Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/495 E. 2023/3224 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/495
KARAR NO : 2023/3224
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ :…Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/305 Esas, 2021/2178 Karar
HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden hüküm kurularak davacı Efe Alkollü İçecekler Ticaret A.Ş. yönünden davanın kısmen kabulü, davacı Efe İçecek San ve Tic. A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar vekili, duruşma istemi olmaksızın davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 23.05.2023 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … ile davalı vekilleri Av. … ve Av. … … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Rekabet Kurumu’nun 12.06.2014 tarihli kararına göre davalı … A.Ş.’nin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi anlamında Türkiye rakı piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullandığı ve aynı piyasada faaliyet gösteren davacı Efe Alkollü İçecekler Tic. A.Ş. aleyhine haksız eylemde bulunduğu hususunun kesin ve bağlayıcı olarak tespit edildiğini, hakkında idari para cezası verildiğini ve kararın kesinleştiğini, 4054 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi ve devamı hükümlerine göre müvekkillerinin uğradığı maddi zararların yada bu eylemler sonucunda davalının elde ettiği yada elde etmesi muhtemel kârın 3 katı oranında tazminatı davalıdan talep etmesinin mümkün olduğunu, müvekkillerinin maddi zararı yada davalı şirketin elde etmesi muhtemel haksız kazancın hangisi daha yüksek miktarda ise bu miktarın 3 katı tutarında tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 58 inci maddesine göre manevi tazminat ödeyemeye de mahkum edilmesi gerektiğini, davalının Ege Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan e-mail yazışmalarında davacı şirketin yılan olarak anıldığı ve davacı şirket hakkında yılanın başını ezmek türünden ağır ifadelere yer verildiğinin tespit edildiğini, bu beyanların davacı şirketin iktisadi kişiliğine yönelik ağır hakaretler olduğunun şüphesiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin her türlü dava talep ile ıslah hakları saklı tutulmak kaydı ile şimdilik belirsiz alacak davası kapsamında 100.000,00 TL’nin 3 katı tutarında 300.000,00 TL maddi tazminata, 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, tespit edilen alacaklara hakim durumunu kötüye kullanma ve haksız fiillerin başlangıç tarihi olan 2011 yılından itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki ve zamanaşımı itirazında bulunmuş ve zararın ispatına dair yeterli bilgi ve belgenin mahkeme dosyasına sunulamadığını, tazminat taleplerinin hukuki gerekçeden yoksun ve dayanaksız kaldığını, Rekabet Kurumu kararı içeriğinde davalı şirket tarafından yürütüldüğü iddia edilen uygulamaların davacılara etkisine ilişkin olarak kesin bir değerlendirme yapılmadığını ve davacılar tarafından uğradıkları iddia edilen zararların Rekabet Kurumunun davalı şirkete verdiği ceza ile arasındaki nedensellik bağının açıklamadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan bilirkişi raporlarının bazılarının duty free olarak tabir edilen gümrüksüz satış noktalarında yapılan tespitlere ilişkin olup bu konuya ilişkin olarak Rekabet Kurumu tarafından yapılan herhangi bir tespit bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının hakim durumun kötüye kullanılması durumundaki eylemlerinin Rekabet Kurumu kararında belirtildiği, davalının pazar payı kazanırken rakiplerinin pazar paylarının görece sabit bir seyir izlediği, davalının rekabet ihlallerinin bulunmadığı 2008-2010 yıllarında rakiplerinin pazar paylarını arttırabildiği ancak sonraki dönemlerde gerçekleşen rekabet ihlalleri ile rakiplerin pazar payı kayıpları yaşadığı görüldüğü, davalının hukuka aykırı eyleminin Rekabet Kurumu tarafından tespit edildiği ve Rekabet Kurumunun belirttiği gibi hukuka aykırı eylem sonucunda davacının da aralarında yer aldığı rakip firmaların pazar kaybı yaşadığı görüşüne varıldığını, 4054 Sayılı Kanun’un 57, 58 ve 59 uncu maddelerindeki düzenlemeler göz önüne alındığında davalının eylemleri nedeniyle davacı tarafın uğradığı her türlü zararını tazmine mecbur olduğu, Rekabet Kurumu kararına konu eylemlerin 2009-2013 yılları arasındaki döneme ilişkin olduğu, zincir mağazalarda davalının dışlayıcı uygulamalarının bulunmadığı hususu göz önüne alınarak zincir mağaza satışlarının zararın hesaplanmasında dikkate alınmaması gerektiği, buna göre davacı Efe Alkollü İçecekler Ticaret A.