Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3008 E. 2023/5356 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3008
KARAR NO : 2023/5356
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2140 Esas, 2022/408 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/387 E., 2018/982 K.
BİRLEŞEN DAVA : İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/133 E.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada menfi tespit talepli davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 26.09.2023 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacılar vekili Avukat … ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacılar vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in davalıdan, tapu kayıtları sunulan taşınmazları satın aldığını, satış bedelinin 3.200.000,00 TL’sinin peşin ödendiğini, bakiye 900.000,00 TL satış bedeline karşılık olarak müvekkili …’in keşide ettiği 650.000,00 TL ve 250.000,00 TL bedelli iki adet çek verildiğini, müvekkillerinden …’in, satın aldığı taşınmazlar üzerinde inşaat yaptırmak istediğini, bunun için ölçümler yaptırdığını, bu süreçte, taşınmazların bir kısım komşu parsel malikleri tarafından işgal edildiğinin tespit edildiğini, satılanın ayıplı olduğunu ileri sürerek taşınmazların değerinde işgal nedeniyle meydana gelen değer düşüklüğünün tespiti ile bu miktarda davacının borçlu olmadığının tespitine, davalıya verilen 650.000,00 TL bedelli çekin, bakiye 440.000,00 TL tutarındaki kısmının iptaline, iptal edilecek çekin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.

Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul 27. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/116 E. sayılı dosyasında 650.000,00 TL’lik çekin ödenmeyen kısmı yönünden dava ikame edildiğini, davalının ihtiyati haciz kararı alarak ardından da icra takibine geçtiğini belirterek bu kez müvekkillerinin aynı sözleşme kapsamında davalıya verilen 30/04/2014 keşide tarihli Z5867098 çek numaralı ve 255.000,00 TL meblağlı Akbank … Şubesine ait çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile çekin iptaline,çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacılar vekili ıslah dilekçesiyle; 650.000,00 TL’lik çekin bakiyesi 440.000,00 TL’nin de dava açıldıktan sonra ödendiğini beyanla ödenen paradan taşınmazın değerinden düşülecek kısma isabet edenin, ödeme tarihi itibariyle faizi ile davalıdan tahsiline, ayrıca taşınmaz ile ilgili son ödeme olan 250.00,00 TL meblağlı çek yerine 5.000,00 TL faiz eklenerek, 30.04.2014 tarihli 255.000,00 TL meblağlı çek verilmiş olmakla, 255.000,00 TL tutarlı çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tapu senedinde bildirilen yüz ölçümü üzerinden taşınmazları satın aldığını ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 244 üncü madde de bildirilen şekilde satıcının taşınmazların yüz ölçümünün eksik olmasından dolayı tazminat yükümlülüğü üstlenmediğini, tapu sicilinin aleniyeti prensibi kabul edilmiş olup bu sicillerden önce mevcut olan kadastro ve kayıt belgeleri de ilgililer için aleniyet taşıdığını, tecavüz durumunun bulunup bulunmadığının kadastral kayıtlarda gerektiğinde ölçü de yapılarak tespit edilebileceğini belirterek davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ayıbın gizli nitelikte olduğunu ve ihbarın süresinde yapıldığını, ayıp bildiriminin tanık dahil her türlü delil ile ispatının mümkün olduğunu, işgalin taşınmazın değerini düşürdüğünü, kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Davalı yanca satılan taşınmazın satışından sonra, taşınmazların ayıplı olduğu iddiası ile satış bedelin düşürülmesi ve bundan dolayı davalıya verilen bakiye ödenmemiş çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun’un 244 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınarak, davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.