YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4396
KARAR NO : 2023/3359
KARAR TARİHİ : 30.05.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/608 Esas, 2021/895 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul, ret
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket tarafından Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2008/60 E. sayılı dosyası üzerinden 82.000,00 TL bedelli, 23.01.2008 tarihli çeke dayanılarak davalılar aleyhine kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, şirketin keşideci diğer davalının avalist olarak sorumlu olduğunu, icra takibinin kesinleştiğini ve bir kısım tahsilatlar yapıldığını ancak borcun tamamının ödenmediğini, bunun üzerine davalı … adına kayıtlı taşınmazın haczedildiğini ve satış işleminin başlatıldığını, işlemler devam ederken davalıların Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/651 E. sayılı dosyası üzerinden takip konusu çekin zamanaşımına uğradığından bahisle icranın geri bırakılmasını talep ettiklerini, davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, bunun üzerine takip konusu çekten dolayı icra dosyası üzerinden yapılan tahsilatların haricinde kalan alacaklarını tahsil edemediklerini, davacı şirket ile borçlu davalı şirketin uzun yıllardır süren alım satıma dayalı bir ticari ilişkilerinin söz konusu olduğunu, dava konusu çekin de bu ticari ilişki sebebiyle verildiğini, davalılar arasında temel ilişki bulunduğunu, bu durumda senedin yazılı delil başlangıcı olarak temel ilişkiye dayanabileceğine, kambiyo senedindeki hakkın zamanaşımına uğramış olmasının borcun zamanaşımına uğradığı anlamına gelmeyeceğini ileri sürerek çekten kaynaklanan 68.228,73 TL tutarındaki alacağının keşide tarihi olan 23.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çek hakkında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, bu çekin hamilinin kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını yitirdiğini, davacının temel ilişkiyi ileri sürdüğü ancak aval verenin temel ilişki içerisinde olmadığı halde davalı göstermiş olduğunu ve davalı …’in hasım gösterilmesinin huzurdaki davada mümkün olmadığını, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yönünden reddi gerektiğini, davalı şirket yönünden temel ilişkiye dayalı alacak iddiasını kabul etmediklerini, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya borçlu olmadığının görüleceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin 15.02.2016 tarih, 2014/1243 E. ve 2016/155 K. sayılı kararı ile davacının ticari defteri incelendiğinde alacağın toplam 56.609,61 TL olduğu, davacının defterinde kayıtlı olmayan ancak gerek icra dosyasına davacı tarafından bildirilen, gerekse tarafların kabulünde olduğu üzere bu icra dosyasından dolayı davacının haricen 4.541,39 TL tahsilat yapmış olduğu, bu tahsilat miktarı da davacının defterine göre hesaplanmış olan 56.609,61 TL alacaktan mahsup edildiğinde 52.068,22 TL davacının alacaklı olduğu, mevcut davanın temel ilişkiye dayalı olarak açılmış bir alacak davası olduğu, çekin artık yazılı delil başlangıcı niteliğinde sayılacağı, çek kambiyo senedi vasfını yitirmiş olsa dahi keşide tarihi muayyen bir tarih olduğundan 23.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizine karar verilmesi gerektiği, çekte avalist olan …’e yönelik de dava açılmış ise de, çekin zamanaşımına uğramakla kambiyo senedi niteliğini kaybetmiş olduğundan avalin hükmünün kalmadığı, dava temel ilişkiye de dayalı olarak açılmış olduğundan artık avaliste karşı alacak iddiasında bulunulamayacağı gerekçesiyle davalı … yönünden açılmış olan davanın reddine, davalı Devir Rulman Gıda Tic. ve San. A.Ş.’ye yönelik açılmış olan davanın, kısmen kabulü ile; 52.068,22 TL alacağın 23.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek temmerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
B. Onama Kararı
Kapatılan 19. Hukuk Dairesinin 15.10.2019 tarih, 2019/3128 E. Ve 2019/4774 K. sayılı kararı ile ”.. delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, mahkemece çekin kambiyo vasfını yitirmesi sebebiyle keşide tarihinden itibaren temerrüt faizine karar verilmiş ise de bu husus Dairemizin yerleşik içtihatlarına aykırı olmakla birlikte temyiz konusu yapılmamış olmasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına..” karar verilmiş, taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.
C. Karar Düzeltme Kararı
Dairemizin 09.06.2021 tarih, 2020/4299 E. ve 2021/4915 sayılı kararı ile ”.. 1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu’nun 440’ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. 2- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/1 E., 2019/8 K. ve 25.12.2019 tarihli kararı ‘Zamanaşımına uğramış bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için vade tarihi sadece temel ilişkinin muacceliyet tarihi olarak dikkate alınabilecek,borçlu temerrüde düşürülmeden faiz talep edilebilmesi de mümkün olmayacaktır.’ şeklinde olup davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmesi için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 117’nci maddesinin birinci fıkrası gereğince ihtar çekilmediğinden davacı lehine mahkemece vade tarihinden itibaren temerrüt faizi verilmesine ilişkin karar doğru olmamıştır. Dairemizin 2019/3146 Esas ve 2019/5242 Karar sayılı ve 20.11.2019 tarihli ilamında bu husus özellikle belirtilmiş ancak davalının buna yönelik temyiz itirazı sevhen görülmemiş ve maddi hata sonucu değerlendirilmeden karar verildiğinden bu kez davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2019/3146 Esas ve 2019/5242 Karar sayılı ve 20.11.2019 tarihli onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasıma..” karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı …’e yönelik açılmış olan davanın reddine, davalı Devir Rulman Gıda Tic. ve San. A.Ş.’ye yönelik açılmış olan davanın kısmen kabulüne; buna göre 52.068,22 TL alacağın dava tarihi olan 28.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte işbu davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama sürecinde dosyaya sunduğumuz T.İş Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün müzekkere cevabında, davacı şirkete davalı şirketin ödeme olarak verdiği 35.000,00 TL bedelli çekin ödendiği cevabının sunulduğunun görüldüğü, davacı ticari defterlerinde bu çek ile ilgili ödeme kaydının görülmediğini, bu ödemenin davalı şirket lehine değerlendirilmemesi ve mahsup edilmemesi ile ilgili mahkeme gerekçesi icra dosyası ve davacı şirket ticari defter kayıtları ile uyumlu olmadığını, dava mesnedi çek yönünden Bursa İcra 6. Hukuk Mahkemesinin 2014/651 E. sayılı dosyası ile ikame ettikleri davada 28.07.2011 ile 10.07.2012 tarihleri arasında zamanaşımını kesen bir takip işlemi bulunmadığının tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu kabulle, zamanaşımını kesen en son işlemin 28.07.2011 tarihinde yapıldığı tespit edilmiş olmakla, altı aylık sürenin de eklenmesi ile 10.07.2012 tarihinde zamanaşımının gerçekleştiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 732 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıl sonra dava zamanaşımının dolacağının düzenlendiği, davanın da 28.10.2014 tarihinde ikame edildiğinden davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 150 inci maddesinin ikinci fıkrası ile aynı maddenin beşinci fıkrası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 732 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 117 nci maddesinin birinci fıkrası.
3.Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.