Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3017 E. 2023/2783 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3017
KARAR NO : 2023/2783
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2021/11 Esas, 2021/101 Karar
HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı Yenbo Gıda Turz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 12.05.2008 tarihli sözleşme ile işletme lisansı hususunda tarafların anlaştıklarını, davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, sözleşmenin ihlal edildiğini, sözleşmenin tek taraflı feshedildiğini, davalılar aleyhine açılan takip dosyasının davalı … haricindeki diğer davalılar bakımından kesinleştiğini, Sezai hakkındaki itirazın iptali davasının devam ettiğini, lisansın bir veya birden çok ihlal sebebiyle lisans veren tarafından sona erdirilmesi durumunda lisan alanın başkaca hiçbir şarta gerek kalmadan 50.000,00 usd cezai şartı lisans verene ödemesi gerektiğini, sözleşmenin davalılar Adil ve Sezai tarafından müşterek müteselsil kefil olarak imzalandığını, davalılara yapılan başvurulardan sonuç alınamadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşme ile düzenlenen cezai şart, yoksun kalınan kar, müspet ve menfi bilumum ticari zararlar bakımından şimdilik 10.000,00 usd’nin davalılardan tahsilini talep etmiş, 28.05.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 50.000,00 usd’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin sözleşmeye dayalı edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı tarafından ödenmesi gereken kira bedellerinin ödenmediğini ve davalıların mağdur edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 17.06.2019 tarih, 2017/3 E., 2019/248 K. sayılı kararı ile davacı ile davalılar arasında imzalanan Lisans (Franchising) Sözleşmesi konusunda tarafların anlaştıkları, davalıların, davacı şirket tarafından belirlenenler dışında yiyecek ve meşrubat ürünleri dışında yiyecek ve meşrubat ürünleri için My Pide By Dürüm Sistem şartnamelerine uymayan veya lisans veren tarafından konulmuş yöntemlere uygun olarak hazırlanmamış yiyecek ve meşrubat ürünleri satması nedeniyle davalıların sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmedikleri, bu durumda sözleşmenin feshinde davacının haklı olduğu, sözleşmenin davalılar Adil ve Sezai tarafından müşterek müteselsil kefil olarak imzalandığını, bu nedenle bu davalılarında sözleşme hükümleri gereğince sorumlu oldukları, sözleşme ile düzenlenen cezai şart, yoksun kalınan kâr, müspet ve menfi bilumum ticari zararlar bakımından alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, hem cezai şart, menfi ve müspet zararları ile kâr mahrumiyeti talep edilmiş ise de sözleşmenin feshi nedeni ile cezai şartın, menfi müspet zararın ve kâr mahrumiyetinin birlikte talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.000,00 usd’nin dava tarihi olan 26.05.2009 tarihinden itibaren, 40.000,00 usd’nin ıslah tarihi olan 13.12.2018 tarihinden itibaren, T.C. Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığı Devlet Bankalarınca Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli en yüksek vadeli mevduat hesabına ödenen faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
Dairemizin 15.06.2020 tarih, 2019/4910 E., 2020/2896 K. sayılı kararıyla; ” …Bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında davacı 12/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını artırmışsa da ıslah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E.- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, bozma sonrası ıslahın söz konusu olmayacağı nazara alınarak hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün resen bozulması gerekmiştir.

Ayrıca kabule göre de dosya kapsamında, davacı vekilinin ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmış olup,… Bu durumda, HMK’nın 177 maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma dışında mahkemeye sunduğu yazılı ıslah dilekçesinin, davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilip, varsa davalı tarafın da ıslah dilekçesine savunmaları kapsamında inceleme yapılıp neticesine göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.” gereğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalılar arasında imzalanan Lisans (Franchising) Sözleşmesi konusunda tarafların anlaştıkları, davalıların davacı şirket tarafından belirlenenler dışında yiyecek ve meşrubat ürünleri dışında yiyecek ve meşrubat ürünleri için My Pide By Dürüm Sistem şartnamelerine uymayan veya lisans veren tarafından konulmuş yöntemlere uygun olarak hazırlanmamış yiyecek ve meşrubat ürünleri satması nedeniyle davalıların sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmedikleri, bu durumda sözleşmenin feshinde davacının haklı olduğu, sözleşmenin davalılar Adil ve Sezai tarafından müşterek müteselsil kefil olarak imzalandığı, bu nedenle bu davalıların da sözleşme hükümleri gereğince sorumlu oldukları, sözleşme ile düzenlenen cezai şart, yoksun kalınan kâr, müspet ve menfi bilumum ticari zararlar bakımından alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, hem cezai şart, menfi ve müspet zararları ile kâr mahrumiyeti talep edilmiş ise de sözleşmenin feshi nedeni ile cezai şartın, menfi müspet zararın ve kâr mahrumiyetinin birlikte talep edilemeyeceği, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığı, sadece 10.000,00 usd’nin davalılardan alınmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.000,00 usd’nin dava tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının, Devlet Bankalarınca Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli en yüksek vadeli mevduat hesabına ödenen faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle;
1.Tarafların arasında imzalanan sözleşme gereklerinin davalılar tarafından yerine getirildiğini ancak davacı tarafından yükümlülüklerin ihlal edildiğini, davacı tarafından davalılara mal gönderme ediminin ifa edilmediğini, davacı tarafından ödenmesi gereken kira bedellerinin ödenmediğini ve davalıların mağdur edildiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, cezai şartın istenebilmesi için geçerli bir borç ilişkisinin bulunması ve sözleşmeden dönülmemiş olmasının gerektiğini,

2. Dava tarihi ile karar tarihi arasında kurda büyük değişiklik olduğunu, bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 182 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca bedelin uyarlanmasının gerektiğini,

3. Davalı … ve …’un borcun tamamından müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu tutulduğunu, ancak 6098 sayılı Kanun’un 589 uncu maddesi gereğince kefilin asıl borç ilişkisinin hükümsüz hale gelmesinin sebep olduğu zarardan ve ceza koşulandan sorumlu olacağına ilişkin anlaşmaların kesin hükümsüz olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedilmesi sonucunda hükmedilen alacağın davalıdan tahsiline karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 177 inci maddesi

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.