Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3155 E. 2023/2562 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3155
KARAR NO : 2023/2562
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/366 Esas, 2022/156 Karar
HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 28.09.2012 tarihinde davalı bankadan 2.000.000,00 TL tutarında kredi kullandığını, 9. taksidini ödediğinde bakiye 1.778.062,65 TL borcunun kaldığını, bankanın erken kapama ücreti alınmayacağını bildirmesi üzerine 18.07.2013 tarihinde borcun tamamen ödendiğini, ancak davalının haksız olarak 74.678,60 TL tutarında erken kapama ücreti tahsil ettiğini, yine müvekkilinden yapılan hesap işletim ücreti tahsilatının dayanağının bulunmadığını, ayrıca sözleşmede yer almadığı halde banka tarafından 28.09.2012 tarihinde 7.000,00 TL dosya masrafı alındığını, sözleşmedeki erken ödeme komisyonu alınacağına dair düzenlemenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 20 nci ve devamı maddeleri kapsamında genel işlem koşullarından olduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini istemiş, 11.11.2014 kayıt tarihli dilekçesi ile toplam 74.678,60 TL’nin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tüm işlemlerin Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında yapıldığını, erken kapama halinde komisyon alıncağının sözleşmede kararlaştırıldığını, bankanın reel zararının alınan erken kapama komisyonundan daha fazla olduğunu, dosya masrafı ve hesap işletim ücretinin de sözleşme çerçevesinde alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 23.02.2016 tarih, 2014/757 E. ve 2016/145 K. sayılı kararı ile 60 ay sürede geri ödemesi planlanan kredinin ilk 9 taksitinin ödenmesinden sonra 51 ay önce kapanmasının bankanın maliyetlerini artıracağı, yargı içtihatları ve diğer bankaların da taksitli ticari kredilerin erken kapatılması durumunda ana para üzerinden %4 – %5 oranında erken kapama komisyonu tahsil ettikleri dikkate alındığında davalı banka tarafından %4 oranı üzerinden erken kapama komisyonu tahsil edilmiş olmasının uygun olduğu, genel kredi sözleşmesinin 2.09 maddesindeki düzenlemenin haksız şart olarak değerlendirilemeyeceği, davacının basiretli bir tacir gibi hareket ederek öncelikle bir çok bankadan faiz oranı ve dosya masrafı gibi tüm masraflara ilişkin fiyat alıp sonra en avantajlı fiyatlama yapan bankadan kredi kullanmaya karar vereceğinin kabul edilmesi karşısında 7.000,00 TL dosya masrafı alınacağının kabul edilerek kredinin kullanıldığının kabulünün gerektiği, alınan dosya masrafının da kullanılan kredinin %0,35’i olduğu dikkate alındığında davacının dosya masrafı adı altında tahsil edilen tutarı iade isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 21.05.2018 tarih, 2016/11123 E. ve 2018/3743 K. sayılı kararı ile ” 6098 sayılı Kanun’un 20-25 inci maddelerinde genel işlem koşulu denetimine ilişkin ilkelere yer verilmiş olup, mahkemece, sözleşmenin 01.07.2012 tarihinden sonra imzalandığı ve 6098 sayılı Kanun’un 20 nci ve devamı maddelerindeki genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına bir engel olmadığı nazara alınarak, sözleşmenin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve ortaya çıkan boşluğun da doldurularak, varsa davacıdan tahsil edilen fazla tutarların iadesine karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 2.08 ve 2.09 maddelerinde bankanın komisyon ve erken ödeme ücreti alabileceği belirtilmiş, ancak bu komisyon ve ücretlerin oranına ya da hesaplama tarzlarına sözleşmede yer verilmemiştir. Alınan masraf ve komisyonlar konusunda 6098 sayılı Kanun döneminde alınan krediler yönünden 5411 sayılı Bankacılık Kanunu (5411 sayılı Kanun) 144 üncü maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına istinaden Merkez Bankasının çıkarmış olduğu 09.