Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2902 E. 2023/6858 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2902
KARAR NO : 2023/6858
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1675 Esas, 2022/279 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/223 E., 2021/178 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Hakem Heyeti’nin 25.09.2012, 11.02.2013 tarihli kararları uyarınca, tam bölünme ile sona eren 2020 Tanmiyat İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında icra takibi başlatıldığını, bölünme kararlarına göre, davalı alacağının kesinleşmesi halinde davacı şirket tarafından ödeneceği yönünde yönetim kurulu kararı alındığını, Hakem Heyeti kararının, bölünme ile davacı … şirketine bırakılan taşınmazlarla ilgili olarak davacının verdiği mimari tasarım hizmetinin karşılığı tahsiline ilişkin olduğunu, davacının bu meblağın yarısını dava dışı … ve … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.ne temlik ettiğini, adı geçen bu şahıslar tarafından da aleyhlerine temlik edilen bu miktarın tahsil için icra takibi başlatıldığı gibi, aynı kişiler tarafından, Hakem Heyeti kararına konu taşınmazların mimari tasarım hizmetlerinin, avan projelerinin, ve sair projelerin … tarafından izinsiz kullanıldığından bahisle İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinde açılan dava sonunda mimari projenin …’e, mali hakları kullanma yetkisinin ise … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.ne ait olduğu gerekçesiyle … ve müvekkili şirket aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın tahsili için icra takibi başlatıldığını, bu karar ile Hakem Heyeti kararının yok hükmünde olduğunun ortaya konulduğunu, ayrıca davalı … tarafından … ve … İnşaat San.ve Tic. Ltd. Şti.ne verilen temlikin de davalının bu hususu açıkça kabul ettiğini ortaya koyduğunu, davalının intihal yolu ile temin ettiği proje ile ilgili kendisine ödeme yapılmasına dair Hakem Heyeti kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davalı tarafından İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2013/7979 sayılı dosyasında başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, itiraz edilmeyerek kesinleşen Hakem Heyeti kararının takibe konulduğunu, takip devam ederken … şirketinin bölündüğünü, takip dosyasında konulan hacizlerin kaldırılması için bölünen şirketlerden … şirketinin açmış olduğu dava kabul edilmişse de temyiz taleplerinin kabul edilerek kararın bozulduğunu, … şirketinin de borçtan sorumlu olduğunu, kesinleşmiş bir ilama karşı borçlu olunmadığının ancak borcun ödendiği iddiasıyla açılabileceğini, herhangi bir tahsilatın olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/818 esasına kayden davacının … Uluslararası Taşımacılık Lojistik San. Tic. A.Ş tarafından davalı … aleyhine, … İnşaat San. ve Tic. A.Ş aleyhine “Mimarlık Hizmeti Bedelinin Ödenmemesi Hususunu İçeren TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Hakem Heyetinin 25.09.2012 tarihli kararın iptali talebi ile açılan davanın 01.12.2016 tarihinde usulden reddine karar verildiği, derecettan geçerek nihayetinde 01.07.2019 tarihli ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek, ek kararın 24.07.2019 tarihinde kesinleştiği, Hakem Heyetinin 25.09.2012 ve 11.02.2013 tarihli kararları ile davalının yaptığı hizmetlerin bedelinin hüküm altına alındığı, kararda tebliğ tarihinden itibaren 1 aylık süre içerisinde karara karşı görevli İstanbul Mahkemelerinde iptal davası açılabileceğinin belirtildiği, itiraz süresi içerisinde dava dışı şirketin itiraz yoluna gitmediği, itiraz yoluna gidilmediğinden kesinleşmiş kararın İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2013/7979 sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiği ve takibe itiraz edilmediği, takip devam ederken dava dışı … İnşaat San. ve Tic. A.Ş’nin tam bölünme yoluna giderek aktifleri ve pasifleriyle beraber iki ayrı şirkete bölündüğü, davacı … Uluslararası Taş. Loj. San. Tic. A.Ş.’nin aktiflere ve pasiflere halef olan bu iki şirketten birisi olduğu, İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2013/7979 sayılı takip dosyasında konulan hacizlerin kaldırılması için bölünme sonucu ortaya çıkan dava dışı … Arazi Yönetim ve Tic. A.Ş şirketinin açmış olduğu davanın kabul edildiği, davalı tarafça yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2013/13938 E. 2014/743 K. sayılı ilamı ile davalı aleyhine verilen kararın bozulduğu, davaya konu borcun dayanağı olan hakem heyeti kararına itiraz edilmediği bu nedenle hakem heyeti kararının kesinleştiği ve ilam niteliğinde olduğu, kesinleşmiş bir ilama karşı borçlu olunmadığına dair tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki iddialarını yinelemiş, haciz baskısı altında yapılan ödemeden dolayı davanın istirdat davasına dönüştüğünü belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren davalıdan istirdatına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, Hakem Heyeti kararlarının ilâm niteliğinde olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 407 ve devamı maddelerine göre iptal davası açılıp iptal edilmedikçe ilâmlı takibe konu edilebileceği, Hakem Heyeti kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna dair iddianın dinlenemeyeceği, … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tam bölünmesi sonucu oluşan … Uluslararası Taşımacılık Lojistik