YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3446
KARAR NO : 2023/2850
KARAR TARİHİ : 10.05.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/975 Esas, 2020/195 Karar
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 40.415,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı taraftan cari hesap alacağı bulunduğunu, davalı aleyhine 27.648,82 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/932 E. sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açtıklarını, ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dava dosyasında yapılan bilirkişi incelemelerinde müvekkilinin alacağının tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 27.648,82 TL’nin 31.12.2002 tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 09.09.2015 tarih, 2014/859 E. ve 2015/587 K. sayılı kararı ile davalı şirketin usulüne uygun tutulmayan ticari defterlerine göre davacıya 26.407,71 TL tutarında borçlu olduğu, bu kaydın davalı aleyhine delil teşkil ettiği, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve kendi defterlerine göre davacının, davalıdan 27.648,82 TL alacaklı olduğu, bu durum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davacı lehine delil teşkil ettiğinden davacının cari hesaptan dolayı davalıdan 27.648,82 TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, davalı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de davanın 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.06.2016 tarih, 2016/2603 E. ve 2016/10545 K. sayılı kararıyla taraflar arasında, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı kanun) 87 nci maddesi anlamında bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı ve somut olayda cari hesap sözleşmelerine ilişkin aynı Kanun’un 99 uncu maddesinde öngörülen zamanaşımı hükmünün uygulanması mümkün olmadığından yerel mahkemenin bu yöndeki gerekçelerinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak davaya konu bazı faturaların dava tarihinden geriye doğru 10 yıllık zamanaşımının dolması nedeniyle her bir kalem için ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiği, bu değerlendirme sırasında sözleşmede yer alan 125 günlük muacceliyet tarihlerinin gözetilip, davalı defterlerinde 26.407,71 TL borç kaydı bulunduğu ve kendi defterindeki bu kaydın davalının aleyhine delil teşkil edeceği hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda bozma ilamında belirtildiği gibi her bir fatura için ayrı ayrı değerlendirme yapıldığı, değerlendirme sırasında sözleşmede yer alan 125 günlük muacceliyet tarihlerinin gözetildiği, dava tarihinden 10 yıl evvel düzenlenmiş 2 adet fatura olduğu, bu iki fatura yönünden 125 günlük muacceliyet süresi dikkate alındığında ve zamanaşımı muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından bu iki fatura için alacağın zamanaşımına uğramadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 27.648,82 TL’nin takip tarihi olan 19.03.2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlarda ayrıntılı inceleme ve değerlendirme içermediğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, dava konusu alacağın dayanağı olarak kabul edilen 2002 yılına ilişkin cari hesap çizelgesinin hukuken hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, cari hesap ilişkisinin geçerli bir şekilde kurulmadığını, geçerli olduğu kabul edilecekse zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu ve alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, cari hesaptan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 222 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.