Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/448 E. 2023/3619 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/448
KARAR NO : 2023/3619
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/529 Esas, 2021/1519 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2018/581 E., 2019/2351 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı …A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı …A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket ile ticari ilişki içerisinde bulunan davalılardan Hasyalçın … Ltd. Şti.’ye davacı şirketin mal siparişi vermesi nedeniyle avans olarak 85.000,00 TL’lik iki adet çekin sipariş avansı olarak verildiğini, söz konusu ticari malların teslim edilmemesi üzerine davacının avans olarak vermiş olduğu çeklerin iadesini talep ettiğini, ancak davalı şirketin uhdesinde bulunan çekleri Akbank’a kredi tahsilatı veya teminatı olarak verdiğini, çeklerin üzerindeki keşide tarihinde tahrifat yapılması nedeniyle çeklerin yazılamadığını, söz konusu çeklerde davalı bankanın cirosunun bulunmadığını ileri sürerek bahse konu çeklerin bedelsizlik ve tahrifat nedeniyle iptali ile davacının çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı …A.Ş. vekili vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çeklerin kredi kullandırılan Hasyalçın … Ltd. Şti. tarafından kredinin teminatı olarak kendilerine verildiğini, çeklerin süresi içerisinde arkası yazılmadığı için kambiyo vasfını yitirdiğini ve davalı banka tarafından işleme alınamadığını, çeklerin kambiyo senedi vasfını yitirmesi nedeniyle adi senet niteliği kazandığını davacının çekler hakkında başlatılacak takibe itiraz hakkı bulunduğundan menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca davalı bankanın çek üzerinde imzası bulunmadığından taraf sıfatı bulunmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeni reddinin gerektiğini, davalı bankanın hak sahipliğinin iyi niyetli olması nedeniyle çeklerin iadesinin mümkün olmadığını, mal teslim edilmemesi ve bedelsizlik gibi şahsi defileri davalı bankanın bilecek durumda olmadığını, bu defilerin iyi niyetli hamil olan bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, çek iptalini isteme hakkının hamile ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı şirket temsilcisi cevap dilekçesinde; davacı ile arasındaki ticari ilişki nedeniyle avans olarak verilen iki çekin karşılığında talep edilen ürünleri gönderemediklerini, söz konusu çekleri firma adına tahsil edilmek üzere diğer davalı banka şubesine takasa verdiklerini, davalı bankanın söz konusu çeklerin keşide tarihinde oynama olduğu gerekçesiyle takastan tahsilatı yapamadığını, çeklerin iadesini talep ettiğinde ise firmanın kredi borcu olduğu gerekçe gösterilerek davalı banka tarafından çeklerin iade edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu çeklerin keşide tarihinin ay kısmındaki 2 rakamı üzerinde tahrifat yapılarak 6 olarak yazıldığı, söz konusu çeklerin üzerinde tahrifat yapılması nedeniyle kambiyo vasfını yitirmiş olsa da çeklerin adi senet hükmünde olduğu, davalı banka ve şirket tarafından davacı aleyhine çek bedellerinin tahsili için ilamsız takip ihtimalinin bulunduğu, bu nedenle çeklerin tahsil kabiliyetinin var olduğu, davalı şirket temsilcisi tarafından malların teslim edilmediğinin ikrar edilmesi sebebiyle ticari defterlerin incelenmediği, davalı şirket temsilcisinin ikrarı dikkate alınarak ticari işe konu malların teslim edilmediğinin sabit olduğu, bu nedenle davacının davalı şirkete borcunun olmadığının belirlendiği, davalı bankanın da söz konusu çekleri alıkoyması sebebiyle takip ya da dava yolu ile tahsil etme imkanının bulunduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile dava konusu çeklerin iptaline davacının çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı …A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı …AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin kambiyo senedi vasfı taşımaması nedeni ile menfi tespit davası açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığını, dava konusu çekler üzerinde davalı bankanın imzasının olmaması nedeniyle bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, keşideci ile lehdar arasındaki şahsi defilerin iyi niyetli davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, davalı bankanın davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve kötü niyeti bulunmaması dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu belgelerin kambiyo senedi vasfında olmayıp adi senet niteliğinde olduğu, bu nedenle davalı bankanın keşideciyi kambiyo hukuku kurallarına göre takip edemeyeceği, arada temel ilişki bulunmadığından buna istinaden de talepte bulunamayacağı, kambiyo hukuku kurallarına göre müracaat hakkını kullanamayacak olan davalı bankanın keşideci aleyhine sadece 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 732 nci hükmü uyarınca tazminat davası açabileceği, bu nedenle ilke olarak davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, her ne kadar genel ilke uyarınca menfî tespit davalarında ispat yükü davalı tarafta ise de belirtilen hükümde ispat külfetinin özel olarak düzenlendiği, söz konusu hüküm uyarınca ispat yükünün keşideciye ait olduğu, dosya kapsamına göre davacı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini yöntemine uygun delillerle ispat edemediği, davacı tarafın dava dilekçesinde ve delillerinde açıkça yemin deliline dayanmadığı, ‘sair deliller’ ifadesinin kullanılması halinde yemin deliline açıkça dayanılmış olduğunun kabul edilemeyeceği, davalı …A.Ş. yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davacı taraf eldeki davada “menfi tespit” ve “çek iptali” şeklinde iki ayrı istemde bulunmuş ise de, davacı keşideci olduğundan dava konusu edilen belgeler de çek vasfında olmadığından ve belgelerin ziyaa uğraması durumu da bulunmadığından davacının taleplerinin bir bütün olarak borçlu olmadığının tespiti talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece çeklerin iptaline karar verilmesinin de hatalı olduğu, davalı Hasyalçın … Ltd. Şti. tarafından ilk derece mahkemesi kararı aleyhine istinafa gelinmediğinden, davacının Hasyalçın … Ltd. Şti. yönünden ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrasının olduğu gibi muhafaza edildiği gerekçesiyle davalı …A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı tarafından davalı …A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, davacı tarafından davalı Hasyalçın Dış Ticaret ve Gıda Pazarlama San. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulüne, borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının defterlerinin sunulduğunu, bilirkişi incelemesi yapılması durumunda borçlu olmadığının anlaşılacağını, ticari kayıtlar incelenmeden karar verildiğini, çekler incelendiğinde bankanın hak sahibi olduğuna dair bir ibare olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.

3.Değerlendirme
Davaya konu çeklerin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, kambiyo senedi niteliğini yitirdiği sabittir. Kambiyo senedi niteliğini yitiren senetlerden doğan alacak davalı Hasyalçın Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı …A.Ş.’ye temlik edilmiş olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilecektir. Mahkemece davacının Hasyalçın Dış Tic. Ltd. Şti.yönünden dava konusu çek niteliğini yitiren belgeler nedeniyle bedelsizlik iddiası kabul edilerek davanın kabulüne, borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, karar istinaf yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir. Bu durumda davacının kesinleşen bedelsizlik iddiası davalı …A.Ş.’ye karşı da ileri sürülebileceğinden anılan davalı yönünden de davanın kabulü gerekirken, davanın reddi doğru olmamıştır. Ayrıca alacağın temliki ile hamil olan davalı …A.Ş.’den sonra hamil olan ve usulünce alacağı devralan bulunmadığından çek niteliğinde olmayan dava konusu senetlerin iptali gerekirken bu talebin reddi de doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.