YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3891
KARAR NO : 2023/3318
KARAR TARİHİ : 29.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/313 Esas, 2022/121 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı banka ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili çalışanı davalı … …’in vakıf başkan ve yardımcılarının imzalarını taklit ederek, çek keşide etmek ve talimatlar düzenlemek suretiyle müvekkilinin davalı bankadaki hesabından para çektiğini, bazı talimat yazılarında, imza sirkülerinde çift imza şartı aranmasına rağmen tek imza bulunduğunu, bu imzanın da sahte olduğunu, davalı … …in banka hesaplarından toplam 120.131.28 TL tutarındaki parayı mal edindiğini, ceza yargılaması sırasında 45.000,00 TL tutarında geri ödemede bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 75.131.28 TL alacağın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, müvekkilinin kusurundan söz edilemeyeceğini, davacının çalışanını 11 yıl boyunca denetlemeyerek zararın oluşumuna sebebiyet verdiğini, davacının müvekkili bankaya imza sirkülerini geç gönderdiğini bu nedenle önceki imza sirkülerine göre işlem yapıldığını, sahte olduğu iddia edilen imzaların iğfal kabiliyeti bulunduğunu, zararın oluşumuna davacının kendi çalışanının neden olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı … … cevap dilekçesinde; para ihiyacı sebebi ile zaman zaman bir kısım parayı yerine koymak üzere aldığını, bunlardan bir kısmını da ödediğini, çeklerle tahsil ettiği meblağı hiç kullanmadığını ilgili yerlere ve vakıf hesaplarına yatırdığını, vakıf çeklerini kullanarak herhangi bir menfaat elde etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 22.11.2012 tarih, 2008/224 E. ve 2012/516 K. sayılı kararı ile davacı çalışanı Gülay …in sahte imzalı çek ve talimat yazıları ile davacıya ait olan 119.745,62 TL’yi mal edindiği, bunun 45.000,00 TL’sinin ödediği gerekçesiyle bu davalı hakkından açılan davanın kısmen kabulü ile toplam 72.745,62 TL’nin yasal faiziyle bu davalıdan tahsiline, davalı banka yönünden ise davalı bankanın kusurlu olduğunu gösteren delil bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizin 11.12.2013 tarih, 2013/6906 E. ve 2013/22612 K. sayılı kararı ile davalı … Kurtçu’nun dava konusu olay nedeniyle resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından yargılandığı İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada, davalı … Kurtçu’nun davaya konu ödeme talimatlarında ve çeklerdeki imzaları davacı yöneticilerinin imzalarını taklit ederek kendisi tarafından atıldığını beyan ettiği ve alınan bilirkişi raporunda bir kısım ödeme talimatlarındaki ve çeklerdeki imzaların davacı yöneticilerinin imzası olmadığının belirlendiği gerekçesiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, resmi belgede sahtecilik yönünden kurulan hüküm onanmış, nitelikli dolandırıcılık yönünden de davalı … Kurtçu’nun davacı hesabından usulsüz olarak çektiği paranın bir kısmını ödediği bu nedenle etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada nitelikli dolandırıcılık yönünden zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, yine anılan ceza dosyası kapsamından davacının, temsile yetkili yöneticilerine ilişkin imza sirkülerini davalı bankaya gönderdiği ve bu imza sirkülerine göre davacının her dönem çift imza ile temsil edildiğinin anlaşıldığı, davalı bankanın kendisine davacı tarafça gönderilen imza sirkülerine rağmen gerekli inceleme ve kontrölü yapmayarak sahte imzalı olarak düzenlenen ve üstelik bir kısmı tek imzalı olan çek ve ödeme talimatlarına istinaden hesap sahibi olan davacı dışında başka bir kişiye ödeme yapması nedeniyle davacıya karşı sorumlu olduğu, birer güven kurumu olan bankaların mevduatları özenle korumak zorunda olduğu, bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları, davacının da meydana gelen zararda iyi adam çalıştırmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu, bu itibarla, Mahkemece davacı ve davalı bankanın kusur oranları belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar dikkate alınmadan hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin bozulan 2008/224 E. sayılı dosyasında verilen kararla davacı alacağının 72.745,62.TL olduğu ve alacağa hangi tarihlerden itibaren ne oranda faiz uygulanacağı hususunun kesinleştiği, birer güven kurumu olan bankaların topladıkları mevduatları özenle korumak zorunluluğu bulunduğu, davalı bankanın mevduat toplama imtiyaz ve yetkisinden doğan objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, bu nedenle davalı bankanın, davacının saptanan 72.745,62 TL tutarındaki zararının oluşumunda %80 kusurlu olduğu, iyi adam çalıştırmaması nedeniyle zararın oluşumunda müterafik kusuru bulunan davacı vakfın %20 kusurlu olduğu, haksız fiil sorumlusu Gülay’ Kurtçu’nun zararın tamamından sorumlu olduğu, her ne kadar 13.05.2020 tarihli hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı bankanın kusuru, tek imzalı ve çift imzalı çek ve talimatlarla