Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3379 E. 2023/2801 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3379
KARAR NO : 2023/2801
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1292 Esas, 2022/231 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/4 E. – 2016/214 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tasarım hakkına tecavüz ve maddi, manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili ve duruşmasız olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı adına Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde 2014/03359 sayı ile tescilli çoklu endüstriyel tasarım üzerinde inhisarı lisans sözleşmesi gereğince hak sahibi olduğunu, 2-4-5-7 ve 16 sayılı tasarımların LATİFA markasıyla üretim ve satışının yapıldığını, davalının ESLEYNA markasıyla aynı tasarımları üretip, mağaza ve “www.esleyna.com” internet sitesinde satışını yaptığını, İzmir Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/59 D. İş sayılı dosyasından delil tespiti yapıldığını, davalı eyleminin mülga 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye göre tasarım hakkına tecavüz ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndaki haksız rekabete ilişkin hükümlere de aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek tasarıma tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, 6100 sayılı Kanun’un 107 nci maddesi kapsamında 1.000,00 TL maddi tazminat ve 1.000,00 TL itibar tazminatı ile 30.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline karar talep etmiş, maddi tazminata ilişkin talebini 21.08.2015 tarihli dilekçesiyle 15.544,00 TL’ye, 17.10.2016 tarihli dilekçesiyle de 75.000,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap vermemiş, davalı vekili aşamalardaki beyanlarında davaya konu çok sınırlı sayıdaki ürünlerin 2014 yılında 10-15 adet kadar satın alınarak “esleyna.com” üzerinden satışa sunulduğunu, ancak sitenin ilgi görmediğinden kapatıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2016 tarihli ve 2015/4 E., 2016/214 K. sayılı kararıyla; davaya konu çoklu endüstriyel tasarımın 2, 4, 5 ve 7 sayılı tasarımları ile davalının internet sitesinde satışa arz ettiği ürünlerin benzer olduğu, 16 sayılı tasarımın ise benzer olmadığı, davacı ve davalının cirosu faaliyet gösterdiği sektör ve faaliyet alanı göz önüne alındığında hak ve nesafet ölçüsünde maddi tazminatın tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının tescilli 2014/03359 sayılı endüstriyel tasarımına (2, 4, 5, 7) ilişkin tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, tecavüze konu tasımların www.esleyna.com alan adlı internet sitesinde satışının önlenmesine, devam edildiği taktirde siteye erişimin engellenmesine, 15.000,00 maddi tazminat ve 5.000,00 TL manevi tazmitanın 10.11.2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar özetinin ilanına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2020 tarihli ve 2017/3974 E., 2020/993 K. sayılı kararı ile, ikinci dilekçe ile arttırılan talep yönünden ıslah talebi usul yönünden kabul edilmediğinden davalı lehine hüküm altına alınan vekâlet ücretinin hatalı olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi gereği Mahkemenin hakkaniyete göre maddi tazminat takdiri yerinde görülmekle birlikte tespit tarihi ile dava tarihi arasındaki 44 günlük hesaplama yönünden takdir edilen 15.000.00 TL tazminat miktarının yüksek olduğu gerekçesiyle davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacının 2014/03359 sayılı endüstriyel tasarımına (2, 4, 5, 7) ilişkin tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, tecavüze konu tasarımların www.esleyna.com alan adlı internet sitesinde satışının önlenmesine, devam edildiği takdirde siteye erişimin engellenmesine, 5.000,00 maddi tazminat ve 5.000,00 TL manevi tazminatının 10.11.2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan davacıya verilmesine, karar özetinin Türkiye’de genel yayın yapan gazetelerden birinde masrafı davalıdan alınmak üzere ilanına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 22.04.2021 tarih, 2020/5936 E. ve 2021/3965 K. sayılı kararıyla davacı vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilmiş, davalı vekilinin de sair temyiz itirazları reddedilerek, eldeki davada Değişik İş dosyadan alınan bilirkişi raporunda davacıya ait 2014/03359 sayılı çoklu tasarım ürünler ile davalıya ait ürünlerin mukayesesi sonucunda 2014/03359-2, 4 ve 5 sayılı tasarımlara konu ürünlerin kalıp ve nakış tasarımlarıyla birebir benzerlik teşkil etmediği, kullanım amaçları ve hitap ettiği hedef kitlenin aynı olduğu, diğer 7 ve 16 sayılı ürünlerin ise kalıp tasarımlarıyla birebir aynı olduğu, kullanım amaçları ve hitap ettiği hedef kitlenin de aynı olduğu, bilinçli tüketici bakımından yanıltıcı olduğu yönünde tespitte bulunulduğu, yargılama aşamasında alınan 15.07.2015 tarihli kök raporda ise kısaca 2014/03359-2, 4, 5, 7 sayılı çoklu tasarıma konu ürünler yönünden bilinçli tüketici tarafından karıştırılmaya müsait olduğu, 16 sayılı tasarım yönünden ise bilinçlenmiş tüketici nezdinde taraf ürünlerinin karıştırılmaya müsait olmadığı ve iltibastan bahsedilemeyeceği yönünde kanaat bildirildiği, İlk Derece Mahkemesince 15.07.2016 tarihli kök rapora dayalı hüküm kurulmuş ise de, değişik iş dosyasından alınan rapor ile hükme esas alınan bilirşi raporunda davaya konu ürünlerin benzerliği konusunda yapılan değerlendirmeler yönünden açık çelişki bulunduğundan yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınıp raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle davalı temyizi kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı doğrultusunda davalının istinaf sebeplerinin değerlendirilebilmesi için 20.10.2021 tarihli duruşmada yeni bir bilirkişi heyetinden çelişkileri giderecek şekilde rapor alınmasına, 3.000,00 TL bilirkişi ücretinin davalı tarafça iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmasına karar verildiği, kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı taktirde dosya kapsamına göre karar verileceğinin ihtar olunduğu, ara kararın davalı vekiline tebliğine rağmen, davalı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılmadığı ve 6100 sayılı Kanun’un;

