Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3493 E. 2023/3053 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3493
KARAR NO : 2023/3053
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/153 Esas, 2021/717 Karar
HÜKÜM : Asıl davanın kısmen kabulü
Birleşen davanın kabulü(Ankara 9.ATM’nin 2009/134 E.)
Birleşen davanın reddini(Ankara 2.ATM’nin 2018/1 E.)
BİRLEŞEN ANKARA 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2009/134 E.
BİRLEŞEN ANKARA 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/1 E.

Taraflar arasındaki tazminat ve menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne (Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/134 E.), birleşen davanın (Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1 E.) reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkiline ait bilgisayarlı tomografi cihazındaki arızanın giderilmesi için davalıdan yedek parça ve servis hizmeti alındığını, verilen hizmet neticesinde davalı servis elemanlarının hatalı uygulaması ve arızalı parça kullanmaları nedeniyle müvekkiline ait bilgisayarlı tomografi cihazının tamamen çalışamaz hale geldiğini, cihazda arızanın oluştuğu 2006’dan bu yana çekim yapılamadığını, aylık 100.000,00 TL gelir mahrumiyeti bulunduğunu, cihazın daha da büyük zarara uğramaması bakımından aylık 4.000,00 TL elektrik masrafı yapıldığını, cihaz için gerekli doktor, teknisyen ve sabit masrafların aylık 10.000,00 TL’yi bulduğunu, cihazın arızasının giderilmesi için yapılan masrafların 200.000,00 TL’yi geçtiğini ileri sürerek cihazın davalı şirket tarafından arızalarının giderilerek çalışır vaziyete getirilmesinin sağlanmasına, bunun mümkün olmaması halinde muadil yenisi ile değiştirilmesine veya bedelinin davalıdan ticari faizi ile tahsiline, uğranılan zararın karşılanması için şimdilik 150.000,00 TL’nin davalıdan ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 17.02.2009 tarihli dilekçesi ile cihazın tamiri veya muadeli ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesi taleplerini atiye terk etmiş, daha sonra vermiş olduğu 18.11.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile asıl davada alacağını, 956.344,36 TL artırarak 1.106.344,36 TL’ye yükseltmiştir.

2.Davacı vekili birleşen (Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/134 E.) sayılı dava dilekçesinde; müvekkiline ait cihazdaki arızaların giderilmesi için davalıya peşin olarak ödenen 20.000 USD’nin iadesi ile davalıya verilen 5 adet toplam 134.593,42 TL’lik çeklerin iptaline, müvekkilinin davalı şirkete 168.593,00 TL borçlu olmadığının tespitine, müvekkili hakkında davalı tarafça girişilen icra takipleri nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davacı vekili birleşen (Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1 E.) sayılı dava dilekçesinde; Şubat 2001 tarihinde müvekkili tarafından dava dışı şirketten satın alınan tomografi scanner / EBT cihazının davalı şirketin bakımını üstlendiğini, cihazın arızalanması üzerine davalı tarafa tamiri konusunda anlaştıklarını, yapılan tamir işlemlerinden sonuç alınamadığını, müvekkilinin cihazdan randıman alamadığını, maddi zarara uğradığını ileri sürerek asıl dava tarihi olan 29.04.2008 tarihinden işbu dava tarihe kadar olan maddi zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında ilişkinin yedek parça alım satımı ve teknik servis hizmeti verilmesiyle sınırlı olduğunu, cihazdaki arızanın davacının yazılı ikrarı ile sabit olduğunu, proforma faturaya konu edilen tamir kalemleriyle ilgili teklif verildiğini davacının onayı ile ödemenin müvekkiline ulaşması üzerine gerekli tamiratın yapılarak makinanın çalışır vaziyette teslim edildiğini, iddia edildiği gibi herhangi bir gecikmenin bulunmadığını, Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/416 D.İş dosyasına sunulan itirazları nedeniyle tespit raporunun delil niteliğinde olmadığını, borcunu ödemeyen davacıya müvekkilinin yeniden servis verme yükümlülüğünün olmadığını savunarak haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir.

2.Davalı vekili Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/134 E. sayılı dosyasında cevap dilekçesinde; davalı vekili asıl davada ileri sürdüğü nedenlerle birleşen davanın reddini istemiştir.

