YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/388
KARAR NO : 2023/3079
KARAR TARİHİ : 18.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1407 Esas, 2021/1893 Karar
HÜKÜM : Yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2011/16 E., 2020/647 K.
BİRLEŞEN DAVADA : İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/131 E.
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili ve asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun reddine, davalı vekili başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 16.05.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ….., asıl ve birleşen davada davalı …Ş. vekilleri Av. ….. ile Av. ……dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, müvekkili şirketin bünyesinde bulunan kasada 01.11.2010 tarihinde yapılan sayım ve kontrolde …isimli çalışanın şirket içerisinde yaptığı sahte ve usulsüz işler ile ilgili itirafı neticesinde müşterilerden alınan çekleri müvekkili şirketin sahte cirosu ile tedavüle çıkardığının anlaşıldığını, davaya konu çekin geçmişte …isimli çalışanlarının da ortağı olduğu ve halen kayın biraderi …’ın büyük ortağı olduğu davalı Yelteks Tekstil Akesuarları San ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye şirketin sahte cirosu ile verildiği, Yelteks Tekstil Ltd. Şti.’nin de keşidecisi Esko İtriyat San. ve Tic. A.Ş. olan 02.01.2011 keşide tarihli 60.000,00 TL bedelli çeki davalı … şirketine temlik ettiğini, müvekkilinin davalılara borcu olmadığının tespitine ve çek aslının müvekkiline iadesine, davalıların kötü niyetli olması nedeniyle %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 22.05.2012 tarihli ıslah talepli dilekçesinde; davaya konu çeklerin müvekkilinin elinden rızası dışında çıktığını, çekin şirketi bağlaması için Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmış olduğu üzere çift imza koşulu aranırken tek imza ile ciro edildiğini, çekin geçerli bir borç ilişkisine dayanmadığına ve alacağın temlikine bağlı olarak tüm defi ve itirazların davalı … Faktoringe bağlandığına, davalının bu çekleri kötü niyetli ve ağır ihmali sonucu haksız olarak iktisap ettiğine, kötü niyetli ve ağır ihmali bulunan davalı … firmasının elinde bulundurduğu çekin müvekkiline teslim edilmesine, kötü niyetli icra takibine başvuran davalı … şirketinin %40 oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı … şirketi tarafından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; 16.11.2010 keşide tarihli, 10.000,00 TL ve 12.000,00 TL tutarlı; 10.12.2010 keşide tarihli ve 24.360 $ (37.731.20 TL tutarlı; 11.12.2010 keşide tarihli , 12.000,00 TL tutarlı, 10.000,00 TL tutarlı, 01.01.2011 keşide tarihli ve 14.000,00 TL tutarlı, 02.01.2011 keşide tarihli, 60.000,00 TL tutarlı, 06.12.2010 keşide tarihli, 53.677.98 euro (105.928,12 TL) tutarlı, 23.11.2010 keşide tarihli, 26.455.73 euro (52.207.73 TL) tutarlı 12.11.2010 keşide tarihli, 51.901.40 euro (103.117,70 TL) tutarlı ve 12.11.2010 keşide tarihli, 97.817.34 euro (l94.343.49 TL) tutarlı çeklerin müvekkilinin elinden rızası dışında çıktığını, çekin şirketi bağlaması için Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmış olduğu üzere çift imza koşulu aranırken tek imza ile ciro edildiğini, çekin geçerli bir borç ilişkisine dayanmadığını ve alacağın temlikine bağlı olarak tüm def’i ve itirazların davalı şirketi bağladığını, davalının bu çekleri kötü niyetle ve ağır ihmali sonucu haksız olarak iktisap ettiğini, belirterek davalılardan Huzur Faktoring tarafından tahsil edilen çeklerin bedelinin gerçek alacaklısı olan İpek A.Ş’ye her bir çek için ayrı ayrı olarak ödeme tarihinden itibaren işlemeye başlayacak olan ticari faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı Yelteks Tekstil Aksesuarları San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne dava dilekçesinin tebliğine rağmen, bu davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
2.Davalı … vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan Yelteks Tekstil arasında 15.03.2010 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşme kapsamında 02.01.2011 keşide tarihli 60.000,00 TL bedelli çeki ve 03.09.2010 tarihli faturayı temlik aldığını, müvekkilinin dava konusu çekte iyi niyetli meşru hamil olduğunu, çekteki ciro silsilesinin düzenli bulunduğunu, tazminat talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu asıl davacının haksız itirazı nedeni ile takibin durmuş olmasından dolayı %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini beyan ederek davanın reddine yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Hizmetler A.Ş vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; derdestlik itirazında bulunarak davaya konu çekler ile ilgili halen derdest olan başka ticaret mahkemelerinde dosyalar bulunduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkilinin kanuna ve usulüne uygun faktoring işlemi yaptığını, müvekkili ile Yelteks Tekstil arasında faktoring sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin genelgeye uygun olarak işlem faturaları ve davaya konusu çekleri temlik alarak Yelteks Tekstil’e kredi kullandırdığını, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu, çekteki ciro silsilesinin düzenli olduğunu, davacının çekte cirosunun sahte oluşunun mutlak defi olduğu ve hamil olan müvekkiline karşı ileri sürülebileceğine ilişkin iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin çekleri iktisabında kusuru olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davaya konu çekteki ciro imzası davacı şirket yetkililerine ait olmayıp, davacı yan sahtecilik iddiasını ceza yargılaması ile ispatlamış olduğu, dolayısıyla davaya konu çekten davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne, çek bedeli keşideci tarafından ödenmiş olup davacı tarafından yapılan bir ödeme bulunmadığından istirdat talebinin reddine, birleşen davada; dosyadaki mübrez belgeler, davacının muhasebe kaydında çekin Yelteks Ltd.’ne çıkışının yapılmış olduğundan haberdar olması, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/23 E. ve 2016/351 Karar sayılı dosyasında faktoring şirketlerinin mağdur edilmiş olduğuna ilişkin karar, alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında dava konusu çekler davalı tarafından faktoring işlemleri içerisinde gerçekleştirildiği çek bordroları ve faturalardan anlaşılmış olup, davalı son hamil Huzur Faktoring A.