Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3480 E. 2023/2785 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3480
KARAR NO : 2023/2785
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/481 Esas, 2021/304 Karar
HÜKÜM :Davanın açılmamış sayılması ve davanın reddi

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kutup Prodüksiyon ve Yayıncılık Tic. A.Ş.’nin fon tarafından yönetim ve denetime el konulan 74 adet medya grubu şirketinden bir tanesi olduğunu, grup şirketlerinin muhasebe kayıtlarının incelenmesinde kasada olması gereken nakit ve çek tutarları ile mevcutlar arasında farklar bulunduğunun tespit edildiğini, Denetim Kurulu Raporu uyarınca şirket kasasında mevcut açığın fiili olarak şirket kasasına ödenmemekle birlikte fiktif olarak ödenmiş gibi gösterilen apel ödemelerinden kaynaklandığı, bu tespit yapılırken aynı zamanda şirketin ortağı olarak resmi kayıtlarda gözükmemelerine rağmen şirket yönetiminin belirli bir grup tarafından yürütüldüğünü, resmi kayıtlarda yer alan şirket ortaklarının ise (figüran ortaklar) göstermelik ve muvazaalı bir şekilde ortak sıfatını taşıdıklarının anlaşıldığını ileri sürerek 29.03.2000, 30.04.2001, 19.04.2002 ve 24.01.2003 tarihlerinden beri ödenmeyen toplam 500.000,00 TL apel ödemesinin şimdilik 126.000,00 TL’nin şirket ortakları, yönetim ve denetim kurulu üyeleri, şirket çalışanları ve hakim ortaklardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, davacı vekili ıslah dilekçesiyle talep sonucunu 500.000,00 TL’ye çıkarmıştır.

II. CEVAP
Davalılar davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 07.05.2015 tarih, 2014/293 E.ve 2015/322 K. sayılı kararı ile iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, fon tarafından el konulan Kutup Prodüksiyon ve Yayıncılık Tic. A.Ş.’nin ortaklarının ödenmediği halde apel ödemelerini ödenmiş gibi gösterdikleri, kasa açığı sermaye alacağının tahsil edilmiş gibi görünmesi sebebiyle oluştuğundan şirket açısından zararın meydana geldiği, zarara sebebiyet veren yönetim ve denetim kurulu üyelerinin de mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 336 ıncı maddesi gereğince zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları, şirket ortakları yönetim ve denetim kurulu üyesi davalıların kasa açığının apel ödemelerinden kaynaklanmadığını ispat edemedikleri, davalı ortaklar, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin zarardan sorumlu oldukları, dava konusu alacağın fon alacağı niteliğinde bulunması nedeniyle zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu ve henüz sürenin dolmadığı, davacı şirkette yönetim kurulu üyesi ve/veya pay sahibi ya da şirkette dava konusu apel ödemelerini tahsil konusunda yetkilendirilmiş/görevlendirilmiş olmayan diğer davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, davalı … …’ın dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşılmakla ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı, davalılar …, …, … ve … yönünden ise davacı vekilinin davayı takip etmediği gerekçesiyle, davalılar …, …, … ve … aleyhine açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 150 nci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, davalı … …’ın dava açılmadan önce öldüğü anlaşılmakla adı geçen aleyhine açılan davanın reddine, davalılar …, …, …, …, … aleyhine açılan davanın ıslah edilmiş haliyle tam kabulü, davalılar … ve … aleyhine açılan davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulü ile 500.000,00 TL’nin (davalı …’nın 275.000,00 TL ile davalı …’ın 200.000,00 TL ile sınırlı olması kaydıyla) anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer davalılar aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmiş, davacı … (TMSF) vekili ile davalılar …, …, …, … vekilleri ile davalı … tarafından temyiz edilmiştir.

B. Birinci Bozma Kararı
Dairemizin 26.06.2018 tarih, 2018/1736 E., 2018/4813 K. sayılı kararıyla; “1-… davalı … vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.

2-… davalı … yönünden temyizden feragat nedeniyle temyiz isteminin reddi gerekmiştir.

3-Davalı …,… bakımından adli yardım talebinin kabulüne ve temyiz itirazlarının incelenmesine karar vermek gerekmiştir.