San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu’nun 06.05.213 tarihli kararı ile dava konusu alacağın bu şirket tarafından ödeneceğinin karara bağlandığı, ancak takibin … Arazi Ltd. Şti.ne karşı da başlatılması ve taşınmaza konulan hacizler sebebiyle haciz baskısı altında ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ise de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 168 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; bölünmeye katılan şirketlerin, bölünme sözleşmesi veya bölünme planına göre herhangi bir şirkete tahsis edilmeyen borçlardan müteselsilen sorumlu oldukları, bölünme zamanında, bölünme sözleşmesi veya bölünme planı bulunduğuna ilişkin bir dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı gibi, bölünmeden yaklaşık bir yıl sonra alınan yönetim kurulu kararının iç ilişkide hüküm ifade ettiği, bölünme sonrası ortaya çıkan şirketlerin müteselsil sorumluluklarının ortadan kalkmadığı, her iki şirketin de borçtan müteselsilen sorumlu olduğu, davalı … tarafından uygulanan projenin çalıntı olduğu, bu durumun İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22.04.2014 tarih, 2011/20 E., 2014/92 K. sayılı ilamı ile tespit edildiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/12478 E., 2015/9635 K. sayılı ilamı ile ”…dava dilekçesi usulünce tebliğ olunmasına rağmen yargılama sırasındaki diğer tebligatların ve özellikle sözlü yargılama gününün davalı …’ya 7201 sayılı Kanun hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmemesi ve bu suretle anılan davalının savunma hakkının kısıtlanması doğru görülmediğinden..” denilerek bozulmasına karar verildiği, daha sonra karar verildiğine ve bu kararın kesinleştiğine ilişkin dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı, davacı taraf çalıntı proje sebebiyle zarara uğradığı ve dava dışı gerçek kişi …’e ve … İnşaat San.ve Tic. Ltd. Şti.nin açtığı dava sebebiyle … ve müvekkili şirket hakkında maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini bu sebeple zarara uğradığını iddia etmiş ise de, dava konusu Hakem Heyeti kararına istinaden başlatılan icra takibi ile ayıp iddiasının ileri sürüleceği davanın farklı bir dava konusu olup, o davada ileri sürülmesi gerektiğinden işbu davada ayıplı ifa iddiasının dinlenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı alacağının, kesinleşmesi şartına bağlı olarak, … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.nin taksim kararına göre, davacı … şirketi tarafından ödeneceği konusunda yönetim kurulu kararı alındığını ancak davalının hakem heyetine başvurusunun ve hakem heyeti kararının … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.ne tebliğ edilmediğini, yine bu evrakın, şirketin tam bölünmesi ile ortaya çıkan davacı şirketlere de tebliğ edilmediğini, dolayısıyla tebliğ edilmemiş bir karardan dolayı kesinleşmeden bahsedilemeyeceğini, hakem heyeti kararının adil yargılanma hakkı ihlal edilerek verilmiş usulsüz bir karar olduğunu, ancak bu usulsüzlüklere, hukuki dinlenilme hakların ihlal edildiğine dair iddialarının İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince dikkate alınmadığını, davalı tarafça başlatılan icra takibinde, davalının muhatap kabul ettiği … şirketinden başka müvekkili … şirketi aleyhine de takip başlatıldığını, halbuki … şirketi taşınmazları üzerindeki hazcin borcu karşılamaya yeter olduğunu, diğer şirket hakkında başlatılan takibin kötü niyetli olduğunu, istinaf mahkemesi gerekçesinde, bu iddia ile ilgili olarak, bu konuda … şirketinin istinaf talebinin bulunmadığı belirtilmiş olsa da, İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği üzere davalının başlattığı takip dosyasında konulan hacizlerin kaldırılması için … şirketi tarafından açılmış davanın kabulüne karar verildiğinin belirtildiğini, ayrıca, dava dışı şahıslar … ve … İnşaat tarafından müvekkili ve işbu davanın davalısı … aleyhine, kendileri tarafından yapılan projenin … tarafından izinsiz kullanıldığından bahisle ceza ve tazminat davasının yargılaması sonunda, … ile müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, dolayısıyla bahsedilen bu dava ile davalı …’nun müvekkili şirkete vermiş olduğu hizmetin çalıntı olduğunun tespit edildiğini, nitekim dava dışı şahıslara … tarafından Hakem Heyeti kararı uyarınca hükmedilen meblağın bir kısmının temlikinin de bu hususu teyid ettiğini, davalını intihalle temin ettiği proje karşılığı Hakem Heyeti kararı uyarınca müvekkilinden proje bedeli talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, Hakem Heyeti kararının, bahsedilen ceza ve tazminat davası karşısında yok hükmünde olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Hakem Heyeti kararı uyarınca başlatılan ilâmlı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık ise Hakem Heyeti kararına konu projenin, bir başka davada, eldeki menfi tespit davasında alacaklı gözüken kişi tarafından izinsiz kullanıldığının tespitinin, işbu menfi tespit davasında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yönünde toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371, 409 ve 439 uncu maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. 6102 sayılı Kanun’un 116, 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 174 üncü maddesi.

4. Yargutay 11. Hukuk Dairesinin 26.12.2016 tarihli ve 2016/8558 E., 2016/9800 K. sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.