Ş. yönünden zararın 14.854.069,47 TL ve 3 kat tazminat tutarının 44.562.208, 42 TL, davacı Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden zararın 13.425.790,89 TL ve 3 kat tazminat tutarının 40.277.372,67 TL tutarında bulunduğu, davalının e-mail yazışmalarındaki ifadelerinin davacı tarafın iktisadi kişiliğine yönelik ve ticari itibarını sarsıcı mahiyette olup kişilik haklarına tecavüz ettiği ve davacı tarafın manevi tazminat talebinin de kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın her iki davacı yönünden de kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihi itibariyle tazminat hesabı yapılması gerektiğini, rekabet ihlallerinin etkilerinin 2014 yılında devam ettiği ve bu nedenle tazminat hesabında 2014 yılının da dikkate alınması gerektiğini, zincir mağaza satışları dahil olmak üzere tazminat hesaplanması gerektiğini, faiz başlangıcının zararın doğduğu ilgili yılın başından| itibaren hüküm altına alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: davanın Efe İçecek San. ve Tic A.Ş. yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, iki ayrı tüzel kişiliğin varlığı sebebiyle iki ayrı tazminata hükmedilmesinin isabetli olmadığını, davacıların rekabet hukuku anlamında tek bir teşebbüs olduğunu, Rekabet Kurumu kararına itibar edilmemesi gerektiğini, bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişilerin konunun uzmanı olmadığını, diğer sebeplere değinilmeksizin davacıların yaşadığı iddia olunan kâr kaybının yegâne sebebinin müvekkili şirketin faaliyetleri olduğunun varsayıldığını, davacıların pazar paylarının sürekli artması gerektiği gibi bir varsayım üzerine hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, eylem ile zarar arasındaki illiyet bağının ispat ve tespitinin yapılmadığını, gerekçeli kararda hiç bir gerekçe gösterilmeksizin doğrudan üç kat tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin rakı pazarında hâkim durumdaki teşebbüs olduğu, sahip olduğu pazar gücünün avantajından faydalanarak gerçekleştirdiği rakiplerin piyasadaki faaliyetlerinin zorlaştırıcı eylemler ile hakim durumun kötüye kullandığı hususunun Rekabet Kurumu kararı ile sabit olduğu, bilirkişi kurulun geçmiş yıl bilançoları ile Rekabet Kurumu’nca davalı hakkında yapılan incelemenin detayları üzerinden somut uyuşmazlığın nevine, olayın oluş şekline ve ihlalin boyutuna göre uygun olan tazminat hesap yöntemi kullanılarak varsayımsal zararın belirlemiş olduğundan bilirkişi heyetinin oluşumuna ve hesap yöntemine yönelen istinaf isteminin yerinde olmadığı, Kanun’un 58 inci maddesi ile tazminat talebine bir üst sınır getirildiği ve bu sınır içerisinde kalmak koşulu ile tazminatın miktarını belirlemede hakime takdir yetkisi verildiği, ancak tazminatın katı konusunda takdir yetkisi verilmediği, hakim üst sınır içerisinde kalmak ve varsayımsal zarardan da az olmamak koşuluyla bir veya üç katı tazminata hükmedilebileceği, davalı şirketin rakı pazarındaki hakim durumuna ilişkin geçmiş tarihli kurul kararlarındaki tespitler, ihlalin tekerrürü, süresi, piyasadaki gücü, ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi ile davaya dayanak karardaki tespitler dikkate alındığında, tazminatın üç katı tutarında uygulanmasının usul ve yasaya uygun olduğu, Rekabet Kurumu kararında başvuruda bulunanlar arasında Efe Alkollü İçecekler Ticaret A.Ş. olup Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin başvuruda bulunan sıfatına sahip olmadığı, Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden harç eksikliğinin de ikmal edildiği, ancak 4054 sayılı Kanun hükümlerine göre tazminat talep edilebilmesinin ön koşulunun Kurum kararı olduğu, üretim şirketi olan davacı Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden böyle bir tespit kararının varlığından bahsedilmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple davacılardan Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin esastan reddine, davalı vekilinin Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak; davanın davacı Efe Alkollü İçecekler Ticaret A.