Duruşmaya Gelinmemesi ve Giderlerin Ödenmemesi başlıklı 358. maddesinde;
” (1) Duruşmalı olarak incelenen işlerde taraflara çıkartılan davetiyelerde, duruşmada hazır bulunmadıkları takdirde tahkikatın yokluklarında yapılarak karar verileceği hususu ile başvuran tarafa çıkartılacak davetiyede, ayrıca, yapılacak tahkikatla ilgili olarak bölge adliye mahkemesince belirlenen gideri, iki haftadan az olmamak üzere verilecek kesin süre içinde avans olarak yatırması gerektiği açıkça belirtilir.

(2) Başvuran, kabul edilebilir bir mazerete dayanarak duruşmaya gelemediğini bildirdiği takdirde, yeni bir duruşma günü tayin edilerek taraflara bildirilir.

3) (Değişik fıkra: 22.07.2020 – 7251 S.K./37. md) Belirlenen giderin, verilen kesin süre içinde yatırılmış olması kaydıyla, taraflar mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadıkları takdirde tahkikat yokluklarında yapılarak karar verilir. Belirlenen gider, süresi içinde yatırılmadığı takdirde, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilir. Şu kadar ki, öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hâllerde başvuru reddedilir.” hükmüne yer verildiği, davalı tarafça, yapılan ihtarat ve verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücreti yatırılmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, ancak İlk Derece Mahkemesince hükmedilen maddi tazminat miktarı Dairelerinin kararı ile indirilerek 5.000,00 TL maddi tazminata hükmedildiğinden ve davacı vekilinin temyiz başvurusunun reddine karar verildiğinden, maddi tazminata yönelik karar davalı yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiğinden tarafların kazanılmış haklarının korunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davacının tescilli 2014/03359 nolu endüstriyel tasarımına (2,4,5,7) ilişkin tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, tecavüze konu tasarımların www.esleyna.com alan adlı internet sitesinde satışının önlenmesine, devam edildiği takdirde siteye erişimin engellenmesine, 5.000,00 TL maddi tazminatın 10.11.2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın 10.11.2014 tarihiden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kararın ilanına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmadığından davalının bozma gerekçesinden vazgeçmiş sayılacağı ve müvekkili lehine usulü kazanılmış hak oluştuğunu, İlk Derece Mahkemesince, talep ettikleri maddi tazminata ilişkin doğru yöntemle hesaplama yaptırılmadığını, belirsiz alacak davası olmasına rağmen taleplerinin ksımi dava olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığını, dosyada alınan bilirkişi raporlarında hesaplanan maddi tazminat miktarı açıkken hâkimin kişisel takdirine göre 6098 sayılı Kanun’un 50 ve devamı maddelerindeki sınırları aşmak suretiyle maddi tazminat miktarından fahiş indirim yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu şekilde müvekkili aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin de hukuka aykırı olduğunu, lehlerine hükmedilen tazminat miktarlarının neredeyse aleyhlerine hükmedilen vekâlet ücretine denk geldiğini ve bu şekilde müvekkilinin mahkemeye erişim hakkının kısıtlandığını, manevi tazminat miktarının düşük takdir edildiğini, itibar tazminatına yönelik taleplerinin reddinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; huzurdaki davada maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, müvekilinin üretim faaliyetinin olmadığını, piyasadan aldığı az sayıdaki ürünü internet kanalı aracılığıyla kısa bir süre için sattığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı ve 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddeleri uyarınca kendi iddialarını ispat ile yükümlü olan davacının, bu uğurda delil ikamesi için gereken masrafları karşılaması gerekmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesince aksi yönde hareket edilmesinin doğru olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 190, 324 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
Dava, tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesinin davanın kısmen kabulüne dair kararı Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılmış, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar ise Dairemizce, davalı vekilinin temyizi kabul edilerek, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi hususuna işaret edilerek bozulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafça, yapılan ihtarat ve verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücreti yatırılmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmişse de, 6100 sayılı Kanun’un ‘İspat yükü’ başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, ‘Delil ikamesi için avans’ başlıklı 324 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır…” ve 4721 sayılı Kanun’un ‘İspat yükü’ başlıklı 6 ncı maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiş olup, davacının davasını ispat amacıyla bilirkişi deliline dayandığı dikkate alınarak bilirkişi incelemesi için gerekli masrafın 6100 sayılı Kanun’un 324 üncü maddesi uyarınca davacıdan alınması ile inceleme yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın, verilen kesin süreye rağmen gerekli masrafı yatırmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istekleri halinde ilgililere iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.