Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/3006 E. 2022/5241 K. 24.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3006
KARAR NO : 2022/5241
KARAR TARİHİ : 24.06.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20.10.2015 tarih ve 2014/1476 E. – 2015/739 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından duruşmalı, katılma yoluyla davalılar Haska İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 07.03.2017 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … ve Av. … ile davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 20.05.2000 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre davacılardan …’ın Haskum ve Hastaş Kum…Ltd.Şti’ndeki hisselerini …, … ve … e, … ‘ın ise Hastaş Kum…Ltd.Şti ve Haska Beton…Ltd’deki hisselerini … ve …’e devir ve temlik ettiklerini, bu devir işlemleri nedeniyle davalıların toplam 2.000.000 USD borcu bulunduğunu, davacıların iyiniyetli girişimlerine rağmen borcun ödenmediğini, davalıların kötüniyetli olduklarının anlaşılması üzerine, aleyhlerine İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2014/25348 E. sayılı dosyası ile ilamsız genel haciz yoluyla icra takibine girişildiğini, davalılardan … ve Haska İnşaat…Ltd. Şti’nin icra takibine itiraz ettiklerini ve bu borçlular yönünden takibin durduğunu, davalılar itirazlarının dayanaksız olduğunu, alacağın likit bir alacak olduğunu ve zamanaşımı süresinin dolmadığını beyanla, davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, diğer davalılar bakımından takipte henüz ödeme emri tebliğ edilmediğinden, dava konusu alacağın tahsiline, dolayısıyla alacağın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davalıların %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmişlerdir.
Davacı vekili 02.06.2015 tarihli duruşmada alacak davasını atiye bıraktıklarını beyan etmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava konusu sözleşmede ödeme tarihi belirlenmediği, muacceliyet şartı bulunmadığı, muacceliyetin şarta bağlandığının kabul edilemeyeceği, o halde alacağın borcun doğduğu tarihte muaccel olduğu, bu kabul doğrultusunda da borcun sözleşme imzalandığı 20/05/2000 tarihinde doğduğu, bu tarihten itibaren takip tarihine kadar 14 yılın üzerinde zaman geçtiği, dolayısıyla alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, ve katılma yoluyla davalılar … ve Haska İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
1- 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 297/2. ve 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da imkansız kılmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili, dava dilekçesi ile icra takibine itiraz eden davalılar Haska İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. ve …’un itirazlarının iptaline, takibin devamına, diğer davalılar bakımından takipte henüz ödeme emri tebliğ edilmediğinden, dava konusu alacağın tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir. Ön inceleme duruşmasında, davacılar vekili davalılar Haska Beton Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Hastaş Kum Çakıl Eleme Tesisleri San ve Tic. Ltd. Şti, Has Kum Sanayi Ticaret Ltd. Şti, … yönünden davayı atiye terk ettiklerini, işbu davanın davalılar … ve Haska İnşaat San ve Tic. Ltd. Şti’ye karşı itirazın iptali davası olduğunu bildirmiştir. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında dava türü olarak alacak ve itirazın iptali, gerekçe kısmında ise davanın itirazın iptali davası olduğu belirtilmiş, takip tarihi 10/09/2014 itibariyle, her halükarda alacak yönünden zamanaşımı süresi dolmuş olmakla, işbu itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durum yukarıda anılan yasa maddelerine aykırı olup gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde bulunduğundan ve mahkemece tüm talepler yönünden olumlu olumsuz karar verilmek gerekirken eksik hüküm tesisi oluşturduğundan kararın re’sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin ve davalılar … ve Haska İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.