YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3982
KARAR NO : 2022/5671
KARAR TARİHİ : 08.09.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.01.2021 tarih ve 2018/1332 E- 2021/22 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 19.01.2022 tarih ve 2022/49 E- 2022/64 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı şirket Ak Kumaşçılık San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne kredi kullandırdığını, kredinin teminatı olarak davalı … adına kayıtlı taşınmazın davacı bankaya ipotek verildiğini, hesabın kat edildiğini, borçlu şirket ile ipotek veren hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlanması için yapılan hazıklıklarda borçlu şirketin ticaret sicil kaydından terkin edildiğinin öğrenildiğini, tasfiye işlemleri tamamlanmadan ticaret sicil müdürlüğünden terkin olan Ak Kumaşçılık San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında iş bu ihya davasını açma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek Ak Kumaşçılık San. ve Tic. Ltd. Şti’nin TTK’nın 547/2 maddesi gereğince müvekkil bankanın alacağı ile ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memurunun atanıp, anılan şirketin tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili, davalı müdürlüğün TTK’nın 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, maddede gösterilen usulde şirketin terkin edildiğini, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirildiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, soyut, belirsiz, ileride açılacak dava ve icra takipleri için ihya kararı verilemeyeceği, bu hususun ihya davasının açılmasına dair davacının hukuki yararının varlığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dava dilekçesinde ve sonrasında sunulan beyanlarda davacı tarafça terkin olunan şirket hakkında devam eden bir icra takibinin veya davanın olduğu ileri sürülmediği, sadece alacağın bulunduğunun belirtildiği, bu sebeple davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu yönünden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacı banka ile ihyası istenen şirket arasında 09/04/2015 tarihinde çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi imza edildiği ve alacağa dayanak ipotek alınmak suretiyle krediler kullandırıldığı, davacı banka tarafından kredi alacağı olduğu belirtilerek TTK’nın 547.maddesi kapsamında ek tasfiye işlemlerinin yapılması için ihya talepli dava açıldığı, tasfiyesi tamamlanan şirket ile davacı banka arasında 09/04/2015 tarihinde çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi imza edildiği ve alacağa dayanak ipotek alınmak suretiyle krediler kullandırıldığı, davacı banka tarafından kredi alacağı olduğu bildirilmiş olup bu hususta yaklaşık ispatın varlığı halinde hukuki yarar bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacı vekilinin dava dilekçesine eklediği, GKS., ipotek belgesi ve kat ihtarı incelendiğinde; ibraz edilen bu belgelerin yaklaşık ispata yeterli olduğu ve davacının işbu davayı açmasında hukuki yararının olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı …, kararı temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı …’ın temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı …’dan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 08/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.