüne ve süresine uymadığını, 4 üncü maddeye dayalı talep haklarını kaybettiğini, araçta gizli ayıbın mevcut olduğu kabul edilecek dahi olsa hak düşürücü sürelere uyulmadığını, esas yönünden de davacının haklı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile satılan aracın 10 kez arızalandığı ve gizli ayıp olduğu, araçtaki ayıbın niteliği dikkate alındığında, davacının aracı kullanmaktan beklediği faydayı sağlayamadığı, önemli derecede gizli ayıp olduğu, ayıbın niteliği dikkate alındığında davacının ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebileceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 227 nci maddesinin alıcıya bu hakkı tanıdığı gerekçesi ile aracın davacı tarafın kullanımdayken kaza yapıldığından değer kaybı depo edilmek suretiyle davanın kabulüne dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespiti ile dava konusu ayıplı malın davacı tarafından üzerindeki tüm takyidatlardan ve trafik cezalarından ari bir şekilde davalıya iadesine, dava konusu yapılan aracın ayıpsız bir misliyle değiştirilmesine, depo edilen miktarın karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görevsizlik nedeniyle reddedilmesi gerekirken itirazlarının dikkate alınmadan ve görev yönünden bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulduğunu, davacı tacir ile davalı tacir arasındaki uyuşmazlığa ilişkin olarak Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, araç ve parçaların hiçbir şekilde teknik incelemeye tabi tutulmadan varsayıma dayanarak aracın üretimden kaynaklı ayıplı olduğu sonucuna varıldığını, bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, davaya konu aracın davacı tarafından 4 yıla yakın ve 118.904 km kullanıldığının bilirkişi raporlarında değerlendirilmediğini, mahkemece dava konusu araçtaki değer kaybının davalı tarafa ödenmesine karar verilmişse de hükmedilen miktarın piyasa şartlarının çok altında olduğunu, davacı tarafın 4 yıla yakın bir süre ile aracını kullandığı dikkate alındığında araca ilişkin menfaatlerinin mahsup edilmesinin hakkaniyete ve hukuka uygun olacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının işletme hesabına göre defter tutuğu, basit usulde vergi mükellefi olduğu, davacının faaliyetinin esnaf faaliyeti olduğu, işin hacmi itibariyle ticari muhasebeyi gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişmediği, davacının iş yeriyle ilgili faaliyetlerinin esnaf sınırında kaldığı, bu hali ile asliye hukuk mahkemesi olarak karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulü yönündeki mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen itiraz sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, aracın misliye değişim şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olup ayıplı olduğu iddia edilen aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun’un 227 inci maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.