YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/46
KARAR NO : 2023/3372
KARAR TARİHİ : 30.05.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/158 Esas, 2021/1210 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/146 E., 2019/24 K.
Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı …Ş. yönünden davanın reddine, davacı … Gıda Üretim ve Pazarlama A.Ş. yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 2016/44674 sayılı “PAKSET” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkillerince “PAK” ve “PAKMAYA” ibareli markalarına dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazların nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin, “PAK” ibaresini içeren 61 adet marka tescilinin ve ayrıca T/02417 sayılı “PAKMAYA” ibareli tanınmış marka tescilinin bulunduğunu, davalının “PAKSET” ibareli marka başvurusunun müvekkilleri adına tescilli “PAK” ibareli markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, başvurunun seri marka izlenimi yaratarak halk nezdinde iltibasa sebebiyet verecek nitelikte bulunduğunu, başvurudaki vurgunun “PAK” ibaresinde olduğunu, ortalama tüketicilerin daha ziyade markaların başlangıç kısımlarına dikkat ettiğini, Yargıtay içtihatları ile bir markanın başka bir marka içinde kullanıldığı hallerde iltibas ihtimalinin varlığının kabul edildiğini, müvekkillerinin açtıkları davalarda PAK markaları ile ÖZÜPAK, GÖNPAK, GÜLENPAK, HEYPAK ibareli markaların benzer kabul edildiklerini, taraf markalarının görsel, işitsel, kavramsal bakımdan ve genel intiba bakımından benzer olduğunu, müvekkillerine ait “PAK” ibareli markaların 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası anlamında tanınmış marka olduğunu, müvekkili şirketin PAKMAYA ibareli markasının davalı kurum nezdinde T/02417 sayı ile tanınmış marka statüsünde korunduğunu, başvurunun kötüniyetli olduğunu, dava konusu başvurunun aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-1363 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 2002 yılından bu yana faaliyette bulunduğunu, “PAKSET” ibareli tescilli markalarının bulunduğunu, 05, 07, 09, 12, 16, 17, 19, 20, 21, 29 ve 35 inci sınıftaki tüm gıda emtiaları açısından tescil/eskiye dayalı kullanım hakkı olduğunu, 15 yıldır kullandığı “PAKSET” markası için dava konusu başvuruyu yaptığını, müvekkili şirketin zaten 29 uncu sınıf gıda emtialarında markanın maliki olup, başvurunun diğer sınıflarda tesciline herhangi bir engel bulunmadığını, “PAKSET” markasının oluşturulmasında davacının “PAKMAYA” veya diğer markalarından bir esinlenme yahut markaya yakınlaşma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, “PAK” kelimesinin zayıf bir marka olduğunu, toplumda yoğun bir şekilde kullanılan bir heceyi kendisine marka olarak tercih eden davacının, bu kelimenin başka eklerle kullanımına karşı ayırt edilemeyecek kadar benzerlik iddiasında bulunamayacağını, davacının kötüniyet iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının “PAKMAYA” markasının tanınmışlığının sadece “maya” emtiasında olduğunu, maya emtiası dışında tanınmışlığın hiçbir etkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 2016/44674 sayılı “PAKSET” ibareli marka başvurusunun kapsamındaki 29, 30, 32 nci sınıflara dahil malların tamamı ile 35 inci sınıfın son alt grubundaki 29, 30 ve 32 nci sınıf malların perakende satış hizmetleri, 43 üncü sınıfın 01 inci alt sırasındaki hizmetler yönünden, emtialar arasındaki benzerliğin düzeyi ve önceki markanın tanınmışlık yoluyla güçlendirilmiş ayırt edici niteliği nazara alındığında, davacılardan PAK Gıda Üretim ve Paz. A.Ş. yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas tehlikesi oluştuğu, dava konusu marka kapsamında kalan diğer mal ve hizmetler açısından ise, her iki davacının markaları açısından da benzerlik/iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davacılardan PAK Gıda Üretim ve Paz. A.Ş adına tescilli bulunan “PAKMAYA” markasının “tanınmış marka” olduğu, ancak huzurdaki davada işaretlerin düşük düzeyde benzer olduğu değerlendirildiğinden, tanınmışlık nazara alınarak 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında tescil engeli bulunduğu sonucuna varılan 29, 30, 32. sınıflara dahil malların tamamı ile 35 inci sınıfın son alt grubundaki 29, 30 ve 32. sınıf malların perakende satış hizmetleri, 43. sınıfın 01 inci alt sırasındaki hizmetler yönünden başvurunun tescilinin 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca da engellenebileceği, gıda sektörü dışında kalan ve tanınmış marka ile bağlantılı algılanma ihtimali bulunmayan diğer mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanma koşullarının oluşmadığı, davacıların 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında tescilsiz kullanılan bir işaret ile ilgili herhangi bir delil ibraz etmediği, bu maddenin uygulanma koşullarının oluşmadığı, davalının dosya kapsamındaki deliller itibariyle kötüniyetinin ispat edilemediği, davalı şirketin belirtilen mal/hizmetler yönünden müktesep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davacılardan Pak Holding A.Ş. yönünden davanın reddine, diğer davacı yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile YİDK’nın 06.03.2017 tarih 2017-M-1363 sayılı kararının davacı … Gıda Üretim ve Pazarlama A.Ş.’nin itirazının reddi ile ilgili kısım yönünden kısmen 29, 30, 32 nci sınıfların tamamı, 43/01 yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri ile 35/05 inci grupta 29, 30, 32 inci sınıf ürünlerin perakendeciliği hizmetleri yönünden iptaline, hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı adına tescilli 2016/44674 sayılı PAKSET ibareli markanın tescilli olduğu 29, 30, 32 nci sınıfların tamamı, 43/01 yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri ile 35/05 inci grupta 29, 30, 32 nci sınıf ürünlerin perakendeciliği hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlüğe ilişkin fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili başvurusu ile davacıların “pak” ibareli markalarının, görsel, işitsel ve genel algı olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadıklarını, “pak” ibaresinin ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğunu ve bu ibareyi içerir yüzlerce markanın tescilli olduğunu, müvekkilinin bu ibare üzerinde tescilli önceki markalarından kaynaklanan hakkı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı TPMK vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu başvuru ile davacıların “pak” ve “pakmaya” ibareli markalarının, ortalama tüketici nezdinde karıştırılacak kadar benzer olmadıklarını, başvurunun bir bütün olarak “pakset” ibaresinden oluştuğunu ve davacı markalarının farklı bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “PAKSET” ibareli başvuru ile davacı … Gıda Üretim Pazarlama A.Ş.’nin itirazına mesnet “PAK” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamındaki 29, 30 ve 32 nci sınıflara dahil malların tamamı ile 35 inci sınıfın son alt grubundaki 29, 30 ve 32 nci sınıf malların perakende satış hizmetleri, 43 üncü sınıfın 01 inci alt sırasındaki hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, başvuruda farklı olarak yer verilen “SET” ibaresinin başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, taraf markaları arasında iltibas olduğu değerlendirilen mal ve hizmetler yönünden, dava konusu başvuru üzerinde davalının müktesep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
2.Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, TPMK YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.