YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4725
KARAR NO : 2022/5464
KARAR TARİHİ : 05.09.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 28.09.2017 gün ve 2017/821-2017/835 sayılı hükmün Dairemizce 04.03.2019 gün ve 2017/5149- 2019/1769 sayılı ilamla bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararına ilişkin dava dosyası HGK 07.04.2022 gün 2019/11-736 esas, 2022/497 karar sayılı kararı ile davalı kurum yönünden direnme kararı yerinde görülerek davalı şirketin tüm, davalı kurumun sair temyiz itirazları incelenmek üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin araç ön koruyucu bar ürününü içeren tasarım tescil belgesinin sahibi olduğunu, davalının anılan tasarımın aynısını içeren ürünün tasarım tescili için yaptığı tasarım başvurusunun müvekkilinin itirazı üzerine reddedildiğini, kötüniyetli olan davalı şirketin bu kez yine araç ön koruyucu bar ürünü için tasarım tescil başvurusunda bulunduğunu, başvuru konusu tasarımın müvekkili tasarımı karşısında yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşımadığını, bu nedenle başvuruya yaptıkları itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2016-T-1 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescil olunan tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket tasarımının davacı şirket tasarımı karşısında yenilik ve ayırtedicilik vasıflarını haiz olmadığı, başvuruya konu tasarımın dava dışı bir kişinin itirazı sonucunda YİDK’in 09.05.2016 tarih, 2016/T-182 sayılı kararı ile iptal edildiği, YİDK’in iptal kararının hükümsüzlük sonucu doğurduğu ancak bu hükümsüzlük kararının bu davanın konusu olmayan yazılı belgelere dayalı olduğu, davacının, itirazında ve işbu davada dayandığı belgeler karşısında da hükümsüzlüğü tespit ettirmekte hukuki yararı bulunduğu, bu nedenle hükümsüzlük davasına devam edilerek kabulüne karar verildiği ancak davalı tasarımı halihazırda terkin edildiği için terkine ilişkin hüküm tesis edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK’in 2016-T-1 sayılı kararının iptaline, davalı tasarımının iş bu davada dayanılan delillere dayalı olarak hükümsüzlüğüne, terkin istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, anılan kararın davalılar vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce, davalı şirket ve davalı kurum vekillerinin istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı, bu hususun resen gözetilmesi gerekirken istinaf isteminin esastan incelenmesinin doğru olmadığından bahisle resen bozulmuştur.
İstinaf mahkemesince, davalı şirket bakımından bozma ilamına uyularak adı geçenin istinaf isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş, davalı kurum bakımından ise kararda gösterilen gerekçelerle bozma ilamına direnilerek adı geçenin istinaf istemi esastan incelenmiş ve başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Direnme kararı, davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiş, Hukuk Genel Kurulunun 07.04.2022 tarih, 2019/11-736 Esas- 2022/497 Karar sayılı ilamayla, direnme kararı uygun bulunmuş ve davalı şirketin, istinaf isteminin süre yönünden reddine dair verilen karara karşı yaptığı temyiz başvurusunun ve davalı kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalı kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı kurum vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı kurum vekilince ileri sürülen tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı kurum ve davalı şirket vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 8,10 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.