YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/403
KARAR NO : 2023/3608
KARAR TARİHİ : 08.06.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1633 Esas, 2021/1430 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/246 E., 2019/439 K.
Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … ile birlikte davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin şirketteki hissesini 20.04.2000 tarihli hisse devir sözleşmesi ile …’e devrettiğini, devrin devam işlemleri gerçekleştirilmediğinden 07.06.2016 tarihinde Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünce şirketin ortağı sıfatıyla ödeme emri tebliğiyle şirketin vergi borcunun müvekkilinden talep edildiğini, hisse devrinden sonra diğer ortaklar tarafından sanki hala davacının ortaklığı devam ediyor gibi müvekkilinin bilgileri kullanılarak ve imzası taklit edilerek 2005 yılında şirketin sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararı alındığını ve sicile tescil edildiğinin sonradan öğrenildiğini, ayrıca davalı şirketin 23.01.2011 tarihinde sicilden terkin edildiğini, müvekkilinin hissesini devrederek hukuki ve fiili bağını sonlandırması ve şirketten ekonomik beklentisinin kalmaması, ortaklığın kar etmesinin terkin edilmesi nedeniyle artık imkansız hale gelmesi, yasaya uygun şekilde gerçekleştirilen hisse devrinin 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) aradığı biçimde ortaklar kurulunda görüşülmemesi, karara bağlanmaması ve tescilinin yapılmaması, müvekkilinin fiili hiçbir bağının olmamasına rağmen adının ve imzasının kullanılarak usulsüz şekilde ortaklığın sermayesinin artırımının yapılması, ortaklığın amacının gerçekleştirilmesinin mevcut durumda hukuki ve ekonomik olarak imkansız hale geldiğinden müvekkilinin limited şirket ortaklığından haklı sebeple çıkmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili davasını 20.02.2019 tarihli dilekçesiyle ıslah etmiş müvekkilinin davalı şirket ortaklığından ayrıldığının tespitini, Mahkeme aksi kanaatte ise ortaklıktan çıkarılmasına ve kararın tescil ve ilanına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalı Cesalüks Tekstil İnşaat Turizm İthalat İhracaat San. ve Ticaret Ltd. Şti.’ye davalı … ile birlikte ortak olduğu, davalı şirketin dava tarihinden önce 23.01.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, davacının 20.04.2000 tarihinde kendisine ait şirket hisselerini …’e hisse devir senedi ile devrettiği, ancak devam işlemleri olan ortaklar kurulu kararı alınarak devrin pay defterine kaydedilmediği anlaşıldığından davacının hisse devir senedi ile ortaklıktan çıktığının tespitine ilişkin talebin yerinde görülmediği, ıslah dilekçesi ile bu istem yerinde görülmez ise ortaklıktan haklı sebeple çıkarılması talep olunduğu, davacı isteminin dava tarihi itibariyle Mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihinde davalı şirketin sicilden terkin edildiği, yargılama aşamasında ihyasına karar verildiği, dava tarihinde davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin noter sözleşmesi ile hissesini devretmesine rağmen ortaklar kurulu kararı alınmadığı ve pay defterine kaydı bulunmadığı ortada olduğunu, bu işlemlerin dava yolu ile yapılmayacağı Yargıtay yerleşik içtihatları ile ortaya konulduğundan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 638 inci maddesi hükmü gereğince haklı sebeple ortaklıktan çıkma talebi ile davanın açıldığını, davanın kabulü yerine reddinin hatalı olduğunu, müvekkilinin payını devretmesine rağmen diğer ortaklar tarafından bilgilerinin kullanılması ve imzasının taklit edilmek suretiyle sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararı alındığını, bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunduğunu, ayrıca devam eden süreçte müvekkilinin ortak olması durumunda şirketin olası borçlarından dolayı devamlı cebri icra tehdidi altında olması sonucunu doğuracağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı şirketteki hissesini hisse devir senedi ile devrettiği, ancak mülga 6762 sayılı Kanun’un 520 nci maddesi gereğince devam işlemleri olan ortaklar kurulu kararı alınarak devrin pay defterine kaydedilmediğinden davacının halen davalı şirketin ortağı olduğunun anlaşıldığı, davacı, ıslah dilekçesi ile ortak olmadığının tespiti talebi yerinde görülmez ise, ortaklıktan haklı sebeple çıkarılması talep edilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere her dava açıldığı tarih itibariyle Mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden ve dava tarihi itibariyle de davalı gösterilen şirketin ticaret sicilden terkin edildiği, terkin ile şirket ortaklığı sona ereceğinden yargılama aşamasında taraf teşkilinin sağlanması amacıyla şirketin ihyasına karar verildiği, davacının dava tarihi itibariyle davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istenmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının şirket ortaklığından ayrıldığının tespiti, kabul görmez ise haklı sebeple şirket ortaklığından çıkmaya karar verilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6762 Sayılı Kanun’un 520 nci maddesi.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince her ne kadar dava tarihi itibariyle davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği, bu nedenle davacının terkin edilen şirketin ortaklığından haklı nedenle çıkarılmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarih, 2017/248 E. ve 2018/122 K. sayılı kararından, davacı tarafından şirketin ticaret sicilinden resen silinme işleminin yerinde olmadığı belirtilerek şirketin ihyasının talep edildiği, Mahkemece, 6102 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 6 ncı maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapılacak tebligatın şirketin son adresi ile yetkili temsilcisine yapılması gerektiğinin düzenlenmesine rağmen şirkete ve yetkili temsilcisine ihtarat yapılmadığı gerekçesiyle terkin işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Söz konusu ihya kararı sırf işbu dava dosyasında taraf teşkili için verilmiş bir ihya kararı olmadığından ve re’sen terkin işleminin iptaliyle şirketin ihyasına karar verildiğinden şirket tüzel kişiliğini yitirmemiş olup, dava tarihi itibariyle şirketin terkin edildiği ve davacının terkin ile şirket ortaklığının sona erdiği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.