YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4113
KARAR NO : 2023/3427
KARAR TARİHİ : 31.05.2023
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/255 Esas, 2021/370 Karar
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun (YİDK) 2014-M-7488 sayılı kararın iptali ve markanın hükümsüzlüğü davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalılar vekilleri tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin kurucusu olan …, tarafından MAKEL ibaresinin marka olarak ihdas edildiğini, müvekkili şirket ile davalı şirketin hissedarlarının …, …, … iken 09.06.2011 tarihli protokol ile anılan kişilerce şirketlerdeki ortaklıkların sonlandırıldığını, müvekkili şirketin tüm hisselerinin …, …’ya devredildiğini, davalı şirketin tüm hisselerinin ise Semai Yaman’a devredildiğini, unvandaki “MAKEL” ibaresinin protokolden itibaren 1 yıl içerisinde sonlandırılması gerektiğini, böylece “MAKEL” ibaresinin ünvansal ve markasal kullanımının müvekkili şirkete bırakıldığını, fakat davalı tarafın unvandan ibareyi terkin ettirmediği gibi “BODRUM MAKEL MÜHENDİSLİK PAZARLAMA” ibareli 11, 37, ve 42 nci sınıf mal ve hizmetleri kapsayan marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkkilince yapılan itirazın kısmen kabul kısmen reddedildiğini, reddedilen mal ve hizmetler yönünden yapılan itirazın ise nihai olarak YİDK’nin 2014-M-7488 sayılı kararla reddedildiğini, kararının yerinde olmadığını, zira iltibas tehlikesinin bulunduğunu, ayrıca “MAKEL” ibaresinin marka ve unvan olarak kullanım hakkının müvekkili şirkette olduğunu ileri sürerek anılan kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkil adına başvurusu yapılan marka ile davacı adına tescilli olan ve itirazın gerekçesini oluşturan marka arasında 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca benzerlik bulunmadığı, davacı markası tanınmış marka olmadığı, MAKEL ibaresi üzerindeki isim hakkının devredildiği yönündeki iddia ve açıklamalar gerçek dışı olduğu, ilgili protokolde marka kullanımına ilişkin en ufak bir düzenleme yer almadığı, bizzat davacı şirket, müvekkil şirketle BODRUMMAKEL ticaret unvanı alması ve marka başvurusu yaptığı tarihlerden bu yana, defalarca ticari ilişki içine girdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve kanuna uygun bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 23.12.2015 tarih, 2014/358 E. ve 2015/389 K. sayılı kararı ile davalı başvurusunun “şekil+BODRUMMAKEL MÜHENDİSLİK PAZARLAMA” ibareli 11, 37 ve 42 nci sınıflardaki mallar ve hizmetler olduğu, itiraza dayanak markanın ise “MAKEL ibareli 37 sınıfta yer alan; ”Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri” hizmetlerini kapsadığı, başvuru kapsamında yer alan 11inci sınıftaki “Isıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar(Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli sobalar, kuzineler dahil). İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Sıhhi tesisat, vitrifiye. Su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su arıtma tesisatı, atık arıtma tesisatı” malları ile davacı markasınındaki hizmetlerin birbiri ile ilişkili olduğu, davacı markasının asıl unsurunun “MAKEL” ibaresi olduğu, davalı başvurusunda da aynı ibarenin asıl unsur olduğu, diğer ibarelerin ayırt ediciliğe katkısının bulunmadığı, dolayısıyla belirtilen mallar bakımından davalı başvurusunun davacı markası ile 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca karıştırılma olasılığı bulunduğu, dava dışı ortaklarca yapılan protokolde marka bakımından bir belirlemenin yapılmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının belirtilen mallar yönünden iptaline, markanın da aynı mallar için hükümsüzlüğüne karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 04.12.2019 tarih, 2018/5579 E. ve 2019/7824 K. sayılı kararıyla, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmeyerek ilk derece mahkemesinin kararın onanmasına karar verilmiş, davacı vekili ile davalı Bodrummakel Pazarlama Mühendislik Tic. Tur. İnş. Eml. İth. İhr. Ltd. Şti. vekillerince karar düzeltilme talep edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizi 28.04.2021 tarih, 2020/1360 E. ve 2021/4186 K. sayılı kararıyla, davacının davalı şirketin yetkilisince imzalanan 09.06.2011 tarihli protokole dayandığı, 09.06.2011 tarihli protokolün 1 inci maddesinin (b) bendi uyarınca “Mak-El Pazarlama Ticaret Turizm İnş. Eml. İth. İhr. Ltd. Şti