4- … davacı vekilinin diğer davalılara ilişkin tüm, davalılar …, …, … vekilleri ile davalı …’nın aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

5-… Kasa günlük olarak tutulduğundan geriye dönük olarak kasa açığının hangi tarihte oluştuğunun tespiti gerekmekte olup, zarar ile sorumlular arasındaki illiyet bağının da kurulması gerekirken, kasa açığının el koyma anında mevcut olduğu hususu tespit edilememiş ve davalılar ile zarar arasında illiyet bağı kurulamamış olduğundan mevcut kasa açığından davalıların sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
6-… Davalı … şirket çalışanı olmadığından ve kasa açığına ilişkin şirketi zarara uğratan bir eylem ve işlemi iddia ve ispat edilmediğinden anılan davalının sırf Star Medya grubunda icra kurulu üyesi olması nedeniyle sorumlu tutulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

7-… davalı …’ın şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olmadığı nazara alınarak davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.

8- Kabule göre de, davacı tarafından 18.12.2012 tarihli dilekçe ile davalıların sorumlu olduğu miktarlara ilişkin yapılan açıklamada, davalı …’nın denetçi sıfatıyla 200.000TL’den, davalı …’ın icra kurulu üyesi sıfatıyla 375.000,00TL’den sorumlu olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 26/1. maddesindeki taleple bağlılık kuralını ihlal edecek mahiyette davalı …’nın 275.000TL’den, …’ın da 500.000,00TL’den sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.” gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.03.2021 tarih, 2020/481 E. ve 2021/304 K. sayılı kararı ile … Grubu şirketlerinden olan Kutup Prodüksiyon ve Yayıncılık Tic. A.Ş.’nin taahhüt edilen toplam sermayesinin 500.000,00 TL olduğu, dava dayanağı denetim raporunda saptanan kasa açığının toplam 402.741,46 TL olduğu, kasa açığını oluşturan tutarlardan 225.000,00 TL’sinin şirket ortaklarınca 24.01.2003 tarihinde şirket kasasına ödendiği şekilde kayıtlanan apel ödemesinden kaynaklandığı, davacının dayandığı denetim raporunda kasa açığını oluşturan tutarlardan 225.000,00 TL’sinin apel ödemesinden kaynaklandığı belirtilmesine rağmen davacı davasını 500.000,00 TL olarak ıslah ettiği, Yargıtay bozma ilamında da ifade edildiği üzere … Grubu şirketlerinden olan Kutup Prodüksiyon ve Yayıncılık Tic. A.Ş.’ye TMSF tarafından el konulması sırasında eski yöneticiler ile TMSF tarafından atanan yöneticiler arasında fiili kasa sayım tutanağı, devir tutanağı gibi bir belge düzenlenmediği, kasa açığı bulunduğuna dair belirleme TMSF tarafından yapılan denetleme raporu ile ileri sürüldüğü, kasa günlük olarak tutulduğundan geriye dönük olarak kasa açığının hangi tarihte oluştuğunun tespiti gerektiği, zarar ile sorumlular arasındaki illiyet bağının da kurulması geretiği, kasa açığının el koyma anında mevcut olduğu hususunun tespit edilemediği ve davalılar ile zarar arasında illiyet bağının kurulamadığı, bu nedenle mevcut kasa açığından davalıların sorumlu tutulamayacağı, davalılardan …’ın ortak, yönetim kurulu üyesi ve denetçi olmadığı gibi, şirkette de muhasebe ve finansman ile ilgili bir görevi bulunmadığı ve şirket çalışanı olmadığından kasa açığına ilişkin şirketi zarara uğratan bir eylem ve işlemi iddia ve ispat edilmediğinden anılan davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davalılardan …’ın, TMSF tarafından el konulan Kutup Prodüksiyon ve Yayıncılık Tic. A.Ş.’de şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi sıfatı bulunmadığı, şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesinin … olduğu ve anılan davalıyla ilgisi bulunmadığı anlaşılmakla adı geçen davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davacı şirkette yönetim kurulu üyesi ve/veya pay sahibi ya da şirkette dava konusu apel ödemelerini tahsil konusunda yetkilendirilmiş/görevlendirilmiş olmayan diğer davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, davalı … … …’ın dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşılmakla ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı, davalılar …, …, … ve … yönünden ise davacılar vekilinin davayı takip etmediği, adı geçenler yönünden yasal 3 aylık süresinin dolduğu ve bu davalılar yönünden davanın yenilenmediği anlaşılmakla bu davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalılar …, …, … ve … aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına, davalı … … …’ın dava açılmadan önce öldüğü anlaşılmakla adı geçen aleyhine açılan davanın reddine, davalılar …, …, …, …, …, … ve … aleyhine açılan davaların reddine, diğer davalılar bakımından mahkememizin ilamına göre Yargıtay ilamında bu konuda talep kesinleştiğinden değerlendirmenin ilama göre yapılması gerekeceğinden diğer tüm davalılar bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
1.Şirket ortağı olmayan davalıların şirketteki fonksiyonları nedeniyle fiili organ statüsünde olduğunu, bu nedenle gerçeğe aykırı belgeler düzenleyerek kasa açığına sebebiyet verilmesinden, gerçekte ödenmeyen sermayenin ödenmiş gibi gösterilmesinden sorumlu olduklarını, davaya konu zararlandırıcı işlemlerde davalıların ihmal ve kusurunun bulunduğunu, davalıların kusursuzluklarını ispat edemediklerini, ispat külfetinin davalıların üzerinde olduğunu,