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2006/1 sayılı tebliğin 4’üncü maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle, Merkez Bankasına yapılan bildirim oranları varsa bu miktarlar aşılmamak suretiyle, gerek 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 80 ve gerekse de 6098 sayılı TBK’nın 96 ncı maddeleri gözetildiğinde, davalı bankanın erken ödeme halinde uygun bir komisyon alabileceği kabul edilerek, mahkemece, genel kredi sözleşmesi, banka kayıtları ve konuya ilişkin sözleşme hükümleri ile diğer bankaların da benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları getirtilip, bankacılık uygulamasında davalının tahsil ettiği tutarın uygun olup olmadığı konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile bilirkişi raporu alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut verilere dayanmayan ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle %4 oranında tahsil edilen erken ödeme ücreti ve 7.000 TL dosya masrafı alınmasının uygun olduğu gerekçesiyle eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmediği..” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

C. Karar Düzletme Kararı
Dairemizin 02.06.2020 tarih, 2018/5112 E. ve 2020/2566 K. sayılı kararı ile Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile 39.117,35 TL fazla tahsil edilen erken kapama komisyon bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya yönelik istemlerin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme ilamında genel işlem koşullarına ilişkin, davaya konu komisyon bedelinin oranın karşılıklı olarak müzakere edilerek belirlendiğine ilişkin tespit ve bu kapsamda da genel işlem koşulu şartlarının oluşmadığı değerlendirmesi hukuka uygun olduğunu, ancak Mahkemece hukuka uygun olarak yaptığı bu değerlendirmeden sonra kendi tespit ve değerlendirmesi ile çelişkili olarak, tarafların karşılıklı olarak anlaşarak belirledikleri oran üzerinden yapılan tahsilatın bir kısmının iadesine karar vermesinin kemdi içinde çelişki oluşturduğunu, müvekkili banka ile davacının karşılıklı iradelerini birbirlerine uygun olarak açıklamalarının 6098 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi kapsamında sözleşme hükmünde olduğunu, davacının yazılı olarak erken kapama talep ettiğini, talebinin müvekkili banka tarafından belirtilen şartlarda kabul edildiğini, davacı tarafından öngörülen şartların kabul edilmediğini, devamında 17.07.2018 tarihli yazılarında belirtilen erken kapama bedelinin davacının 18.07.2018 tarihli talimatıyla kabul edildiğini ve erken kapama bedeli olarak bildirdikleri bedelin ihtirazi kayıt olmaksızın davacı tarafından kendi hesabına yatırıldığını, ayrıca davacı taraf davasını önce 10.000,00 TL üzerinden harçlandırdığını, aşamada talebini arttırarak 74.678,60 TL olarak davasını harçlandırdığı, son olarak da 18.02.2022 tarihli dilekçesiyle de dava değerini 29.117,35 TL üzerinden yeniden arttırdığını ve bu bedeli de harçlandırdığını beyan ettiğini, davanın harçlandırılmış güncel değeri 103,795,95 TL olduğunu, Mahkemece verilen kararda ise kabul ret oranına göre lehe ve aleyhe hükmedilen yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri hatalı olarak hesaplandığını, Mahkeme ilamı sonrasında, davacının Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/65 E. sayılı dosyası ile iflas talebinde bulunduğu, Antalya Genel İcra Dairesi 2020/7 İflas dosyası üzerinden tasfiyesine başlandığı bilgisi edinilmiş olup, vekalet ilişkisinin iflas halinde sona ermesi nedeniyle, iflas masasına davaya devam edip etmediğine dair müzekkere yazılması gerektiğinin, davacı tarafın vekil kaydının silinmesi gerekirken, Mahkemece yetkisiz vekil tarafından takip edilen davanın kabulüne karar verilmesininde hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesine istinaden davacıdan alınan erken ödeme ücreti, dosya masrafı, hesap işletim ücretinin iadesi istemlerine ilişkin olup, kesilen ücretlerin taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri ile kanuni düzenlemeler uyarınca alınıp alınamayacağı ve alınması durumunda da yapılan kesintilerin fahiş olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ve devamı maddeleri, 5411 sayılı Kanun’un 144 üncü maddesi, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’un 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.