Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3362 E. 2023/5603 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3362
KARAR NO : 2023/5603
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1886 Esas, 2022/304 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/193 E., 2019/513 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 03.10.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin taraflar arasındaki satım sözleşmesi gereğince davalı tarafa peynir sattığını, yoğun ticaret sebebiyle davalının düzenlediği tüm faturaların kayıtlara işlendiğini, davalının sözleşme ile ilgisi bulunmayan hizmet bedeli, denetim bedeli vb. adlar altında müvekkiline faturalar düzenlediğini, davalı tarafın önceki yıllarda düzenlediği gerekçesiz faturalar sebebiyle müvekkilince 04.03.2014, 15.03.2014 ve 25.03.2014 tarihli iade faturaları düzenlendiğini, faturaları tebliğ alan davalının bu faturalara süresinde itiraz etmediğini, 2013 yılında davalının haksız olarak düzenlediği faturalar nedeniyle müvekkiline 110.261,21 TL iade yaptığını, mesnetsiz kesilen faturaların müvekkili borçlandırmayacağına dair taraflar arasında görülüp kesinleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/678 E. sayılı dosyasında verilen kararın kesin delil niteliğinde olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, 2009 yılında kayıtlarına aldığı faturaları aradan 5 yıl gibi bir süre geçtikten sonra kötü niyetli olarak iade faturası düzenlemek sureti ile haksız bir alacak kaydı oluşturmaya çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 18.04.2019 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında 31.12.2012 tarihine kadar olan dönemi kapsayacak şekilde 20.02.2013 tarihinde mutabakat yapıldığını, mutabakatnameden sonra davacının 2014 yılında geçmişe dönük işlem yaparak 2007-2008-2009 yıllarına ilişkin iade faturası düzenlediğini, davacının 2007-2008-2009 yıllarında itiraz etmeyip kabul ettiği fatura bedellerinin yıllar sonra iade faturası ile talep edilmesinin hukuken korunamayacağını, müvekkilince kesilen faturaların sözleşmeye uygun olduğunu, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/678E., 2015/716 K. sayılı ilamının emsal teşkil etmeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının takibe dayanak yaptığı üç adet faturaya konu olan 2007, 2008 ve 2009 yıllarında davalı tarafından davacı yana düzenlenen faturaların davacı tarafından süresinde iade edilmeksizin defterlerine işlendiği, davalıya ödemelerde bulunulduğu ve kesinleştiği, taraflar arasındaki ticari ilişki ile ilgili 20.02.2013 tarihinde 31.12.2012 tarihine kadarki dönemi kapsayan mutabakatta da bu hususun ileri sürülmediği, davacının tek taraflı düzenlediği, davalının kayıtlarında yer almayan iade faturalarının davacıyı alacaklı hale getirmeyeceği, söz konusu iade faturalarının, davalı tarafından düzenlenen faturaların davacı tarafça tebliğ alınmasından itibaren 8 günlük yasal süresi içerisinde düzenlenmemesi nedeniyle davalı tarafça iade faturalarına itiraz edilmemiş olmasının davalının aleyhine sonuç doğurmayacağı, davacı tarafça ticari defterlerine kayıt edildiği beyan edilen, mahsup suretiyle bedellerini davalıya ödediği kesinleşen faturalardan bir kısım kalemlerin dayanağı olmadığı gerekçesi ile yaklaşık 5 ila 7 yıl sonra iade talebinin bir dayanağı bulunmadığı, davacı taraf Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından onanan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/678E., 2015/716 K. sayılı kararının bulunduğunu belirtmiş ise de kesinleşen kararın farklı bir dönem, farklı bir iade faturasına ilişkin olup eldeki dava için kesin delil teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; iade faturasına konu faturaların dayanağı bulunmadığını, bu hususun kesinleşen Mahkeme kararı ile sabit olduğunu, işbu davanın önceki kısmi davanın ek davası mahiyetinde olduğunu, davalının sözleşmeye uygun düşmeyen faturalar düzenlediğinin 2014 yılına ait mutabakat sürecinde farkedildiğini, 2013 yılında davalının haksız olarak düzenlediği faturalar nedeniyle müvekkiline 110.261,21 TL iade yaptığını, davalının 2013 yılından önceki faturaları iptal edemeyeceği için müvekkilinden iade faturası istediğini, müvekkilince düzenlenen iade faturaları davalı tarafça tebliğ alınmasına rağmen yasal sürede itiraz edilmediğini, davalının söz konusu faturaların dayanağını açıklamadığını, söz konusu faturaların müvekkilince ödenmeyip davalı tarafça cari hesap alacağından kesilmek suretiyle tahsil edildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafça düzenlenen iade faturalarına dayalı icra takibinin iptali koşullarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.