2.5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 133 üncü maddesi uyarınca hükmedilecek vekâlet ücretinin maktu vekâlet ücreti olması gerektiğini savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, gerçeğe aykırı belgeler düzenleyerek temlik alınan şirkette kasa açığına sebebiyet verilmesinden ve gerçekte ödenmeyen sermayenin ödenmiş gibi gösterilmesinden dolayı davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, takdir edilen vekalet ücretinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6762 sayılı Kanun’un 336 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Mahkemece bozma öncesi verilen 07.05.2015 tarih, 2014/293 E. ve 2015/322 K. sayılı ilamıyla davalılar …, …, … ve … aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına, davalı … … aleyhine açılan davanın reddine, davalılar …, …, …, …, … aleyhine açılan davanın kabulüne, davalılar … ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 500.000,00 TL’nin anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer davalılar aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmiş, davacı TMSF vekili ile davalılar …, …, …, … vekilleri ile davalı … tarafından temyiz edilmiştir.

Dairemizin 26.06.2018 tarih, 2018/1736 E. ve 2018/4813 K. sayılı kararıyla; “1-… davalı … vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.

2-… davalı … yönünden temyizden feragat nedeniyle temyiz isteminin reddi gerekmiştir.

3-Davalı …,… bakımından adli yardım talebinin kabulüne ve temyiz itirazlarının incelenmesine karar vermek gerekmiştir.

4- … davacı vekilinin diğer davalılara ilişkin tüm, davalılar …, …, … vekilleri ile davalı …’nın aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

5-… Kasa günlük olarak tutulduğundan geriye dönük olarak kasa açığının hangi tarihte oluştuğunun tespiti gerekmekte olup, zarar ile sorumlular arasındaki illiyet bağının da kurulması gerekirken, kasa açığının el koyma anında mevcut olduğu hususu tespit edilememiş ve davalılar ile zarar arasında illiyet bağı kurulamamış olduğundan mevcut kasa açığından davalıların sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

6-… Davalı … şirket çalışanı olmadığından ve kasa açığına ilişkin şirketi zarara uğratan bir eylem ve işlemi iddia ve ispat edilmediğinden anılan davalının sırf Star Medya grubunda icra kurulu üyesi olması nedeniyle sorumlu tutulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

7-… davalı …’ın şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olmadığı nazara alınarak davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.

8- Kabule göre de, davacı tarafından 18.12.2012 tarihli dilekçe ile davalıların sorumlu olduğu miktarlara ilişkin yapılan açıklamada, davalı …’nın denetçi sıfatıyla 200.000TL’den, davalı …’ın icra kurulu üyesi sıfatıyla 375.000,00TL’den sorumlu olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 26/1. maddesindeki taleple bağlılık kuralını ihlal edecek mahiyette davalı …’nın 275.000TL’den, …’ın da 500.000,00TL’den sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.” gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

Ancak, Mahkemece bozma öncesi verilen davanın kabulüne ve kısmen kabulüne ilişkin kararların temyiz yoluna başvuran ve temyiz itirazları kabul edilen davalılar …, …, …, … dışındaki, bu davalıların haricindeki davalılar …, … ve … bakımından davacı yararına usulü kazanılmış hak oluşturduğu hususu gözönüne alınmadan, bozma ilamına uyulduktan sonra bütün davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın usulü kazanılmış haklar gözetilerek kurulması gerektiğinden bozulması gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,2. Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.