Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/478 E. 2023/3705 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/478
KARAR NO : 2023/3705
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1405 Esas, 2021/1320 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/467 E., 2019/552 K.

Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti, men’i ve maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile merkezi Finlandiya’da bulunan dava dışı “…” unvanlı şirket arasındaki 29.12.2011 tarihli acentelik sözleşmesinin dava dışı şirket tarafından 21.03.2014 tarihinde gönderilen e-mail ile 30.04.2014 tarihi itibarıyla feshedildiğini, müvekkili şirketin o dönem yönetim kurulu başkanı olan… ile satış departmanı şefi olan …’in müvekkili şirketten tamamen habersiz, dava dışı şirket ile görüştüklerini,…’nun işten ayrılmasından yalnızca bir hafta sonra bu şirketten gelen 21.03.2014 tarihli e-maille mümessillik sözleşmesinin feshedildiğini,…’nun Türkiye’de davalı şirketin kurulmasına önayak olduğunu, perde arkasından davalı şirketi yönettiğini, …’in de davalı şirketin genel müdürü olduğunu, müvekkili şirket ile acentelik sözleşmesini fesheden dava dışı şirketin hemen akabinde davalı şirket ile mümessillik sözleşmesi akdettiğini, davalı tarafından davacının çalışanlarına bir takım menfaatler ve ünvanlar önerilmek suretiyle haklı bir sebep yok iken görevlerinden art arda istifa etmelerinin sağlandığını, böylece hem ticari sırları, satış koşullarını, müşteri bilgilerini elde ettiğini hem de mümessil firmanın davacı ile olan acentelik sözleşmesini haksız olarak feshetmesini sağladığını ve aynı firmanın Türkiye acenteliğini kendisi almak suretiyle, davacı tarafından uzun bir emek ve maliyetlere katlanılarak oluşturulmuş müşteri kitlesini ele geçirdiğini, acentelik komisyon kazancını elde etmeye başladığını, böylece müvekkilinin elde ettiği gelirden mahrum kaldığını ileri sürerek davalı tarafından gerçekleştirilen eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ve men’i ile davalının 02.05.2014 tarihinden itibaren elde ettiği acentalık komisyonu gelirlerinden şimdilik 10.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; dava dışı şirketin haklı nedene dayanarak davacı şirket ile olan sözleşmesini feshettiğini, davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin 8 inci maddesine göre firma işlerinin…, …, …, …, … ve … isimli çalışanlarla yerine getirileceğinin düzenlendiğini, …’in, … ‘nun iş akitlerinin 31.12.2013 tarihinde davacı tarafından feshedildiğini, … ve …’ün 2014 yılı Mart ayı içinde istifa ettiğini, …’in 14.02.2014 tarihinde istifa ettiğini, dava dışı şirketin acentelik sözleşmesini feshederken sözleşmenin 8 inci maddesinin ihlaline dayandığını, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 16 ncı maddesine göre feshin haklı olup olmadığı yönündeki değerlendirmenin Finlandiya hukukuna tabi olduğunu, söz konusu feshin Türk hukukuna göre de haklı fesih olduğunu, müvekkili şirketin, ismi geçen personelden sadece …’e iş teklifinde bulunduğunu, müvekkili şirkette 01.04.2014 tarihinde genel müdür sıfatı ile işe başladığını, müvekkilinin davacı şirketin çalışanlarını ikna ederek davacı şirketin ticari sırlarını ele geçirdiği iddiasının gerçek dışı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmenin, davacı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşme feshedildikten sonra akdedildiği, davacı şirket ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmenin 21.03.2014 tarihli yazı ile 30.04.2014 tarihi itibariyle hüküm ifade edecek şekilde feshedildiği, fesih sebebi olarak sözleşmenin 8 inci maddesinde belirtilen personelin işten ayrılmasının gösterildiği, sözleşmenin feshinde davalı şirketin dahili olduğu hususunun davacı tarafından ispatlanamadığı, davalı şirketin kuruluşunun 28.10.2013 tarihinde tescil edildiği, davacı şirkette işten ayrılan hiçbir personelin davalı şirket ortağı olarak görünmedikleri, davalı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre davalı şirkette sadece … ve …’ün çalıştığının tespit edildiğini, …, … , …ve…’nun