Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/4359 E. 2023/6369 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4359
KARAR NO : 2023/6369
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/851 Esas, 2022/296 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/92 E., 2019/298 K.

Taraflar arasındaki sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 31.10.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. Sena Rabia Sönmez ile davalı vekili Av. Melis Songun dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketi tarafından deniz nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalısı … Cam San. A.Ş.’nin alıcısı veya satıcısı olduğu yüklerin nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, sigortalının Hollanda’da bulunan … Glass B.V firmasından FOB esaslı olarak 102.312,91 euro bedelle satın aldığı cam emtiasının Belçika’nın Antwerp limanından İstanbul’a denizyolu ile nakliyesinin davalı firma tarafından üstlenilerek buna ilişkin olarak davalının iki ayrı navlun faturası kestiğini, yükün Antwerp limanında … isimli gemiye yüklendiğini, yüklendikten sonra fiili taşıyan konumundaki … tarafından 24.02.2014 tarihli konişmento düzenlendiğini, …’un Türkiye acentesi … Denizaşarı Nakliyat A.Ş. tarafından geminin uğrak limanlarından olan Mısır Port Said limanında yapılan kontrolde konteynerlerden birinde hasar tespit edildiğinin ve bu hususun inceleneceğinin bildirildiğini, söz konusu konteynerin gemiden tahliye edilerek kalan 6 konteynerin Türkiye’ye getirildiğini, burada yapılan kontrolde yükün tamamının hasarlı olduğunun tespit edildiğini, Port Said limanında tahliye edilen konteynerin de sonradan MOZART isimli gemi ile Türkiye’ye getirildiğini, bu konteyner yükünün de tamamen hasarlı teslim alındığını, hasarlı yükler kullanılamaz hale geldiğinden müvekkilin sigortalısı tarafından ilave nakliye, ithalat ve imha masraflarına da katlanılmak zorunda kalındığını, bu kapsamda meydana gelen tüm hasar nedeniyle müvekkili tarafından 14.08.2014 tarihinde sigortalısına 115.720,84 euro sigorta tazminatı ödendiğini ve haklarına halef olduğunu ileri sürerek 115.720,84 euro tazminatın ödeme tarihinden itibaren kamu bankalarınca bir yıl vadeli euro mevduatı uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin gemi acentelerinin nakliye işlerine sadece aracılık hizmeti verdiğini, dava konusu taşıma işlemini gerçekleştiren ana gemi acentesinin … Denizaşırı Nak. A.Ş. firması olduğunu, hasarın yükleme hatasından mı yoksa taşımadan mı ileri geldiği hususunda açıklık bulunmadığını, taşınan emtianın kırılma olasılığı yüksek olduğundan hasarın önlenmesi için yeterli ambalaj ve önlemlerin alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile nakliye sözleşmesi ile davalı M Ekspres Kargo tarafından dava dışı sigortalı adına düzenlenen navlun faturalarına göre, davalı M Ekspres Kargo’nun dava konusu taşıma işini üstlendiği, taşıma … tarafından fiilen yerine getirilmiş ise de davalının da akdi taşıyan konumunda olduğu, konteyner el değiştirme makbuzu ve hasar raporu başlıklı belgelerde yükün hasarlı olduğuna ilişkin kaydın yer aldığı, hasar raporlarında kaptanının imzası bulunduğundan sözkonusu raporların hasar ihbarı olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda hasardan dolayı sorumluluk açısından ispat külfetinin taşıyana ait olduğu, konişmentoda aksi yönde bir kayıt bulunmadığından konişmentonun yükün taşıyan tarafından taşınmak üzere hasarsız ve iyi durumda teslim alındığına ilişkin karine teşkil ettiği, yükteki hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin kabulü gerektiği, ancak konişmentolarda FCL/FCL (full container load) ve Shippers load stow, weight and count klozlarının yer aldığı, sözkonusu kayıtlara göre konteyner içerisine yüklemenin ve istiflemenin yükleten tarafından yapılarak konteynerlerin mühürlü vaziyette taşıyıcıya teslim edildiği, taşıma konusu cam emtiasındaki hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklandığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 1182 nci maddesinin birinci fırkasının (g) bendine göre ambalaj yetersizliğinden kaynaklanan sorumluluğun yükletene ait olduğu, yükleme ve istifin yükleten tarafından yapıldığı konteyner taşımalarında kaptanın nezaret yükümlülüğünün de bulunmadığı, bu durumda ambalaj yetersizliğinden dolayı ortaya çıkan hasar nedeniyle taşıyanın sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin red gerekçesinin yerinde olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadığını, hasar sebebi olarak ambalaj ve istifleme yetersizliği gösterilmiş ise de hiçbir somut ve teknik açıklama getirilmediğini, dosyadaki fotoğraflardan da görülebileceği gibi yapılan istifin konuya ilişkin teknik kural ve standartlara uygun olduğunu, alınan raporlar arasında bu hususta ortaya çıkan çelişki giderilmeden karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmadığı, konşimentoda “Sea Waybill- Shipper load, Stow, Weight and Count” kaydının bulunduğu, buna göre yükletenin geminin sefer güzergâhına, mevsime, deniz ve hava durumuna dikkat ederek yükün konteynere yüklenmesi, istiflenmesi, tartı ve sayısından sorumlu olduğunun konteynerlerin mühürlü vaziyette taşıyıcıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, hasarın ambalajın yetersiz kalması nedeniyle meydana gelmiş olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ambalaj ve istif hatası bulunmadığını, buna dair somut bir delil ya da kayıt olmadığını, dava konusu taşımada taşıyanın da denetim ve gözetim yükümlülüğü olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı … tarafından hasar nedeniyle sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, hasarın ambalaj ve istifleme yetersizliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6102 sayılı Kanun’un 1178 inci maddesinin birinci fıkrası, 1182 nci maddesi, 1185 inci maddesinin birinci fırkası, 1191 inci maddesi, 1239 uncu maddesinin üçüncü fıkrası.

