Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/472 E. 2023/3601 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/472
KARAR NO : 2023/3601
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1811 Esas, 2021/1486 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/133 E., 2018/849 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Turan Güneş Şubesi ile dava dışı STM İnşaat Emlak Turizm Reklam Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan 29.09.2015 tarihli 2.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi ve teminat sözleşmesini davalıların müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, bu kredi sözleşmesi ve teminat sözleşmelerine istinaden kullandırılan nakit kredinin ödenmemesi, gayri nakit alacağın depo edilmemesi üzerine davalılar ile dava dışı kefil ve borçlular hakkında başlatılan takibe davalı itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … Ünsal Pasinlioğlu vekili cevap dilekçesinde; Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin tüm sayfalarının dava dışı asıl borçlu şirket ve müvekkili tarafından imzalanmadığından söz konusu sözleşmenin hukuken geçerli olmadığını, eşi tarafından verilmiş yazılı rıza olmadığından kefalet sözleşmesine dayalı olarak müvekkilinden herhangi bir talepte bulunulamayacağını, noter masrafı adı altında istenilen miktarın yüksek olduğu gibi müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, işletilen temerrüt faiz oranının yüksek olduğunu, gayrinakdi alacak isteminin fazla olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı … Kozan (Tunçel) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin adresinin Gölbaşı Ankara’da olması nedeniyle Gölbaşı Ankara Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunu, esasa ilişkin olarak da Genel Kredi Sözleşmesinde sorumlu olunan miktar gösterilmediğinden müvekkilinin kefaletinin geçerli olmadığını, gerçek alacağın tespiti gerektiğini, yasaya aykırı olarak faize faiz yürütüldüğünü, istenilen temerrüt faiz oranının yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi ek raporunda belirtilen nakit borçtan ve gayrinakdi borçtan davalı kefillerin 29.09.2015 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesindeki hükümler ve aynı tarihli kefalete ilişkin ek protokol hükümlerine göre belirlenen miktarlardan sorumlu oldukları, davalılar savunmalarında belirlenen temerrüt faiz oranına itiraz etmiş iseler de Borçlu Cari Hesap (BCH) ve ödenen çek yaprağından dolayı sorumluluk tutarına uygulanan yıllık %36,36 oranındaki esnek ticari hesapla ilgili belirlenen tutara uygulanan yıllık %30,24 oranındaki temerrüt faiz oranı sözleşme, Merkez Bankası faiz genelgelerine uygun olduğu ve davalıların itirazları yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların BCH ödenen çeklerden ve esnek cari hesaptan kaynaklanan 942.282,49 TL asıl alacak, 98.339,52 TL işlemiş faiz, 4.916,98 TL Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV), 2.222,06 TL masraf olmak üzere 1.047.761,05 TL’ye yapmış oldukları itirazların iptaline, BCH ve ödenen çek yapraklarından kaynaklanan 829.626,87 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %36,36 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV uygulanmasına, esnek ticari hesaptan kaynaklanan 112.655,62 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV uygulanmasına, %20 inkar tazminatı tutarı olan 188.456,50 TL’nin davalılardan alınmasına, 19 adet bankaya iade edilmemiş çekten kaynaklanan 24.510,00 TL’ye davalıların yapmış oldukları itirazlarının iptali ile bu miktarın davalılardan tahsili ile davacı bankanın bir şubesinde açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kısmen ret kararında reddedilen kısım yönünden verilen kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda ihtarnameye konu edilen alacaklar yönünden yeniden hesaplama yapıldığını, ancak hesap kâtına ve takibe konu nakit alacak kalemleri ve faiz oranlarının sözleşmeden farklı alındığını, hesaplamanın bu yönüyle hatalı olduğunu, ihtar sonrası nakde dönen çeklerden kaynaklı alacağa faiz işletilmemesinin hatalı olduğunu, sözleşme hükümleri gereği ihtarname masrafından borçluların sorumlu olduğunu, birden fazla adrese ihtarname gönderilmesinin sözleşmeye veya kanuna aykırı yönü bulunmadığını, ihtarname masrafının tümü yerine bir kısmının alınmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı banka ile dava dışı asıl borçlu STM İnşaat Emlak Turizm Reklam ve Ticaret Limited Şirketi arasında 29.09.2015 tarihinde 2.000.000,00 TL limitle genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların aynı limitle kefalete ilişkin ek protokolle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, sözleşme kapsamında asıl borçlu şirkete kredi kullandırıldığı, çek karnesi verildiği, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 11.07.2016 tarihli ihtarname ile kât edildiği, kât ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin rapor ve ek raporunda da belirtildiği üzere, davacı banka ile asıl borçlu dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşmenin 11 inci maddesinde temerrüte ilişkin düzenleme yapıldığı, kât tarihi itibariyle bankacı bilirkişinin tespitine göre BCH ve çekler yönünden davacı bankanın uyguladığı en yüksek kredi faiz oranının %24,24 olduğu, temerrüt faizinin buna göre %50 fazlası %36,36 olacağı, davacı bankanın bu krediler yönünden kât tarihi itibariyle uygulanan fiili faizin daha yüksek olduğuna ilişkin dosyaya somut bilgi belge sunulmadığından bu oranların dikkate alınması gerektiği, esnek ticari hesap (KMH) ve kredi kartı alacağı yönünden ise 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu (5464 sayılı Kanun) ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının tebliğlerinin dikkate alınması gerektiği, dava konusu KMH ve kredi kartı alacağının 31.12.2016 tarihine kadar %24,24 akdi faiz ve %30,24 temerrüt faizi, 01.01.2017 tarihine kadar %22,08 akdi faiz ve %28,08 temerrüt faizi uygulanması gerekeceği, ayrıca kât ihtarının sözleşmede belirtilen adres dışında başka adreslere de tebliğe çıkartıldığı anlaşılmakla sözleşme dışında belirtilen adreslere çıkartılan tebligat masraflarından davalıların sorumlu olamayacağından ve eldeki davanın da itirazın iptali davası olması nedeniyle genel hükümler gereğince banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle hesaplama yapılması gerekeceğinden ve takip tarihi itibariyle de davalıların 942.282,49 TL asıl alacak, 98.339,52 TL işlemiş faiz, 4.916,98 TL BSMV, 2.222,06 TL masraf olmak üzere toplam 1.047.761,05 TL davacı bankaya borçlu olduğu, BCH ve ödenen çek yapraklarından kaynaklanan 829.626,87 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %36,36 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV uygulanması gerektiği, esnek ticari hesaptan kaynaklanan 112.655,62 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV uygulanması gerektiği ve 19 adet bankaya iade edilmemiş çekten kaynaklanan 24.510,00 TL’nin deposunun gerektiği yönündeki ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinden kaynaklı alacağın ve bankanın sorumlu olduğu çek tazmin tutarının ihtara rağmen ödenmemesi ve depo edilmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ve 263 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 584 ve 589 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi
.