YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/482
KARAR NO : 2023/487
KARAR TARİHİ : 24.01.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine davacının 26.000,00 TL limitle kefil olduğunu, davalının 147.750,00 TL asıl alacak ve fer’ileri için icra takibi yaptığını ileri sürerek 26.000,00 TL dışında kalan miktar için davacının borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı dışındaki borçluların limit artışı sözleşmeleri imzaladığını, davacının sorumluluğu 26.000,00 TL ile sınırladırılacakken sehven bu hususun gözden kaçırıldığını, 26.000,00 TL dışında taleplerinin olmadığını savunarak davanın kabulünü istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin 24.10.2016 tarih, 2016/366 E. ve 2016/482 K. sayılı kararı ile davalı banka her ne kadar ilk celse davayı kabul etmiş ise de, davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri ile sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2011/914 E. sayılı dosyasında 26.000,00 TL dışında kalan toplam 114.750,00 TL asıl alacak, 10.860,00 TL işlemiş faiz, 543,00 TL BSMV, 200,00 TL ihtiyati haciz masrafı ve vekalet ücretinden dolayı davalıya borçlu olmadığına, icra takibinin davacı yönünden 26.000,00 TL üzerinden devamına karar verilmiş karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 21.06.2018 tarih, 2017/1333 E. ve 2018/3487 K. sayılı kararı ile “1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davalı ön inceleme duruşmasından önce davayı kabul etmiştir. Davalı, davacı hakkında alacak miktarından fazla tutarda icra takibi yapmakla genel olarak davalı yargılama giderlerinden sorumlu olmakla birlikte kabul nedeniyle 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22 nci maddesine göre alınması gereken nispi harcın 1/3’ünden ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6 ncı maddesine göre vekalet ücretinin 1/2’sinden sorumludur. Bu itibarla mahkemece bu hususlara dikkat edilmeden davalının fazla miktarda vekalet ücreti ve harçla sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Diğer taraftan mahkemece sadece menfi tespit hükmü kurulmasıyla yetinilmesi gerekirken, hüküm fıkrasının 2.bendinde ”İcra takibinin davacı yönünden 26.000,00 TL üzerinden devamına” şeklinde bir fıkraya yer verilmesi de doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
C.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar:
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının kabul beyanı sebebiyle, davacının icra dosyasında 26.000,00 TL asıl alacak kısmı dışında kalan toplam 114.750,00 TL asıl alacak, 10.860,00 TL işlemiş faiz, 543,00 TL BSMV ve 200,00 TL ihtiyati haciz masraf ve vekâlet ücretinden borçlu olmadığı, davalı bankanın düzenlenen kredi sözleşmeleri gereği davacının sorumluluğunun 26.000,00 TL tutarla sınırlı ve sorumlu olmasını dikkate almaksızın takibe girişmesi sebebiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesinin beşinci fıkrası gereği haksız ve kötü niyetli olduğundan davacı tarafın kötü niyeti tazminatı talebinin kabulü gerektiği, davalı tarafın ön inceleme aşamasında davayı kabul etmesi nedeniyle davalının 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22 nci maddesi gereği harçtan ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6 ncı maddesi hükümleri gereği vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 312 nci maddesi uyarınca davanın açılmasına sebep olmadığı için aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, davalı bankanın kötü niyetli olmadığını ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138 inci maddesi uyarınca davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının davayı kabul etmesine karşın yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu olup olmadığı ve aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22 nci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6 ncı maddesi ve 2004 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.