Ş. yönünden kısmen kabulüne 44.562.208,42 TL maddi tazminatın 10.883.311,41 TL’lik bölümüne 31.12.2011, 14.305.851,66 TL’lik bölümüne 31.12.2012 , 19.373.045,35 TL’lik bölümüne 31.12.2013 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat talebi yönünden fazlaya ilişkin isteğin reddine, 50.000,00 TL manevi tazminatın 03.12.2012 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebi ile ilgili faizin başlangıç tarihine yönelik fazlaya ilişkin isteğin reddine, davanın davacı Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyaya sundukları uzman görüşünün dikkate alınması gerektiğini, Kuruma başvuruda bulunmamış olsa da tüm zarar görenlerin tazminat davası açmaya hakkı bulunduğunu, Kurum’un re’sen çalıştığını ve verilen kararın bütün ilgili kişileri de ilgilendirdiğini, davalının eylemlerinin hukuka aykırılığının kurul kararıyla tespit edildiğini, davalının haksız rekabeti nedeniyle ayrıca mahkumiyet kararı da verildiğini, her iki müvekkilinin de ayrı tüzel kişiliği olup zarar hesabının ticari defterleri üzerinden ayrı ayrı yapıldığını, müvekkili Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş. yönünden de davanın kabulü gerektiğini, ayrıca zincir mağaza satışlarının ve reklam yasağı ile pazarın karanlık pazara dönüşmesinin de hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, dava tarihi hesaplamaya esas alınmasını, faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğunu, davacıların tüm zararının müvekkiline yüklenemeyeceğini, tazminat için kusur ve zarar arasında illiyet bağı kurulması gerektiğini, davacıların üretici ve dağıtıcı firma olduğunu, gerekçesi açıklanmaksızın üç kat tazminata hükmedilemeyeceğini, faiz başlangıcının her yıl için ayrı olamayacağını, manevi tazminat talebinin de haksız olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin davacı sıfatına sahip olup olamayacağı, davalının piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanıp kullanmadığı davacıların tazminat talep etmekte haklı olup olmadıkları ve tazminatın hesaplanması ve miktarı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4054 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 57, 58 ve 59 uncu maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, davalı aleyhine 3 kat tazminata hükmedilmesinin gerekçesinin kararda gösterilmiş olmasına ve eylemin haksız fiil olup her yıl sonunun faiz başlangıç tarihi olarak alınmasının hukuka uygun bulunmasına göre davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dava, 4054 Sayılı Yasa kapsamında hakim durumun kötüye kullanılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup davacılar, dava dilekçesi ile 4054 sayılı Kanun’un 58 inci maddesine göre tazminat isteminde bulunmuşlar ve harç eksiklikleri de tamamlanarak devam olunan davada, her iki davacının ticari defterleri ayrı ayrı incelenerek davalının Rekabet Kurumu kararına konu olan haksız eylemleri ve bu eylemler süresince davacıların uğradığı zararlar tespit edilmiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince her iki davacının da davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bölge adliye mahkemesince davacılardan Efe İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin davasının reddine karar verilmiştir.

3. 4054 sayılı Kanun’un “Tazminat hakkı” başlıklı 57 inci maddesinde “…bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur.” ifadesine yer verilmiş, “Zararın tazmini” başlıklı 58 inci maddesinde de aynı şekilde “Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler…” ifadesine yer verilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da “…hâkim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Buna göre, kanun koyucu, anlaşma, uyumlu eylem ve kararlarla rekabetin sınırlandırılmasında (RKHK m.4) olduğu gibi, hâkim durumun kötüye kullanılması (RKHK m.b) ile rekabetin sınırlandırılması halinde de, zarar görenlerin her türlü zararının karşılanması gerektiği yönünde düzenleme yaparken, rekabeti sınırlandıran haksız eylemlerin tespiti hususunda Rekabet Kurumu’na başvuru yapılmış olmasını bir ön şart olarak belirtmemiştir. O nedenle hakim durumun kötüye kullanıldığının tespitine yönelik Rekabet Kurulu kararı kesinleştiğinden zarar gören herkesin zararını tazminini talep etme hakkının olduğunun kabulü gerekir.

4. Somut olayda da, davacılardan Efe İçecek San. ve Tic. A.Ş.’nin Rekabet Kurumu’na başvurusu olmasa dahi Kurul kararında davalı şirketin rakı pazarında hâkim durumdaki teşebbüs olduğu, sahip olduğu pazar gücünün avantajından faydalanarak rakiplerinin piyasadaki faaliyetlerini zorlaştırıcı eylemler ile hâkim durumunu kötüye kullandığı tespit edilmiştir. Bu durumda, davalının haksız eylemlerinden tüm rakiplerin ve tüm tüketicilerin etkilendiği açıktır. Hal böyle olunca rakip teşebbüs olan, davacılardan Efe İçecek San. ve Tic. A.Ş.’nin de zarar gören sıfatıyla 4054 sayılı Kanun’un 57 ve 58 inci maddelerine dayanarak dava açma hakkı bulunmakta olup mahkemece bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacılara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.