2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2021 tarih ve 2017/11-3090 E. 2021/1312 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme
1.Dava, davacı … tarafından hasar nedeniyle sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. 01.01.2012 tarihli nakliye sözleşmesi ve davalı M Ekspres Kargo tarafından düzenlenen 16.04.2014 tarihli ve 24.03.2014 tarihli navlun faturalarına göre, davalı M Ekspres Kargonun dava konusu taşıma işini üstlendiği, fiili taşımayı dava dışı bir firma üstlenmiş ise de davalının da akdi taşıyan sıfatı bulunduğu sabit olup, 6102 sayılı Kanun’un 1178 inci maddesine göre, taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. Taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından doğan zararlardan, zıya veya hasarın eşyanın taşıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur.
Taşıyan ve adamlarının kastından veya ihmalinden doğmayan sebeplerden ileri gelen zarardan ise taşıyan sorumlu olmadığı gibi aynı Kanun’un 1182 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan hallerin varlığı halinde ise taşıyan ve adamları kusursuz sayılacaktır.

2.Dava konusu taşımada gerçekleşen hasarın neden kaynaklandığı uyuşmazlık konusu olup, her ne kadar mahkemece, konşimentoda yer alan “Sea Waybill- Shipper load, Stow, Weight and Count” kaydı nedeniyle ambalaj, yükleme ve istifin gönderenin sorumluluğunda olduğu ve hasarın da ambalaj yetersizliğinden kaynaklandığı kanaatine varılmış ise de; somut olayda, taşımanın tamamen kapalı bir konteyner ile ve kapıları mühürlü şekilde yapılmadığı, taşımanın yapıldığı konteynerin “open top” olarak tanımlanan üstü açık bir konteyner olduğu, yüklenen cam emtiasının boyu konteynerden daha uzun olduğu için yükün üst kısmının dış etkilere karşı branda ile kapatıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar konteynerlerin kapıları kapalı ve mühürlü olsa da “open top” taşımanın niteliği gereği yükün mühürlü teslim edildiğinin kabul edilmesi mümkün değildir. Bu durumda ambalaj, yükleme ve istif gönderenin sorumluluğunda olsa dahi, somut hal ve şartlara göre, taşıyanın, güvenli bir deniz taşımasına uygun olarak ambalaj, yükleme ve istif yapılıp yapılmadığını da denetlemesi gerekir. Dolayısıyla, dışarıdan bakıldığında içerisinin görülmesi mümkün olan bir konteyner taşımasında ambalaj, yükleme ve istif hatasından kaynaklı zarar nedeniyle gönderen kusurlu bulunsa bile gözetim ve denetim yükümlülüğünün ihlali nedeniyle oluşan zarardan taşıyanın da sorumluluğu söz konusu olacaktır.

3. Somut olayda da, varma yerinde yapılan ekspertiz incelemesi ve sonrasında düzenlenen rapora göre, (7) adet 20’lik open top konteyner ile taşıma yapıldığı, blok halindeki camların, taşıma sehpasının sağ ve sol tarafına 4’er blok olarak istiflendiği, bloklar arasına strafor köpükten yapılmış plakalar konulduğu, camların çelik çember ile sehpaya sabitlendiği, sehpanın ön ve arka kısmında kauçuk destek bulunduğu, bunun camların ön-arka yönde hareketini engellediği, sehpanın taban genişliğinin konteynerin taban genişliğinden daha az olduğu, konteyner ön paneli ile sehpanın ayağı arasında takoz var ise de arka tarafta takoz bulunmadığı, emtia konteynerden daha uzun olduğu için üzerine iki ayrı branda örtüldüğü anlaşılmıştır. Ekspertiz raporunun sonuç kısmında; hasarın kötü hava ve deniz koşullarından, dış darbe yada benzer etki sonucu oluştuğu görüşüne yer verilmiş ise de, bu düşünceyi destekler somut verilere yer verilmediği gibi ambalaj ve istifin, yük gemiye kabul edildiğine göre hasarsız olduğu varsayımıyla değerlendirme yapılmıştır. Ayrıca iki ayrı heyetten alınan bilirkişi raporlarında da çelişkiler bulunmakta olup uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayacak ve tereddüte mahal bırakmayacak tespitlere yer verilmeyip raporlarda varsayıma dayalı değerlendirmeler yapılmıştır.

4. Bu durumda, öncelikle somut olaydaki hal ve şartlara göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. “Open top” konteyner ile taşıma yapıldığı gözetilerek, gönderen tarafından emtianın yükleme ve istifi yapılmış ise de konteynerin tamamının kapalı ve mühürlü olarak teslim edildiğinin kabulü mümkün değildir. Zira konteynerin üst kısmının branda ile kapatılmış olması halinin taşıyanın gözetim ve denetim sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağının kabulü ile taşıma ve ilgili emtia konusunda uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyetten rapor alınarak bir değerlendirme yapılması ve sonuca varılması gerekirken, mahkemece, eksik inceleme ve yetersiz değerlendirmelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.