Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3049 E. 2023/6896 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3049
KARAR NO : 2023/6896
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/607 Esas, 2021/1728 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/301E., 2018/50 K.

Taraflar arasındaki … (TÜRKPATENT) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “Kültür” ibaresini esas unsur olarak içeren bir çok markanın sahibi olduğunu, davalı şirketçe yapılan 2016/57615 sayılı “Amerikan Kültür Kolejleri Türkiye Gelenek-Bağımsızlık-Onur+Şekil” ibareli marka başvurusuna mutlak ( ibarenin yanıltıcı olması hasebiyle marka olarak tescil edilemeyecek işaretlerden olması) ve nispi (iltibas, gerçek hak sahipliği, tanınmışlık ve kötü niyet ) nedenlerle yapmış oldukları itirazın nihai olarak TÜRKPATENT YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek davaya konu YİDK kararının iptaline ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının isabetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; “kültür” ibaresinin tek bir kişinin kullanımına tahsis edilemeyeceğini, kaldı ki davacı markalarında esas unsurun “kültür” ibaresi olmadığını, müvekkilinin 2004 yılından bu yana “Amerikan Kültür” markasının gerçek hak sahibi olduğunu ve bu markanın müvekkili tarafından tanınmış marka haline getirildiğini, taraf markaları arasında hiç bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin marka başvurusunun kötü niyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuruya konu marka kapsamında bulunan tüm mal ve hizmetlerin aynı ve benzerinin itiraza mesnet markalar kapsamında da bulunduğu, başvuruya konu markada, tüketicinin aklında kalan ve ayırt edicilik sağlayan unsurun “kültür” ibaresi olduğu, diğer unsurların coğrafi kaynak ve verilen hizmetin türünü belirten ibareler olmaları hasebiyle ayırt edici olmadıkları, başvuru markasında esas unsur konumunda olan “kültür” ibaresinin itiraza mesnet markalarda da aynen ve esas unsur olarak yer aldığı, “kültür” kelimesinin, çekişme konusu olan “eğitim-öğretim hizmetleri” bakımından çağrışımsal etkisi olan zayıf bir marka işareti olduğu, ancak “kültür” ibaresini içeren davacı markalarının tescilli olduğunun da aşikar bulunduğu, bu bağlamda kültür kelimesi zayıf marka olmakla birlikte, asgari bir korumaya da haiz olduğu, davaya konu marka başvurusunda “kültür” ibaresi dışında yer alan ibarelerin ayırt ediciliği bulunmayan işaretler oldukları, her ne kadar 41. sınıfta “kültür” sözcüğünün de yüksek ayırt ediciliğinden bahsedilmesi mümkün olmasa da ortalama tüketicinin aşina olduğu bir marka karşısında ayırt edici niteliklere sahip olmayan başka bir benzer marka gördüğünde en azından markaları birbirleriyle ilişkilendireceği, taraf markalarının mal ve hizmetleri de emtia ve markasal anlamda birbirleriyle ayniyet gösteriyor oldukları da göz önüne alındığında markaların iltibasa yol açacak kadar benzer olduğu, aynı veya benzer mal veya hizmetler üzerinde kullanılması halinde karıştırma ihtimalinin kaçınılmaz olduğu, davacının, davalıdan önce “Kültür” ibaresi üzerinde eğitim ve öğretim hizmetleri alanında öncelik hakkı elde ettiğini ve tanınmışlık iddiasını ispat edemediği, davalının kötü niyetli olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davaya konu YİDK kararının iptaline, başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; kültür ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf bulunduğunu, markada tek başına kültür ibaresinin bulunmadığını, yeterli ayırt edicilik bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın adalete güveni sarsıcı nitelikte olduğunu, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, “kültür” ibaresinin 41. sınıfta yer alan hizmetler bakımından ayırt edici niteliğinin zayıf olduğunu, emsal kararlara aykırı karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların itirazlarına mesnet markaların asli unsurunun “kültür” ibaresinden oluştuğu, kültürün, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü anlamına geldiği, bu haliyle söz konusu kelimenin, tescili istenilen 41. sınıf hizmetler yönünden doğrudan tanımlayıcı bir niteliği bulunmamakla birlikte, ayırt edici gücünün zayıf olduğunun kabulü gerektiği, dava konusu başvuru ise “Amerikan Kültür Kolejleri Türkiye Gelenek-Bağımsızlık-Onur+Şekil” ibaresinden oluşmakta olup, 41. sınıf hizmetlerin ortalama yararlanıcısı olan kimseler gözetildiğinde başvuru konusu ibarenin asli unsurunun da “KÜLTÜR” ibaresinden oluştuğu sonucuna varıldığı, ayrıca, aynı nedenlerle markalar arasında anlamsal bir benzerliğin bulunduğunun da açık olduğu, bununla birlikte bir bütün olarak başvuru konusu ibare ile redde mesnet markalar karşılaştırıldığında görsel bir benzerlikten söz etmenin ise mümkün olmadığı, her ne kadar başvuru konusu ibare ile redde mesnet markalar arasında kısmi bir anlamsal benzerlik bulunmakta ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.05.2016 tarih, 2015/10945 E., 2016/5739 K. sayılı ilamında da kabul edildiği üzere, 41. sınıf hizmetlerin kullanıcılarının dikkatli ve seçici kişilerden oluştuğu da gözetildiğinde, aralarında görsel ve işitsel benzerlik bulunmayan başvuru ile redde mesnet markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, başvuru konusu ibareye yapılan eklerle davacı markalarından yeterince ayırt ediciliğin sağlandığı, aksinin kabulü halinde 41. sınıf hizmetler yönünden ayırt ediciliği düşük “kültür” ibaresinin davacıların tekeline bırakılması gibi bir sonucun doğacağı, davacı tarafa ait markalarla başvuru konusu işaret arasında benzerlik bulunmadığından somut olayda, tanınmışlık olgusunun tartışılmasına gerek olmadığı, yine davacı markaları ile benzerlik taşımayan bir marka başvurusunun kötü niyetli olduğunun da kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davalılar vekillerinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı şirketin bizzat ve organik bağı olan şirketler aracılığıyla “kültür” ibaresini içeren bir çok marka başvurusu yaptığını, davalı şirketin, fiiliyatta kullanma imkanı bulunmayacak sayıda marka başvuru yapmasının marka yedekleme ve engelleme amacı taşıdığının ve kötü niyetli olduğunun en büyük göstergesi olduğunu, “Amerikan” ibaresi altında eğitim ve öğretim kurulu açılmasının da ilgili mevzuat gereğince mümkün olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince, “kültür” ibaresinin eğitim ve öğretim hizmetlerinde zayıf marka olduğu belirtilmiş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/6363 E., 2017/6652 K. sayılı kararında, “kültür” ibaresinin eğitim ve öğretim hizmetlerinde zayıf marka niteliğinde olmadığının belirtildiğini, kararın yerleşik yargı uygulamasıyla çeliştiğini, taraf markalarının ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararının isabetli olup olmadığı ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının b bendi ile aynı KHK maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları ve aynı KHK’nın 35 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı … harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı … Hizmetleri A.Ş.’ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.