unvanının protokol gereği paylaşım sonucu Yaman Grubuna devredileceği, Yaman Grubunun mevcut faaliyetlerini 1 (bir) yıl süre ile bu unvan üzerinden yürüteceği, ancak Yaman Grubunun Mak-El Pazarlama Ticaret Turizm İnş. Eml. İth. İhr. Ltd. Şti.’ndeki MAK-EL unvanını 31.12.2010 tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde değiştirmek sureti ile kullanımından vazgeçeceği” kararlaştırıldığı, bu düzenleme ile davalı şirket “Mak-El” ibaresini en geç bir yıl içinde ticaret unvanından terkin yükümü altında girmişken 15.03.2012 tarihinde “Makel” ibaresini asli unsur olarak içeren dava konusu marka başvurusunda bulunması anılan protokole ve dürüstlük kuralına aykırılık taşıdığı, davalı şirketin, dava konusu 2012/24605 sayılı “BODRUM MAKEL MÜHENDİSLİK PAZARLAMA+ ŞEKİL” ibareli marka başvurusundaki “MAKEL” ibaresinin font, renk ve logosal unsurlarını davacının 2006/3051 sayılı “MAKEL” ibareli markasının taklidi suretiyle gerçekleştirmesi de kötüniyetin emaresi olduğu, “kötü niyetin bölünmezliği” ilkesinden yola çıkılarak tüm mal ve hizmetler yönünden davanın kabulüne karar vermek gerektiğine işaret edilerek bozulmuş, davalı şirket vekilinin tüm, davacı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay uygulamalarında daha çok güvenin kötüye kullanılması, başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık ve benzeri suretiyle marka tescilleri kötü niyetli marka tescili halleri olarak kabul edildiği, 09.06.2011 tarihli protokolün 1inci maddesinin (b) bendinde “Mak-El Pazarlama Ticaret Turizm İnş. Eml. İth. İhr. Ltd. Şti unvanının protokol gereği paylaşım sonucu Yaman Grubuna devredileceği, Yaman Grubunun mevcut faaliyetlerini 1 (bir) yıl süre ile bu unvan üzerinden yürüteceği, ancak Yaman Grubunun Mak-El Pazarlama Ticaret Turizm İnş. Eml. İth. İhr. Ltd. Şti.’ndeki MAK-EL unvanını 31.12.2010 tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde değiştirmek sureti ile kullanımından vazgeçeceği” kararlaştırıldığı, bu düzenleme ile davalı şirket “Mak-El” ibaresini en geç bir yıl içinde ticaret unvanından terkin yükümü altında girmişken 15.03.2012 tarihinde “Makel” ibaresini asli unsur olarak içeren dava konusu marka başvurusunda bulunmasının anılan protokole ve dürüstlük kuralına aykırılık taşıyacağı, davalı şirketin dava konusu 2012/24605 sayılı “BODRUM MAKEL MÜHENDİSLİK PAZARLAMA+ ŞEKİL” ibareli marka başvurusundaki “MAKEL” ibaresinin font, renk ve logosal unsurlarının davacının 2006/3051 sayılı “MAKEL” ibareli markasının taklidi suretiyle gerçekleştirmesinin de kötüniyetin emaresi olarak kabul edilmesi gerektiği, Yargıtay’ın yerleşik kararlarıyla kabul edilen “kötü niyetin bölünmezliği” ilkesinden yola çıkılarak tüm mal ve hizmetler yönünden davanın kabulü karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle;YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, taraflar arasındaki paylaşım sözleşmesinde davalı şirketin ticaret unvanını sözleşmede belirlenen tarihten sonraki kullanımını engellense de bu sözleşmede marka paylaşımına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, YİDK’nin kararın verildiği tarihteki bilgi ve belgeler çerçevesinde karar tesis ettiğinden kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı şirketin ticaret unvanını sözleşmede belirlenen tarihten sonraki kullanımını engellense de bu sözleşmede marka paylaşımına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, hükmün varsayımdan hareket edilerek hakkaniyet aykırı karar verildiğini, kararın dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde karar tesis edilmediğini, Ticaret unvanı ve marka terimlerinin farklı hukuki statüye sahip kavramlar olduğunu, marka hakkının fikrî bir hak iken ticaret unvanın ise Ticaret Kanunu’nda düzenlendiğini ve sahibine tekel hakkı sağladığını, sözleşmede düzenlenmeyen bir konu ile ilgili sözleşmenin taraflarına iyi niyet veya kötü niyet izafe etmek de hukuken mümkün olmadığını, marka ve patent hakkının mülkiyet hakkı kapsamında olduğundan temel haklara ilişkin olduğunu bu kapsamda dar yorum yapılması gerektiğinden kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının iptali ve davalı şirket adına başvurusu yapılan markanın tescili halinde hükümsüzlüğüistemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesi
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgililere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.