davalı şirkette çalıştıklarına ilişkin herhangi bir kayda ve SGK bildirgesine rastlanmadığı, …’in davacı şirketten 2014 yılı Şubat ayında istifa yoluyla ayrıldığı, davalı şirkette 01.04.2014 tarihinden itibaren SGK’lı göründüğünü, …’ün ise istifa yoluyla 2014 yılı Mart ayında davacı şirketten ayrıldığı ve davalı şirkette 01.06.2014 tarihinde SGK’lı olarak göründüğü, davalı şirkette çalışmaya başlayan … ve …’ün işten ayrıldıktan 2-3 ay süre sonra yeni bir iş arayarak aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirkette çalışmaya başlamalarının, hayatın olağan akışına uygun olduğunu, davalı şirket tarafından bu çalışanlara bir takım menfaatler ve unvanlar önermek suretiyle işten ayrılmalarının sağlandığı hususunun ispat edilemediği, bu iki çalışanın davalı şirkette 2-3 ay sonra işe başlamalarının tek başına haksız rekabet eylemi sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin yurt dışı menşeli Kotkamills şirketinin sözleşmenin feshedildiği 30.04.2014 tarihine kadar Türkiye sınırları içerisinde münhasıran acentelik görevini ifa ettiğini, dava dışı şirket ile müvekkili arasındaki sözleşmenin 8 inci maddesine, o dönem müvekkili şirketin genel müdürü olan…’nun da bulunduğu altı çalışanın işten ayrılması halinde dava dışı Kotkamills firmasına sözleşmeyi fesih hakkı tanıyan bir düzenleme getirildiğini, dava dışı…’nun müvekkil şirketin genel müdürü iken 2013 Temmuz ayında şirketin yönetim kurulu üyeliğine getirildiğini, müvekkili şirketin sözleşmede adı geçen altı çalışanından üçünün 2014 Mart ayı içerisinde görevinden istifa ettiğini, hemen akabinde dava dışı firmadan acentelik sözleşmesinin feshedildiğine dair bildirim geldiğini, müvekkili şirketin eski genel müdürü ve yönetim kurulu başkanı…’nun da 11.04.2014 tarihinde resmi olarak işten ayrıldığını, dava dışı firmanın yeni Türkiye acentasının davalı … firması olduğunu bildirir duyuru yayınladığını, müvekkili şirket yöneticilerinin sonradan öğrendiğine göre… ve …’in önceden dava dışı firmanın merkezinin bulunduğu Finlandiya’ya giderek sözkonusu fesih ve anlaşmaya hazırlık yaptıklarını, davacı şirketten Mart ayı içerisinde istifa ile ayrılan … ve …’ün davalı firmada işten ayrılmalarından sadece iki ay içinde işe başlatıldığını,…’nun davalı şirketin genel müdürlüğüne getirilen …’e ….com.tr uzantılı e-mail adresinden gönderdiği e-mail çıktısının dosyaya sunulduğunu,…’nun SGK kaydı olmasa dahi davalı … şirketi ile ticari ya da mesleki ilişki içerisinde olduğunun açık şekilde görüldüğünü, müvekkili şirket çalışanlarının işten ayrılmasının, dava dışı firmanın fesih bildiriminin, davalı firmayı yeni acentası olarak bildirmesinin ve müvekkilinin eski çalışanlarının davalı firmada çalışmaya başlamalarının haksız rekabet halinin varlığına işaret ettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının eski çalışanları …, … Özüdoğru, …ve…’nun davalı şirkette çalıştıklarına ilişkin herhangi bir kayda ve SGK bildirgesine rastlanmadığı, … ve …’ün davalının yönlendirmeleriyle davacı şirketten ayrılmış olduğu hususunda somut bir delil bulunmadığı, … ve … isimli çalışanların davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı firmada çalışmasının davacı şirketi ne tür bir zarara uğrattığının davacı tarafından ispatlanamadığı, ayrıca bu çalışanların davalının yönlendirmesiyle işten ayrıldıkları iddiasının kanıtlanmadığı, davacı ile dava dışı Kotkamills arasındaki acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra davalı ile dava dışı şirket arasında benzer nitelikte bir sözleşmenin kurulmasının da ticari hayatın gerekleri dahilinde olduğu, anılan yabancı şirketle davacı arasındaki sözleşme ilişkisinin davalının eylemleri sonucu sonlandırıldığı iddiasının kanıtlanmamış olması karşısında, dava dışı şirketle davalının sözleşme serbestisi ilkesi dahilinde kurmuş oldukları bu ilişkinin tek başına haksız rekabet oluşturmayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız rekabetin tespiti, meni ve maddi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 55 inci ve 56 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.