Ş’nin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu kanıtlanamadığından, davalı … şirketinin şirketin çekleri teslim alırken ihmal ve kötü niyetinin olmadığı, takibe girişmekte kötü niyeti bulunmadığı ve çeklerin ciro silsilesine göre 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 790 ve devamı maddeleri uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili ve asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen dosyadaki 11 adet çekin şirket kasasından çalınarak sahte ciro ile tedavüle sokulduğunu ve naylon faturalar ile davalı … şirketine temlik edildiğini, davalı … şirketinin yönetmelik kapsamında üzerine düşen araştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ağır ihmal ve kusuru ile suç mahsulü çalıntı çekleri iktisap ettiğini, davalının ödeme yasağına rağmen icra takipleri başlatarak çek bedellerini farklı keşidecilerden tahsil ettiğini, bu bedellerin davacı şirkete ait olduğunu ve davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, çeklerin davacı adına sahte imza ve çift imza ile temsil zorunluluğuna rağmen tek imza ile ciro edilmesi sonucunda davalı … şirketinin Ticaret Sicil Gazetesindeki ilgili ilana rağmen gerekli araştırmayı yapmadan çekleri kabul etmesi nedeniyle ağır ihmali ve kötü niyetinin bulunduğunu, cirolardaki sahteciliğin mutlak defi niteliğinde olduğunu ve herkese karşı ileri sürülebileceğini, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu, delillerin raporlarda eksik incelendiğini, raporların kendi içinde de çelişkili olduğunu, yetersiz raporlara göre kurulan mahkeme hükmünün hatalı olduğunu, çek bedellerinin dava dışı kişilerce davacıya ödendiği yönündeki tespitin de hatalı olduğunu, dosyaların tefriki taleplerinin mahkemece sebepsiz olarak geri çevrilmesi nedeniyle asıl davanın gecikmeye uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemiştir.
2.Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının alacak davasına dayanak çek bedellerinin çeklerin keşidecileri tarafından ödendiğini, davacının hiçbir çekte keşideci olmadığını, davacının iddiasının sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğunu, bu davayı açmak için 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi uyarınca istirdat davası olduğunun kabulü halinde de aynı sürenin geçmiş olduğunu, asıl ve birleşen davanın reddedilen kısımları yönünden nisbi vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken maktu vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu belirterek hükmün vekâlet ücretine yönelik kısmın düzeltilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede; davaya konu 02.01.2011 keşide tarihli ve 60.000,00 TL bedelli çekin lehdarı olan davacı şirket adına cirodaki imzanın sahteliği Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/23 E. sayılı dosyası ile sabit olduğundan, davacının menfi tespit talebinin kabulüne, çekin bedelsizliğinin ve çek bedelinin keşideci tarafından ödendiğinin tespiti karşısında davacının çekin istirdadı talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, birleşen dava yönünden yapılan incelemede; davaya konu 11 çekteki davacı şirket adına atılı imzanın sahte olduğunun ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu, davacının çeklerin lehdarı davalı … şirketinin ise son hamili durumunda olduğu, çeklerin tamamının dava dışı keşideciler tarafından ödenmiş olduğu ve çek bedellerinin ceza dosyası sanıkları tarafından davacı şirket hesaplarına ödendiği hususunun mahkemece aldırılan ve birbiriyle uyumlu bilirkişi raporları ile tespit edilmiş olması ile davalı … şirketinin çekleri iktisabında kötü niyetinin veya ağır kusuru bulunduğunun kanıtlanamaması karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, reddine karar verilen birleşen dava yönünden, davalı … yönünden nisbi vekâlet ücreti verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile maktu vekâlet ücreti takdiri hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı …Ş. vekilinin istinaf talebinin kısmen kabul kısmen reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, asıl dava yönünden; davacının davalıya Yapı Kredi Bankası Esentepe Şubesi’ne ait 67137099 hesap ve 8172048 numaralı 02.01.2011 keşide tarihli 60.000,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ile davacının çekin istirdadı talebinin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada, 02.01.2011 keşide tarihli 60.000,00 TL bedelli çek nedeniyle menfi tespit ve çekin istirdadı; birleşen davada ise 11 adet çek bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle davalı … şirketinden alınarak davacı lehdara verilmesi istemine bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak asıl ve birleşen davada davalı …Ş.’ye verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.