Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/4733 E. 2023/3880 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4733
KARAR NO : 2023/3880
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2021/133 Esas, 2022/145 Karar
HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Dicle Edaş A.Ş. Diyarbakır İl Müdürlüğü ile yapmış olduğu sözleşme gereğince Diyarbakır İli, Lice ve Kulp ilçeleri enerji nakil hattının montaj işlerini yapmayı üstlendiğini ve davalı … şirketine montaj all risks sigorta poliçesi ile sigorta ettirdiğini, sigortalanan enerji nakil hattında 06.07.2012-10.07.2012 tarihleri arasında hırsızlık olayı meydana geldiğini ve montajın yapıldığı direklerden bir kısım malzemelerin çalındığını, davalı … şirketine başvuru yapılmasına rağmen sigorta şirketinin hasarın poliçe özel notu gereğince teminat harici olduğu gerekçesiyle ödeme yapmadığını, ancak sigortalanan alan 50 kilometrelik açık bir alan olduğundan bu malzemelerin etrafının çevrelenmesinin ve her bir direk etrafında 24 saat süre ile bekçi bulundurmanın olanaksız olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL’nin 11.07.2012 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 37.433,53 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu hırsızlık olayının teminat kapsamında olmadığını, zira poliçede belirlenen şartların davacı tarafça riziko adresinde tesis edilmediğini, gerekli önlemlerin alınmadığını, poliçe şartlarına göre açıkta bulunan malzemeler için 24 saat bekçi bulundurulması ve etrafının kapatılmış olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 07.01.2016 tarih, 2013/138 E. ve 2016/7 K. sayılı kararı ile iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 1448 inci maddesi ile Sigorta Genel Şartları’nın dokuzuncu maddesi gereğince davacının yeterince güvenlik önlemi almaması nedeniyle zararın meydana geldiği ve bu nedenle zararın taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi teminatı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekilince vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 11.01.2018 tarih, 2017/1063 E., 2018/225 K. sayılı kararıyla; “…Dava, montaj all risk sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava konusu poliçe özel şartlarında; ”Açıkta bulunan muhteviyat için 24 saat bekçi bulundurulması ve etrafının kifayet edecek halde kapatılmış/çevrelenmiş olması ön şarttır.” yine, ”Şantiye sahasının çevresi tel örgü ile çevrili ve 24 saat bekçi kontrolü altında olması gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, her ne kadar davalı tarafça dava konusu hırsızlık olayı sonucu meydana gelen zararın poliçe özel şartları gereğince teminat kapsamında olmadığı, poliçede belirlenen 24 saat bekçi ve riziko yerinin etrafının kifayet edecek şekilde kapatılmış/çevrelenmiş olma şartlarının riziko yerinde tesis edilmediği savunulmuş ise de, özel şartların şantiye sahasında açıkta bulunan muhteviyat için getirildiği oysa, montajı tamamlanmış ürünlerin çalındığı, bu itibarla özel şartlardaki anılan hükümlerin dava konusu montajı tamamlanmış malzemelerdeki hırsızlığı kapsamayacağı nazara alınarak, davacının meydana gelen olay nedeniyle uğradığı zararı belirlenip, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın montaj all risk sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu, montaj sigortası teklifinin önemli notlar kısmında, hırsızlık ve hırsızlığa teşebbüsün kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek, öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle araç, gereç veya bedene çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma sureti ile girilerek, sigortalı yerlere gizlice girilip saklanarak veya kapanarak yapılması halinde meydana gelecek hasarların teminat altına alındığı, açıkta bulunan muhteviyat için 24 saat bekçi bulundurulması ve etrafının kifayet edecek halde kapatılmış çevrelenmiş olmasının ön şart olduğunu belirtir özel şart yer aldığı, özel şartın şantiye sahasında açıkta bulunan muhteviyat için getirildiği, ancak çalınan muhteviyatın montajının tamamlanmış olduğu, dosya kapsamında sözleşmenin kurulması aşamasında bilgilendirme formu düzenlendiğine ilişkin bir belge olmadığı, dolayısıyla sigortacının üzerine düşen bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu ve 31039 sayılı Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye Yönelik Yönetmelik Hükümlerine aykırı davrandığı, bilirkişi raporu doğrultusunda belirtilen özel şartın dava konusu olayda çalınan muhteviyatın depo edilmiş emtialardan olmaması nedeniyle uygulanamayacağı, sigorta eksperi tarafından hesaplanan hasar bedelinden muafiyet klozu gereği %20 indirim yapıldıktan sonra kalan 37.433,53 TL’nin sigorta tazminatı olarak sigortalıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava değeri olan 37.433,53 TL’nin ihbar tarihi olan 11.07.2012 tarihinden itibaren başlayacak banka avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
1. Islah ile artırılan kısmın zamanaşımına uğradığını, bu konudaki itirazlarının göz önüne alınmadığını,

2.6102 sayılı Kanun’un 1423 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettirenin sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemesi halinde, sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla yapılmış olacağının hüküm altına alındığını, bu nedenle poliçede yazılı şartlarla sözleşmenin yapıldığının kabul edilmesi gerektiğini,

3. Kabul anlamına gelmemek üzere hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik sigorta faktörünün göz önüne alınmamasının doğru olmadığını,

4. Mahkemece 6102 sayılı Kanun’un 1427 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ihbar tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesinin doğru olmadığını,

5. Harcın hesaplamasında ıslah harcının bakiye harçtan mahsup edilmemesinin ve yargılama gideri olarak davalıya yükletilmesinin de doğru olmadığını, bu şekilde davalının mükerrer ödemesine sebep olunduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının, dava dışı Dicle Edaş A.Ş. Diyarbakır İl Müdürlüğü ile yapmış olduğu sözleşme gereğince Diyarbakır İli, Lice ve Kulp ilçelerinde üstlendiği enerji nakil hattının montaj işleri sırasında davalı tarafından tanzim edilen montaj all risks sigorta poliçesi kapsamında açık bir alanda meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle davalının davacıya ödemesi gereken alacak bedelinin ne kadar olması gerektiği, hükmedilen faiz ve harcın yasal olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11 inci maddesi, 31039 sayılı Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye Yönelik Yönetmelik’in yedinci maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacının Dairemizin 11.01.2018 tarih, 2017/1063 E. 2018/225 K. sayılı bozma ilamından önce davayı ıslah etmiş olmasına, ıslaha karşı zamanaşımı defi ileri süren davalının ıslah edilen kısım bakımından zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği gerekesiyle mahkeme kararını temyiz etmemiş olmasına ve bu konuda davacı lehine usulü müktesep hak doğmuş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

19.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.