YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3337
KARAR NO : 2023/2819
KARAR TARİHİ : 09.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/184 Esas, 2022/195 Karar
HÜKÜM : Karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin hükümsüzlüğünün tespiti ve alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı vekili ve davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket yöneticileri tarafından yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek faiz verileceği vaadiyle para toplama faaliyetinde bulunulduğunu, müvekkilinden 20.400,00 DM tahsil edildiğini, müvekkili ile davalılar arasındaki işlemin müvekkilinin iradesini sakatlayan hileli bir işlem olması nedeniyle geçersiz olup, davalılarca yürütülen para toplama faaliyetinin de Sermaye Piyasaları Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Bankalar Kanunu’na aykırı olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisi olarak nitelendirilemeyeceğini, hileli bir yatırım sözleşmesi olduğunu, davalıların müvekkilinin zararından sorumlu olduklarını ileri sürerek davalıların sorumluluğunun tespitine, müvekkili ile davalılar arasında kurulan ilişkinin hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.400,00 DM ( 10.430, 35 Euro) karşılığı 22.950,90 TL’nin 17.07.2000 tarihinden itibaren Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin 3095 sayılı Kanun’un (3095 sayılı Kanun) 4/a maddesi uyarınca faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’i ve husumet itirazında bulunmuş, davacının müvekkili şirkete ortak olduğunu ancak davacıya iddia edildiği şekilde herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, davacıya ortak olurken ödediği paranın iadesinin mümkün olmadığını, zira anonim şirketlerde ortakların paylarının alacak davasına konu yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı … davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 26.06.2018 tarih, 2017/19 E. ve 2018/421 K. sayılı karar ile davacının ortaklığının sahih olmadığı, ortaklık ilişkisinin şeklen var olduğu, yatırılan paranın tamamının istendiği her an geri alınabileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verilebileceği garantileri ile para tahsil edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 22.950,90 TL’nin 17.07.2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı şirket vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
Dairemizin 22.10.2019 tarih, 2018/5308 E. ve 2019/6577 K. sayılı kararıyla davada davacı tarafından “TL” cinsinden talepte bulunulduğundan, mahkemece yabancı para cinsinden alacaklar bakımından cari olan 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi çerçevesinde faiz işletilmesine karar verilmesinin kanunun açık hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle hükmedilen faiz oranı yönünden kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, karar aleyhinde davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
C. Bozma Kararı
Dairemizin 30.03.2021 tarih, 2020/395 E. ve 2021/3105 K. sayılı kararı ile davadan sonra yürürlüğe giren 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un (7194 sayılı Kanun) 41 inci maddesinin değerlendirilmesi gereğine işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Sermaye Piyasa Kurulu Başkanlığının 15.09.2021 tarihli cevabi yazısında, davalı …Ş’nin pay sahibi sayısı nedeniyle paylarının halka arz olmuş sayıldığı ve bu nedenle Borsa’nın Serbest İşlem Platformu’nda 18.12.2014 tarihinden itibaren işlem gördüğü, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.’den alınan bilgiye göre şirketin yazı tarihi itibarıyla yaklaşık 2.432 ortağı bulunduğunun bildirildiği, davalı şirketin 7194 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi kapsamında bir şirket olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında, geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekâlet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır düzenlemesi uyarınca, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve maktu vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı …Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı şirketin 7194 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, mahkemece davalı …’ın söz konusu kanun kapsamına girip girmediğine dair herhangi bir tespit yapılmadığını, karara dayanak kanun maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
2.Davalı …Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; “davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı” kararının kaldırılarak, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi.
3.7194 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekili ve davalı …Ş. vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ve davalı …Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı şirkete yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
#########