Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/37 E. 2023/3072 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/37
KARAR NO : 2023/3072
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1048 Esas, 2021/1211 Karar
HÜKÜM : Asıl dava ret, Birleşen dava kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/393 E., 2019/156 K.
BİRLEŞEN DAVA : Bakırköy 4. Ticaret Mahkemesinin 2017/387 E.

Taraflar arasındaki tazminat ve itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Asıl davada reddedilen ve temyize konu edilen manevi tazminat miktarı 5.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi 07.10.2021 itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmakta olup asıl davada davacı vekilinin manevi tazminat isteminin reddi kararına yönelik temyiz isteminin açıklanan bu sebeple reddi gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 16.05.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı birleşen davada davalı vekili Avukat … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalıdan satın alınan ipleklerle üretilen ve müşteriye satılan kumaşların boyamaya gönderildiğini ve gizli ayıbın ortaya çıktığını ileri sürerek 471.900,96 TL maddi tazminat ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

2.Davacı vekili birleşen davada dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya sattığı iplik bedellerine ilişkin faturalardan ve buna bağlı olarak bakiye cari hesap ilişkisinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde; malın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili birleşen davada cevap dilekçesinde; malın ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada dava konusu ipliklerin ayıplı olmadığı, birleşen davada ise takibe konu bedelin ödenmediğinin iki tarafın da kabulünde olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Asıl davada davacı – birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hazırlanma usulünün hatalı olduğunu, ayıbın ancak ham kumaş üzerinde inceleme yapılarak tespit edilebileceğini, bilirkişi heyetinin boyanmış kumaşlar üzerinde inceleme yaptığını, boyama sonra kumaşta hata olduğunun herkesin kabulünde olduğunu, bu hatanın kaynağınının tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı- asıl davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra inkar tazminatı taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin satımdan kaynaklı olduğu, Mahkemece ilişkinin eser sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı ancak bu husus istinaf sebeplerinin incelenmesinde sonucu etkileyecek nitelikte olmadığından bunun istinaf yargılamasında düzeltildiği, Mahkemece bilirkişi raporu içeriğindeki teknik tespitler ile tarafların sunduğu deliller ışığında ve gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu, birleşen davada alacağının faturaya dayalı likit alacak olduğu, kabul edilen asıl alacak tutarı üzerinden davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle inkar tazminatı talebinin reddinin yerinde olmadığı gerekçesi ile asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince birleşen davaya ilişkin olarak verilen hükmün icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile takibe vaki itirazın iptali ile takibin aynen devamına, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle 30.541,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davacı – birleşen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebeplere ek olarak, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava ayıp nedeniyle uğranılan zararın tahsili, birleşen dava ise faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup asıl davada davacı – birleşen davada davalı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl davada davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyizi yönünden; temyiz isteminin miktardan REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.