YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3213
KARAR NO : 2023/5564
KARAR TARİHİ : 04.10.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğundan, davalı … yönünden reddinre karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 03.10.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. İlter Yaz dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalılardan …’in davacı şirketin ortağı iken paylarının yarısını müvekkili …’a, diğer yarısını …’a 10.05.2017 tarihinde devrederek şirketten ayrıldığını, ancak 09.05.2017 tarihinde şirkete ait taşınmazı diğer davalı ve oğlu … Korkmaz’a muvazaalı devrettiğinin hisse satışından sonra müvekkillerince öğrenildiğini, davalıların şirketten ve ortaklardan mal kaçırmayı amaçladığını, taşınmazın satış bedelinin şirkete verilmediğini, devir hususunda bir karar alınmadığını, taşınmazın borcunun halen davacı şirket tarafından ödendiğini ileri sürerek Gaziantep İli, Şehitkamil İlçesi, Emek Mahallesi, Ada 840, Parsel 16 sayılı taşınmazın 10 numaralı bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkili şirket adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı …’ın şirkette kime ve neye ait olduğu anlaşılmayan ödemelerinden sonra müvekkillerinden …’in şirketten ayrılmaya karar verdiğini, taşınmazın değerinin müzakere edildiğini, yapılan anlaşma uyarınca 626.760,00 TL’nin şirkete ödendiğini, taşınmaz için çekilen kredinin de müvekkilerince ödeneceğini, nitekim tüm ödemelerin müvekkilleri tarafından yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yöneticinin sorumluluğundan kaynaklı bir tazminat talebinin bulunmadığı, talebin sadece tapu iptal tescil olduğu, davalı …’e husumet yöneltilemeyeceği, sözleşmenin tarafı olan davacı şirketin taraf muvazaasını yazılı delille ispatlayamadığı, tarafların şirket ortaklığında anlaşamadıkları, ortaklıktan ayrılma konusunda devir tarihinden önce müzakereler yapıldığı, dava konusu yerin şirket ortağı davalı …’in üzerinde bırakılması ve kalan banka borçlarının onun tarafından ödenmesi ile bir kısım stok ve borçlarında paylaşılması konusunda görüşmeler yapıldığı, dava konusu yerin devirden sonra yine davalılar tarafından kullanılmaya devam edildiği, devir tarihinden sonra dava tarihine kadar ve hatta dava tarihinden sonraki taksitlerin davalı tarafça ödendiği, devir tarihi ve dava tarihi arasında davacı şirkete ait kredi borcunun da davalı tarafça ödenmeye devam edildiği, davalı …’in 02.05.2017 tarihinde davacı şirkete 491.000,00 TL ödeme yaptığı, ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra 17.05.2017, 17.05.2017 ve 08.06.2017 tarihinde davacı şirkete sırasıyla 37.500,00 TL, 10.500,00 TL, 87.760,00 TL ödediği, taşınmazın devir tarihi itibariyle davacı şirketin 401.561,38 TL ana para borcu kaldığı, bu bedellerin toplamda taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedeline tekabül ettiği, devrin bedelsiz ve muvazaalı yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’un davalı …’a bedelsiz ve muvazaalı olarak dükkan vasıflı taşınmazı devrettiğini, devre kadar davacı şirketin tek taşınmazı da olan dava konusu dükkanda satış yaptığını, halen kayıtlarında görünen taşınmazın şirket için hayati önem taşıdığını, satış hakkında şirketçe bir karar alınmadığını, satış bedeli olarak şirkete ve diğer ortakları bir ödeme yapılmadığını, davalıların iddialarına konu havalelerin taşınmazla ilgisinin bulunmadığını, davalının taksit ödemesinin taşınmazın satış bedelini ödediğine delil olmadığını, gerçek kişi davacıların satışta taraf sıfatını taşımadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı … yönünden verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşıldığı, davacı vekilinin istinaf itirazlarının davalı … hakkında verilen karar bakımından yerinde görülmediği, davalı …’in muvazaa olgusunun tarafı olduğu iddia edildiğinden, muvazaanın kanıtlanamaması nedeniyle aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmesi ve her iki davalı bakımından red sebepleri ortak olduğundan kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine tek bir vekâlet ücreti takdiri gerekirken, taşınmazın maliki olmadığı gerekçesiyle …’e karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi ve lehine maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların baba-oğul olduklarını, devir tarihinde şirketin tek yetkilisi davalı …’un davalı …’a bedelsiz ve muvazaalı olarak dükkan vasıflı taşınmazı devrettiğini, davacı şirketin tek taşınmazı da olan dava konusu dükkanda davalılarca ele geçirilmesine kadar beyaz eşya, yatak ve küçük ev aletleri sattığını, halen şirketin defter ve kayıtlarında görünen taşınmazın şirket için hayati önem taşıdığını, satış hakkında şirketçe bir karar alınmadığını, satış bedeli olarak şirkete ve diğer ortakları bir ödeme yapılmadığını, fatura kesilmediğini, davalı …’un şirkete borçlu olduğunu, davalı …’ın taşınmazı satın alabilecek maddi durumunun bulunmadığını, davalıların iddialarına konu havalelerin taşınmazla ilgisi olmadığını, davalının taksit ödemesinin taşınmazın satış bedelini ödediğine delil sayılamayacağını, davalıların savunmalarında geçen anlaşmanın sunulamadığını, gerçek kişi davacıların satışta taraf sıfatını taşımadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi.
3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 538 inci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Davacılar vekili, şirket ortaklarınca bir karar alınmadan işlem tarihinde şirketi münferiden temsile yetkili davalı … tarafından şirket için hayati önem taşıyan dava konusu taşınmazın diğer davalıya devredildiğini, devrin muvazaalı yapıldığını, devir bedelinin şirkete ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Kural olarak şirketi temsile yetkili müdürün şirkete ait bir malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunabileceğinin kabulü gerekir. Ancak 6102 sayılı Kanun’un 538 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca önemli miktarda aktiflerin toptan satılabilmesi için genel kurulun kararı gereklidir. Satılacak malvarlığının, şirketin varlığını sürdürebilmesi için hayati önemi haiz bulunması ve şirketin fiilen tasfiyesine yol açacak ölçüde olması halinde satış kararı verilmesi şirket genel kurulunun yetkisindedir.
2. Davacı şirketin ortaklar kurulunca dava konusu taşınmazın satışına ilişkin bir karar alınmadığı 08.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği gibi bu husus taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda Mahkemece davalı şirketin tüm malvarlığının araştırılması, bir bilirkişi heyeti oluşturularak şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması suretiyle dava konusu taşınmazın, davacı şirketin varlığını sürdürebilmesi için hayati önemi haiz bulunup bulunmadığının, taşınmazın satılmasının şirketin fiilen tasfiyesine yol açıp açmadığının araştırılması ve sonucuna bir karar verilmesi gerekirken sadece muvazaa ve bedelsizlik iddiasının değerlendirilmesi suretiyle eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacılara iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.