Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3476 E. 2023/3060 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3476
KARAR NO : 2023/3060
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2013/57 Esas, 2022/192 Karar
HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işyerini devretmek istediğini, davalı … ve beraberindeki dava dışı kişilerin işyeri ile ilgilendiklerini belirttiklerini ve devirle ilgili işlemlerin yürütülmesi için müvekkilinden vekaletname istediklerini, müvekkilince davalı …’e vekaletname verildiğini, müvekkilinin vekaletnameyi incelemek istediğinde fotokopi çekmek üzere dışarıya gönderildiğini, döndüğünde vekaletnameyi inceleyemeden imzaladığını, daha sonra müvekkili ile davalının bir çay bahçesinde oturduklarını, müvekkilinin bu sırada vekaletname içeriğinde davalı …’e kendisi adına çek ve senet yetkisinin verildiğini görünce kandırıldığını anladığını ve aynı gün bir bahane ile müvekkilinin çay bahçesinden ayrılarak vekaletname ile aynı tarihli azilnameyi adı geçen davalıya gönderdiğini, daha sonra tarafların aynı gün akşam saat 22.00’ye kadar çay bahçesinde oturduklarını, vekaletnamenin geçersiz ve hükümsüz olduğunu ancak davalı …’in bu yetkisini kötüye kullanarak 05.10.2009 tanzim tarihli, tanzim yeri Antalya olan 06.10.2009 ve 07.10.2009 vadeli 80.000,00 TL ve 50.000,00 TL bedelli iki adet bono düzenleyerek diğer davalıya verdiğini, davalıların birlikte hareket ettiklerini, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını belirterek müvekkilinin takibe konu senetler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, diğer davalının müvekkilinin bir akrabasının yakın arkadaşı olduğunu, diğer davalının müvekkilini arayarak davacının 200.000,00 TL değerindeki işyerini maddi sıkıntı nedeniyle 130.000,00 TL’ye devredeceğini söyleyerek işyerini devralmasını müvekkiline teklif ettiğini, müvekkilinin vereceği para karşılığında senet istediğini, 05.10.2009 tarihinde Antalya’ya gelen diğer davalıya 80.000,00 TL vererek bu tutarda senet aldığını, birkaç saat sonra da 50.000,00 TL’yi tedarik ederek diğer davalıya verdiğini ve karşılığında senet aldığını, paranın işyeri devri nedeniyle verildiği hususunda diğer davalıdan yazılı belge aldığını 07.10.2009 tarihine kadar işyerinin müvekkiline devri gerektiğini, ancak devrin gerçekleşmediği gibi bonoların da iade edilmediğini, bunun üzerine senetlerin takibe konulduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 15.12.2011 tarih, 2009/826 E. ve 2011/515.K. sayılı kararı ile davalı …’in vekalet görevini kötüye kullandığı ve diğer davalı …’ın da vekil eden davacı zararına vekil ile işbirliği yaptığı davalı …’ın davalı …’e verdiği iddia edilen 130.000,00 TL’nin davacıya teslim edildiğine ilişkin yazılı belge bulunmadığını, bu konuda sunulan fotokopi belgenin hukuki bir değer taşımadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının takibe konu edilen senetlerden dolayı lehtar olan davalı …’a borçlu olmadığının tespitine ve davalı …’ın %40 oranında kötüniyet tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı … vekilince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 15.10.2012 tarih, 2012/3052 E. ve 2012/15019 K. karar sayılı kararıyla Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/570 E. sayılı dava dosyasında davacı … …’ın müdahil davalıların da sanık olarak resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin aracı olarak kullandırılmak suretiyle dolandırıcılık ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmaları istemiyle haklarında kamu davası açıldığı ve açılan bu davanın halen derdest olduğu, 818 sayılı Borçlar Kanun’un (818 sayılı Kanun) 53 üncü maddesi hükmü gereğince ceza mahkemesinde saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacak olmasına göre anılan ceza mahkemesinde görülen dava sonucunda verilecek kararın kesinleşmesinin beklenmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile davalıların birlikte hareket ederek, davacıya ait Türkü Bar’ı satın alacakları ve diğer işlemlerde yardımcı olacakları gerekçesiyle ilişki kurdukları ve sonra davacının yapılacak işlemleri için davacıdan vekaletin düzenlenmesi istedikleri, vekaletname düzenlenmesi sırasında davacının iradesi dışında vekaletnameye senet düzenleme yetkisi de eklettirmesi sonucu davacının anılan vekaletnameden dolayı kendisini aynı gün azlettiğini bilmesine ve aralarında senet düzenlemesini gerektirir hiçbir hukuki ilişki olmamasına rağmen senetleri düzenledikleri, ceza dosyasında da böylece davalıların anlatılan bu eylemleri nedeniyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işledikleri sabit görüldüğü ve ceza dosyasının davalı … yönünden kesinleşmesi ile maddi vakıanın da saptandığı, ceza yargılamasında kabul edilen olayın gelişim seyri ve yaşanan maddi vakıa hukuk hakimi tarafından bağlayıcı nitelikte olup taraflar yönüyle de kesin delil niteliğinde olduğundan takip ve dava konusu yapılan senetlerden dolayı, davacının davalı …’a borçlu bulunmadığının tespitine, giriştiği icra takibinde kötü niyetli olduğu saptanan davalı …’ın takip konusu asıl alacağın takdiren %40’ı oranında kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına ve davalı … takip alacaklısı konumunda olmadığından bu davalıya yönelik kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; kambiyo senedi olan bonoda mücerretlik ilkesine göre, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşmasına neden olan temel borç ilişkisi arasında herhangi bir bağlılık olmadığını, ispat külfetinin davcıda olduğunu, senetle ispat kuralının geçerli olduğunu, hukuk mahkemelerindeki ispat kuralının ceza mahkemesinde yargılama usulü ile aşılamayacağını, davacıların imzaları ile ikrar ettikleri bono uyarınca müvekkilinin alacaklı olduğunu, takibe konu bono yasada düzenlenen zorunlu unsurları taşımakta olduğunu ve kambiyo senedi vasfında olduğunu, davacının borçlu olmadıdığını yazılı bir belge ile ispat edemediğini, usul ve yasaya aykırı ola ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanun’un 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalı …’a yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.