3.Davalı vekili Birleşen Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1 E. sayılı cevap dilekçesinde; ihtilafa konu olan tomografi cihazının İmatron İNC. unvanlı şirketten satın alındığını, müvekkili şirket ile davacı arasında cihazın alım satım ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin sadece yedek parça alım satımı ve servis hizmeti verilmesinden ibaret olduğunu, cihazdaki arızaların giderildiğinin davacının ikrarı ile sabit olduğunu, şirketin alacağının ödenmemesi nedeniyle davacı şirketin cihazında meydana gelen yeni arızalara ilişkin servis taleplerini karşılıksız bıraktığını, müvekkilinin şirketin borcunu ödemeyen davacıya servis verme yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı şirketin dava dilekçesinde atıf yaptığı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/416 D.İş sayılı dosyasına vaki itirazları nedeniyle tespit raporunun delil niteliğinde olmadığını, davaya konu cihaza müvekkili tarafından teknik servis ve yedek parça temin etmesinden evvel atıl kaldığını, SGK’ya yazılan müzekkerede atıl kaldığı iddia edilen tomografi cihazı ile çekim yapıldığı ve çekim karşılığında emekli sandığı tarafından ücret ödendiğini, davacının iddia edilen tarihler arasında doğabilecek bir zararının bulunmadığını, davacının zararı olsa dahi zararı hafifletme zorunluluğuna uymadığını ve müterafik kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 11.03.2015 tarih, 2008/240 E. ve 2015/138 K. sayılı kararı ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

B. Birinci Bozma Kararı
Dairemizin 24.01.2017 tarih, 2016/8208 E. ve 2017/406 K. sayılı kararıyla davacı yanın ıslah talebine ilişkin ve birleşen dosyada Şişli İcra Müdürlüğünün 2007/15262 E. sayılı dosyası hakkındaki talebi hakkında karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.12.2017 tarih, 2017/368 E. ve 2017/1036 K. sayılı kararı ile dava konusu cihazda tamirin davalı şirket yetkili personeli tarafından yapıldığının açık olduğu, cihazın çekim yapmaması nedeniyle arızalı olduğu, ayıplı olarak satıldığı, davalı firma teknik elemanlarının yanlış servis uygulaması, yetkisiz işlemler, hatalı bağlantılar ile cihazdaki arızaların büyümesine ve tamirinin imkansız hale gelmesine yol açtığı, servis hizmetini satıcı elemanlarının sunması nedeniyle uzmanlığı bulunan bu kişilerce usulüne uygun onarımın yapılmaması sonucu cihazın kullanılamaz duruma geldiği, dolayısıyla satım sözleşmesi gereğince verilen çeklerin iadesi, ödenenlerin istirdatına ilişkin birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/134 E. sayılı dosyasındaki menfi tespit talebi ile asıl dosyasındaki tazminat talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile 942.204,45 TL’nin (150.000,00 TL için dava tarihi olan 29.04.2008, 792.204,45 TL için ise ıslah tarihi olan 18.11.2011 tarihinden) itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacının peşinat olarak ödediği 35.808,00 TL (34.000,00 TL için dava tarihi olan 29.04.2008, 1.808,00 TL için ıslah tarihi olan 18.11.2011 tarihinden) itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, asıl ve birleşen dosya davalısı vekilince temyiz edilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı
Dairemizin 18.12.2018 tarih, 2018/3213 E. ve 2018/6690 K. sayılı kararıyla asıl dava yönünden davacının zararının kapsamına dair araştırma yapılması gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

E. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden; bilirkişi kurulu tarafından asıl davada 2007 yılı hariç tutularak yapılan hesaplama sonucunda bulunan 148.811,62 TL’lik kâr kaybının Yargıtay bozma ilamı ve toplanan delillere uygun olduğu, davacının ayrıca cihaz için yaptığı harcamaları talep edebileceği, söz konusu miktarın 113.206,93 TL olduğu (27.03.2014 tarihli rapor), kâr kaybı ve harcama miktarının toplamı olan 262.018,55 TL tazminatı asıl dava yönünden davacının talep edebileceği, birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/134 E. sayılı dosyası yönünden; davacıya ait cihazın çalışamaz duruma gelmesinin, davalı şirketin elemanlarının kusurlarıyla sebebiyet verdiği, bu nedenle davacının uğradığı bu zarardan davalı şirketin sorumlu olduğu, davacının zarar kapsamında cihaz için yapılan harcamalar ile makul süre ile kâr kaybını isteyebileceği, ayrıca ödediği bedelin iadesini isteyebileceği ve verdiği kambiyo senetlerinden dolayı borçlu olmadığı, birleşen Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1 E. sayılı dosyası yönünden; bilirkişi tarafından asıl davada talep edilen kâr mahrumiyetinin makul süreye ilişkin olduğunu, ancak birleşen dava yönünden talebin makul süreyi aşar nitelikte olduğuna ilişkin görüş bildirildiği, cihazın çalışamaz duruma getirilmesi nedeniyle zarar görenin uğradığı kâr mahrumiyetinin süresiz olarak istenemeyeceği, ancak makul süre için istenilebileceği dikkate alınarak, birleşen dosyadaki dava yönünden davacının haklı olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/134 E. sayılı dosyada davacının davasının kabulüne, birleşen Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1 (9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/65) E. sayılı dosyasında ise davacının sabit olmayan davasının reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2007 yılı 5.aydan itibaren hesap yapılmayarak hataya düşüldüğünü, zira çekim yapılmayan bir dönem için belge sunulamayacağını, dolayısıyla bu dönem için de kar kaybı hesabı yapılması gerektiğini, cihazı tamir edecekken kullanılmaz hale getiren davalı şirket aldığı bedelleri geri ödemekle yükümlü olduğu, bu nedenle birleşen 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/134 E. sayılı dosyası yönünden verilen kararın doğru olduğunu, ancak birleşen Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1 E. sayılı dosyası yönünden verilen kararın hatalı olduğunu, zira soyut bir kavram olan makul sürenin işbu dava için ne olduğunun ve uygunluğunun belirtilmediğini, kaldı ki dünyada sayılı olan çok pahalı bir cihazın kullanılamaz hale getirilmesinde sorumluluğun makul süreye bağlanamayacağını, kendilerine göre makul sürenin ise ticari hayatın gereklilikleri doğrultusunda 10 yıl olduğunu ve buna göre hesap yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamı ile iki farklı rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından üçüncü bir rapor alınmasının uygun olduğu belirtilmişken, mahkemece sanki üçüncü alınan raporda yapılan tespitler peşinen doğruymuş gibi bir kabul ile hüküm kurulduğunu, mahkemenin 2007 yılında davacının cihazı kullandığını ve dolayısıyla cihazın kullanılamamasından dolayı bu dönemde zararının oluşmadığını açık ve net bir biçimde tespit ettikten sonra, 2007 yılındaki sözde cihaz bakım masrafları ile personel, elektrik, su ve kira gideri gibi maliyetler bakımından müvekkilimiz şirketin sorumluluğuna karar vermesi ve ikinci bozma kararı öncesi düzenlenen bilirkişi raporları uyarınca hüküm tesis etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin cihaza ilk müdahale ettiği ocak 2007 arasında geçen zaman zarfında muhtelif şirketlerin cihaza müdahale ettiklerini ve sair arızalar tespit ettikleri ancak gideremediklerini, bu durumun davacının da kabulünde olduğunu, müvekkili şirket tarafından hazırlanan 27.03.2007 tarihli servis raporunda neticeten cihazın normal çalışır durumda bulunduğunun tespit edildiği ve davacı yetkililerinin de itiraz etmeksizin raporu imzaladığını, bir an için ve asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilimiz şirketin sunmuş olduğu yedek parça değişimi hizmeti esnasında bir kusuru olduğu varsayılsa dahi davacının müterafik kusurunun değerlendirilmediğini, zarar azaltıcı eylemlerde bulunmaksızın uzun süre beklenmesinin de müterafık kusurun emaresi olduğunu, müvekkilinin şirket tarafından cihaza 2007 yılının Ocak ayında müdahale edildiğini, davacının tazminat talep ettiği asıl davanın ise müvekkilinin cihaza müdahalesinden yaklaşık 15 ay sonra ikame edildiğini ve davacının bu süreçte sözde cihazda var olduğunu iddia ettiği soruna ilişkin olarak hiçbir aksiyon almadığını, asla alacağın varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte, birinci birleşen davada davacı tarafça dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığı halde ıslah ile talebin artırılmasına müsaade edilmesi ve ıslah ile artırılan tutar üzerinden hüküm tesis edilmesi de açıkça hukuka ve usule aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve ikinci birleşen davada; sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan kâr kaybı ve diğer masraflar olmak üzere maddi zararların tazmini, birinci birleşen davada ise; davacının davalıya sözleşme kapsamında borcun ifası için verdiği çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125 inci maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davalıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davacıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.