YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3626
KARAR NO : 2023/3321
KARAR TARİHİ : 29.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/378 Esas, 2021/230 Karar
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tasarımın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkeme tarafından Dairemiz ilamına karşı direnilmiştir.
Direnme kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2019 tarih, 2017/11-2074 E. ve 2019/477 K. sayılı ilâmı ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının yıllardır değişik sektörlerde kullanılan, kamuya mal olmuş, yenilik ve ayırdedicilik özelliği taşımayan tasarımları incelemesiz sistemden yararlanarak 2008/043321 ve 2010/03030 sayı ile adına tescil ettirdiğini ileri sürerek 2008/04321 sayılı çoklu endüstriyel tasarım tescil belgesinin 3, 6 ve 18 sıra sayılı, 2010/03030 sayılı çoklu endüstriyel tasarım tescil belgesinin de 10 ve 18 sıra sayılı tasarımların hükümsüzlüğüne ve terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin rüçhan hakkının bulunduğunu, tasarımların tamamen özgün olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Mahkemece Verilen ilk Karar
Mahkemece 17.02.2015 tarih, 2013/220 E. ve 2015/33 K. sayılı kararıyla; dava konusu desenlerin sayısız seçenek sunularak eski yüzyıllarda dahi kumaş, kağıt, porselen gibi pek çok materyal üzerinde ve yüzeylerinde kullanıldığı, desenlerin anonim tanım içine girdiği, dolayısıyla tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizin 23.05.2016 tarih, 2015/10838 E. ve 2016/5565 K. sayılı ilamı ile taraf vekillerinin hazır olduğu 17.02.2015 tarihli celsede duruşmaya son verildiği belirtilerek hüküm verildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 184 üncü ve 186 ncı maddeleri ile belirlenen düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulmasının, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemece 22.11.2016 tarih, 2016/176 E. ve 2013/237 K. sayılı kararı ile bozma ilamına konu kararından önce yapılan yargılama sırasında, dosyadaki tarafların dava ile ilgili bilgilendirildiği, dilekçeler teatisinin tamamlandığı, ön incelemenin yapıldığı, tahkikat ve sözlü yargılama aşamasına geçildiği, bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun taraflara tebliğ edildikten, itiraz ve beyanlar da alındıktan sonra dosyadaki uyuşmazlıkla ilgili davacının davasını kabul yönündeki, davalının ise davayı red yönündeki son beyanları da alınarak yargılamanın sonlandırılıp hüküm kurulduğu, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması ve dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlali söz konusu olmadığı, hukuki dinlenme hakkının da ihlal edilmediği, özellikle tek hâkimle çalışan mahkemelerde tahkikat aşamasından itibaren tarafların sürekli beyanlarına başvurulmuş olması ve son beyanlarının da alınıyor olması halinde 6100 sayılı Kanun’un 186 ncı maddesinde belirtilen surette sözlü yargılama için yeniden gün tayin edilmesine gerek olmadığı, dosya taraflarının da, yargılamaya son verildiği belirtilmesine rağmen, sözlü yargılama için gün talep etmemiş olmaları hususu birlikte değerlendirildiğinde, bozma ilamında belirtilen hususların yerinde olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
D. Dairemizin İnceleme Kararı
6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
E. Hukuk Genel Kurulunun Direnme Kararı Üzerine Verdiği Karar
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraf vekillerinin hazır olduğu 17.02.2015 tarihli duruşmada taraflara 6100 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesi gereğince tahkikatın bittiğinin bildirilmediği ve sözlü yargılama için 186 ncı maddede belirtildiği şekilde yeni bir duruşma günü belirlenmediği gibi taraflar hazır olmasına rağmen taraflara sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini isteyip istemedikleri dahi sorulmaksızın ve buna ilişkin beyanları duruşma tutanağına geçirilmeksizin sözlü yargılamaya geçilmiş olduğundan, 6100 sayılı Kanun’un 184 ve 186 ncı maddelerinde belirtilen sırasıyla tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılamaya ilişkin usul kurallarına uyulmaksızın verilen hükmün, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına dolayısıyla 6100 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının unsuru olan silahların eşitliği ilkesi ile usul kurallarının ruhuna ve özüne uygun düşmediği, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Dairemiz Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mülga 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (mülga 554 sayılı KHK) 5 inci ve 10 uncu maddeleri arasında belirtildiği üzere ilgili tasarımın özgün, yeni olması ve daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerektiği gibi, birbiri ile kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özellikleri değerlendirilerek tasarımcının tasarımı geliştirme hususunda mevcut seçenek özgürlüğü de nazara alınarak değerlendirmesinin yapılması gerektiği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda davalının 2008/04321 sayılı tescil belgesindeki 3, 6 ve 18 sayılı tasarımları ile 2010/03030 sayılı tescil belgesindeki 10 ve 18 sayılı tasarımların başvuru tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadıkları yolunda görüş belirtildiği, dava konusu olan desenlerin sayısız seçenek sunularak eski yüzyıllarda dahi kumaş, kağıt, porselen gibi pek çok materyal üzerinde ve yüzeylerinde kullanıldığı, bu desenlerin anonim tanım içine girdiği, dolayısıyla tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadıkları gerekçesiyle davalı adına tescilli 2008/04321 sayılı tasarım tescil belgesinin 3, 6 ve 18 sayılı tasarımları ile 2010/03030 sayılı tasarım tescil belgesinin 10 ve 18. tasarımlarının kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1978 yılından beri piyasada geniş bir ürün portföyü ile hizmet verdiğini, satış potansiyelinin yüksek olduğunu ve bunu dava konusu tasarımları kullanarak, tescil ettirerek elde ettiğini, tasaımların AR-GE çalışmaları neticesinde ortaya çıkarılarak tescil ettirildiğini, bu tasarımlar üzerinde müvekkilinin rüçhan hakkının bulunduğunu, mülga 554 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinde yer alan düzenleme ve müvekkili tasarımlarından 20008/14321-18 no.lu tasarımın koruma başlama tarihinin 31.07.2008 olduğu tasarım üzerindeki rüçhan hakkının 31.07.2007 tarihine uzadığı, davacının sunmuş olduğu derginin ise Aralık-Ocak 2008 tarihlerini kapsadığı hususları birlikte dikkate alındığında müvekkili tasarımının yeni ve ayırt edici olduğunu, dava konusu diğer tasarımlar açısından da müvekkilinin rüçhan hakkının olduğunu, davacının sunduğu delillerde dahi tasarımların tanıtım ve reklamının müvekkili tarafından yapıldığını, tasarımlardaki farklılıkların küçük ayrıntılar olarak nitelendirilemeyecek derecede farklılar olduğunu, tasarımın bütün olarak düşünülmesi gerektiğini, yeniliğin sadece var olmayanın yaratılması değil, bilinene bazı unsurlar eklenerek bilinenden farklı hale getirilmesi olduğunu, müvekkili tasarımlarında yenilik şartının yerine getirildiğini, tasarımın ayırt ediciliğinin, herhangi bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı izlenim ile diğer bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasındaki belirgin farklılık olarak anlaşılması gerektiğini, müvekkili tasarımlarının bu şartı da sağlandığını, kısıtlı çalışma alanları açısından müvekkilinin çalışma sahasını genişlettiğini ve bu zamana kadar piyasada bulunmayacak şekilde tabak desen tasarımları oluşturduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, endüstriyel tasarımın kısmen hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Mülga 554 sayılı KHK’nın 5 inci ve devamı maddeleri, 43 üncü maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun’un 27, 184 ve 186 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesineDosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.