Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/4552 E. 2023/4095 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4552
KARAR NO : 2023/4095
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/871 Esas, 2022/563 Karar
HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile Korpet Petrol Ürünleri ve Nak. San. Ltd. Şti. sahibi davalı … arasında yapılan şifahi sözleşme ile akaryakıt karşılığında teminat mahiyetinde davalıya üç adet 350.000,00’er TL’lik senetler düzenlenerek verildiğini, ancak davalının senetleri aldıktan sonra taahhüt ettiği akaryakıtı müvekkiline teslim etmediğini, senetlerde tanzim tarihinin sonradan doldurulduğunu, 06.09.2018 tanzim ve 10.11.2018 tediye tarihli senetin Samsun İcra Dairesine ibraz edilerek müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte ödeme emri çıkarıldığını, takibe itiraz ettiklerini, takibe konu senette ” bedeli malen ahzolunmuştur” şerhinin yazılı olduğunu, bu senedin mal karşılığı verilmesine rağmen karşılığında müvekkiline gönderilen bir malın mevcut olmadığını ve senedin karşılıksız kaldığını ileri sürerek 06.09.2018 düzenleme, 10.11.2018 ödeme tarihli 350.000,00 TL bedelli senede ilişkin borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; bir senedin teminat senedi olarak kabul edilebilmesi için senedin vade kısmına teminat senedi ibaresinin yazılması gerektiğini, hangi sözleşmeye konu olarak verildiğinin belirtilmesi gerektiğini, arka yüzüne hangi konu için hazırlandığının özetlenmesi gerektiğini, sözleşme konusu tamamlandığında hükümlerin geçersiz olduğu ve ciro edilemeyeceğinin belirtilmesi gerektiğini, akaryakıt teslimine ilişkin beyanların doğru olmadığını, dava konusu senedin lehtarı müvekkilinin akaryakıt alım satımı yapabileceği ve adına olan bir şirketin bulunmadığını, dava konusu senedin verilme amacının akaryakıt istasyonunun devrine ilişkin olduğunu, müvekkilinin bu satış işlemi ile alakalı olarak davacıya avans olarak ödeme yaptığını, davacının akaryakıt istasyonunun müvekkiline satmadığını ve avansı da iade etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.07.2019 tarih, 2019/447 E. ve 2019/699 K. sayılı kararıyla; görev dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddi kararı istinaf edilmeden kesinleşmiş davacı vekilinin talebi ile dosyanın gönderildiği Asliye Ticaret Mahkemesince davanın 06.05.2019 tarihinde açıldığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 5/A maddesi gereği arabulucuya başvurulmasının dava şartlarından olduğu, dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair beyan bulunmadığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (6325 sayılı Kanun) 18/A maddesinin ikinci fıkrası doğrultusunda davacıya son tutanağın 1 haftalık kesin sürede ibrazı için süre verilmesine gerek bulunmadığı ve bu dava şartı eksikliğinin giderilmesinin mümkün olmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 138 inci maddesine göre mahkemenin öncelikle dava şartı ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verilebileceği, verilen kararın niteliğine göre ön inceleme duruşmasının yapılmasına da gerek olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.10.2019 tarih, 2019/1266 E. ve 2019/1282 K. sayılı kararıyla; menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu Arabuluculuk Yasası’nın ve gerekse 6102 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinde arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada değerlendirildiğinde ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin ve özellikle ikinci fıkrasında zorunlu arabuluculuğa tabi davanın açıldığı hallerde, arabuluculuğa başvurulduğu anlaşılıyor ise, davacı tarafa arabuluculuk tutanağını sunmak üzere bir haftalık kesin süre içeren davetiye gönderilmesi gerektiği, arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde ise, herhangi bir işlem yapmaksızın Mahkemece davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği düzenlendiğinden, davacının arabuluculuğa başvurmadan dava açtığının sabit olduğu, Mahkemece davanın yasa kapsamında dava şartı yokluğu nedeni ile dosya üzerinde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 21.09.2021 tarih, 2020/3235 E. ve 2021/5629 K. sayılı kararıyla ”’… ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu nazara alınmaksızın istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmediği..” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının keşideci, davalının lehtar olduğu senet bedelinin 350.000,00 TL, ödeme tarihinin 10.11.2018 ve tahsis sebebinin malen olduğu, gönderilecek mal karşılığı verildiği iddia edilen senedin bu nedenle teminat senedi olduğu iddiasının ispat yükü davacı/borçluya ait olduğu ancak davalı taraf cevap dilekçesinde senet ile avans verildiğini iddia ettiğinden senedin düzenleneme sebebini talil ettiği, dava konusu senedin keşideci ve lehtarının taraflar olduğu gözönüne alındığında, davalının senedin düzenleme sebebini değiştirmekle ispat külfetini üzerine aldığı, davalı alacaklının bu senet nedeniyle alacaklı olduğunu ispatlayamadığı, davalı taraf yemin deliline de dayandığından davalı vekiline hatırladığı ancak davalı vekilinin 23.02.2022 tarihli yazılı beyanıyla yemin teklif etmeyeceklerini beyan ettiği, bu şeklide de senet alacaklısı olduğu ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, Samsun 5. İcra Dairesinin 2018/145917 E. sayılı dosyasına konu 06.09.2018 tanzim tarihli 10.11.2018 vade tarihli 350.000,00 TL bedelli senet ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, senedin teminat senedi olması için senedin vade kısmına teminat senedi ibaresinin yazılması gerektiğini, hangi sözleşmeye konu olarakta verildiğinin belirtilmesi gerektiğini, arka yüzüne hangi konu için hazırlandığının özetlenmesini ve sözleşme konusu tamamlandığında hükümlerinin geçersiz olduğu ile ciro edilmeyeceğinin belirtilmesi gerekmesine rağmen dava konusu senette bu unsurların bulunmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde akaryakıt teslimi karşılığında senetlerin düzenlendiği iddia edilmiş ise de müvekkilin akaryakıt alım satımı yapabileceği adına bir şirketin bulunmadığını, senedin akaryakıt istasyonu ve servis istasyonu vasıflı taşınmazın satışı konusunda anlaşıldığını ve avans verildiğini, daha sonrasında davacının akaryakıt istasyonunu müvekkiline satmadığı ve avansıda iade etmediğini, iddialarını dayanağının Samsun İcra Dairesinin 2017/96575 E. sayılı dosyasında Samsun Tekkeköy 2. Noterliğinin 23.06.2020 tarihli temlik sözleşmesi olduğunu ancak İlk Derece Mahkemesince icra dosyası ile temlik sözleşmesi üzerinde hiçbir araştırma ve inceleme yapmaksızın ispat yükünde hataya düşerek davanın kabulüne karar verildiğini, vekâlet ücretininde hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senedine özgü yapılan takibe konu senet nedeniyle borçlu olunmadığının istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.