Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/4086 E. 2022/6327 K. 27.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4086
KARAR NO : 2022/6327
KARAR TARİHİ : 27.09.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.03.2019 tarih ve 2016/365 E- 2019/165 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 23.09.2021 tarih ve 2020/143 E- 2021/1103 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı adına “ADVANTAGE” esas unsurlu markaların Türk Patent nezdinde muhtelif tarih ve sayı ile tescilli olduğunu, davayı konu olan “HTC ADVANTAGE” ibaresi ile davacıya ait “ADVANTAGE” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzerlik ve iltibas söz konusu olduğunu, davacı adına kayıtlı bulunan “ADVANTAGE” esas unsurlu ve seri markaları ile dava konusu “HTC ADVANTAGE” marka arasında görsel işitsel anlamsal yönden benzerlik bulunduğunu, davaya konu olan markanın 9, 35, 37 ve 42. sınıfta yer alan mal ve hizmetler için tescil edilmek istendiğini, davacıya ait mesnet olan markalarında 1-42. ve 45. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde tescilli olduğunu, bu nedenle her iki markada da tüketici nazarında bırakacağı etkinin aynı olacağına, “ADVANTAGE” ibaresinin davacı tarafından uzun süre kullanılması nedeniyle kendisi ile özleştiği için dava konusu “HTC ADVANTAGE” ibaresinin tescil edilmesi halinde davacının sahip olduğu bu tanımışlıktan yararlanması imkanı doğacağını, ayrıca davacının markasının serisi imajı yaratacağını, davaya konu olan marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu, davacıya ait “ADVANTAGE” markasının 556 saylı KHK’nın 8/4.

maddesi anlamında tanınmış marka olduğunu ileri sürerek, Türk Patent YİDK’in 26.07.2016 tarih ve 2016-M-7331 sayılı kararının iptalini, markanın tescil talebinin tümüyle reddine ve hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Corparation vekili, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, davalı kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tescilli marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil, anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvurunun davacı markalarında yer alan ibare ile ve diğer sözcük ile ilişkilendirilebilecek bir görsellik içermediği, ortalama tüketicilerin dava konusu markayı bir bütün olarak algılayacağı, parçalara ayırarak algılamayacağı, işaretin bir bütün olarak algılanmaya, söylenmeye ve hatırlanmaya elverişli olması sebebiyle parçalı algı oluşturmaya müsait olmadığı, her iki kelimenin anlamsal olarak görsel ve işitsel olarak benzer olmadığının ilgili tüketici grubu tarafından bilenebileceği bu nedenle markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin söz konusu olmadığı, davacıya ait “ADVANTAGE” markasının tanınmış olup olmadığına dair yeterli delilin dosya içinde bulunmadığı, yani tanınmışlık iddiasının ispatlanamadığı, kaldı ki markaların benzer olmadığı bir durumda tanınmış markanın toplumda ulaşmış olduğu tanınmışlık düzeyinden yararlanmasının mümkün olmayacağı, markanın itibarına zarar verilmeyeceği ve ayırt edici karakterinin zedelenmeyeceği, sonuç olarak 556 sayılı KHK’nın 8/4 hükmü bağlamında davalının markasının tesciline engel bir durumun söz konusu olmadığı, ayrıca davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve taraf markalarının kapsamında bulunan mal ve hizmetler aynı ise de, taraf markalarında ortak olan “advantage” ibaresinin, günlük dile yerleşen, herkes tarafından bilinen ve mal ya da hizmetlerin daha avantajlı sunulduğuna işaret eden zayıf nitelikte bir ibare olduğu, davalının başvurusunda yer alan “HTC” ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağladığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07.03.2018 tarih ve 2016/8973 E.- 2018/1765 K., 11.04.2017 tarih ve 2015/14462 E.- 2017/2034 K., 07.02.2017 tarih ve 2015/12405 E.- 2017/620 K., 18.01.2017 tarih ve 2015/12389 E.- 2017/347 K., 18.01.2017 tarih ve 2015/12438 E.- 2017/346 K. sayılı kararlarının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.