yapılan işlemler için ayrı ayrı belirlenmişse de bankaya davalı … Kurtçu tarafından sunulan çek ve talimatlardaki imzaların sahte olduğu dikkate alındığında bankanın kendisine davacı tarafından sunulmuş olan imza sirkülerine rağmen ödeme yapmış olması nedeniyle bilirkişi heyetinin bu tespitlerine itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 72.745,62 TL’nin (davalı Halk Bankasının 58.196,49 TL’den sorumlu olmak üzere) davalı banka yönünden dava tarihinden itibaren, davalı … Kurtçu yönünden aşağıdaki kararda belirtilen tarihlerden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili çalışanlarının, vakfın mevcut imza sürkülerine göre işlem yapması sebebi ile müvekkilinin kusurundan bahsedilemeyeceğini, bankaların sadece ilk bakışta anlaşılabilecek imza konrtollerini yapmakla yükümlü olduklarını, davacı vakıf tarafından bankaya verilen imza sürkülerinin süresiz düzenlendiğini ve süreçte vakıf yöneticileri değişmesine rağmen yeni imza sirkülerlerinin zamanında muntazam bir şekilde verilmediğini, davaya konu işlemlerin de davacının çalışanlarını denetlememesi neticesinde gerçekleştiğini, bu nedenle müvekkilinin mevcut imza sürkülerine göre işlem yapmasında kendisine izafe edilebilecek bir kusurunun olmadığını, tek ve çift imzalı talimatlar yönünden bir fark olmadığı yönündeki gerekçenin yerinde olmadığını, somut olayda sahte olduğu belirtilen imzaların gerçeğine çok benzer iğfal kabiliyeti bulunan imzalar olduğunun ceza dosyasındaki imza inceleme raporundan ve bu dosyada alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı, bankanın her talimatta imza grafoloji incelemesi isteyemeyeceğini, davacının çalışanın işlemlerini 11 yıl boyunca denetlememesi sonucu ortaya çıkan zarardan müvekkiline %80 kusur izafe edilmesinin fahiş olduğunu, davacının yıllar sonra işlemlere itirazının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davalı … Kurtçu tarafından sahte tanzim edilen talimatlar ile dava konusu yapılmayan talimat formlarının birebir aynı olduğunu, vakıf hesabından usulüz çekildiği belirtilen paranın bir kısmı ile vakfı personelinin maaş ve sair ödemelerinin yapıldığını, dolayısıyla davacının bu kısmı zarar olarak müvekkilinden talep edemeyeceğini, bilirkişilerin bu tutarı davacı zararına dahil etmelerinin doğru olmadığını, davaya konu işlemler ile toplamda 35.774,55 TL’nin vakfın giderleri için ödendiğini, davacının iç denetimini yerine getirmeyerek banka hesaplarındaki mutabakatsızlığı 11 yıl boyunca fark etmemesi sebebi ile kusurun tamamen davacıda olduğunu, iyi adam çalıştırmaması sebebi ile davacının kusurlu olduğunu, Mahkemece müktesep hak ilkesine aykırı karar verildiğini, diğer davalının sahtecilik suçundan mahkum olduğu ve %100 sorumlu olduğu sabit olduğuna göre sahteciliğin diğer mağduru olan müvekkilinin zarardan birlikte sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, dava konusu zarara davacı vakfın sebep olduğu dikkate alındığında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52 nci maddesine göre müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, reddedilen kısım yönünden vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, sahtecilik, davalı banka yetkililerinin kusuru ile meydana geldiğinden davalı bankanın %100 kusurlu olması gerektiğini, davalı banka ile davacı arasındaki hukuki ilişkinin ticari olduğunu, davacının davalı banka nezdindeki hesaplarına ticari faiz uygulandığını, zararın tazmininin ancak ticari faiz uygulanması ile mümkün olduğunu, yasal faiz uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı vakıf çalışanı tarafından davacı adına atılan sahte imzalarla davalı bankadan tahsil edilen paranın mal edinildiğinden bahisle oluşan zararın davalılardan haksız fiil ve adam çalıştıranın sorumluluğu esaslarına göre tahsili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dava davalı banka yönünden ticari iş sayıldığından ve davacı da dava dilekçesinde ticari faiz talebinde bulunduğundan 3095 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca davalı banka yönünden avans faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesi ile değiştirilmeden önceki 438 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekilin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “1-Davanın kısmen kabulüne , 72.745,62 TL nin (davalı Halk Bankası %80’i olan 58.196,49 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalı banka yönünden dava tarihinden itibaren, davalı … Kurtçu yönünden aşağıdaki tabloda belirtilen tarihlerden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,” ibaresinin çıkartılarak yerine “1-Davanın kısmen kabulüne, 72.745,62 TL’nin (davalı Halk Bankası %80’i olan 58.196,49 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalı banka yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … Kurtçu yönünden aşağıdaki tabloda belirtilen tarihlerden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı bankaya yükletilmesine, Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.